CHP, Tüzük Kurultayından güçlenerek çıktı...

“Denizler durulmaz çalkalanmadan”

CHP’nin Kurultayları hep hareketli geçiyor... Bu hareketlilik partide demokrasinin varlığının da bir işaretidir... Biat kültürünün olmadığının da bir göstergesidir... Liderler hep gelip geçicidir... Batı türü demokrasilerde de artık liderlerin yerini sistemler almıştır. Partiler sistemlerini halkına en iyi şekilde anlatmak için çalışmalar yapmaktadırlar... Daha katılımcı eşitlikçi, paylaşımcı, lider sultasının olmadığı sistemler daha çağdaş sistemlerdir...

CHP, Tüzük Kurultayı ile önemli tüzük değişiklikleri yaptı. CHP’yi  ülkemizin parti içi demokrasi en güçlü, katılımcı ve çağdaş bir partisi durumuna getirdi...

Yeni tüzükle birlikte, kadınlarımızın ve gençlerimizin siyasete etkin katılımlarının da önü açılmış oldu... Kadın kotasının  %33’e, gençlik kotasının da %10’lara yükseltilmesi, kadın erkek eşitliği, çoğulcu ve katılımcı demokrasi açısından çok önemliydi...

Parti başkanlığına aday önerme oranı ise % 20’den %10’a indirildi... Bu da parti içi demokrasisi için iyi bir yoldu...

Milletvekili seçimleri ön seçimle yapılacak... Merkez yoklaması % 15’le sınırlanacak... Bu da siyasete katılımın önünü açacak, adaylıklar liderlerin dudakları arasında olmayacak...

Yeni tüzükle birlikte partiye üyelikte kolaylaştırılıyor... İnternet üzerinden de partiye üye olunabilecek...

Parti Meclisi (PM) üye sayısı 80’den 60’a düşürüldü. Merkez Yürütme Kurulu da 17 üyeden oluşacak...

Partiye emek vermiş, eski genel başkanlardan, TBMM Başkanlığı, Başkan vekilliği, Başbakanlık, Bakanlık yapmış partililerden  oluşan bir onur kurulu oluşturulacak...Bu da partinin geleceği ile geçmişi arasında kuracağı köprü için çok önemli bir adımdır...

CHP, Tüzük kurultayından başarıyla çıkmıştır... Kurultay sürecinde yaşanılanları da demokrasinin içinde olması gereken unsurlar olarak görmek gerekiyor...

CHP, Kurultayda yaşanılanları unutarak, muhalif kanadı cezalandırarak değil, kucaklayarak yeni bir döneme girmelidir...

CHP, Kurultayla birlikte çalkalandı ve sonunda da duruldu...

Erdoğan Şahin, Didim