Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '14

 
Kategori
Siyaset
 

CHP 30 Mart'tan önce kaybetti.

CHP 30 Mart'tan önce kaybetti.
 

30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi nin beklenilen oy oranına ulaştığı söylenemez. Belirli bölgelerde önceki yerel seçimlere göre bir kaç puan artan oy oranı CHP'nin başarılı olduğu anlamına gelmez. 

Bunun bir kaç nedeni var.

Birincisi, katılım oranının oldukça yüksek olduğu düşünüldüğünde eğitim seviyesinin arttığı oranda oy oranı artan CHP'nin bu yeni katılımlarda göreceli olarak daha fazla oy alması gerekirdi.

İkincisi, bazı bölgelerde AKP'ye karşı görünmeyen doğal ittfak nedeniyle gelen bir kaç puan artış olduğu gerçeği yadsınamaz. Bu durumda  bu oyların gerçek sahibi CHP olmadığına göre emanet diyebileceğimiz oylar artış olarak yorumlanamaz.

Üçüncüsü, büyükşehir statütüsüne alınan yeni şehirler ile birlikte artık kırsal ilçelerinde büyükşehir adayları için oy kullanmasına izin veren yasanın sadece AKP' nin oylarını ve büyükşehir adaylarına olumlu etki yaptığı düşüncesi CHP için ayrı bir çelişkidir. CHP bu şehirlerin metropol harici ilçelerinde neden yeterince oy alamadığının analizini yapıp çözümler üretmesi gerekirdi.

Peki CHP neden oy oranını bir türlü artıramıyor?  Neden  yüzde 24-30 puan aralığında geziniyor? Ülkeyi yönetmeye talip olan bir partinin en az yüzde 40-45 aralğında bir oy oranına sahip olması gerekir. 

CHP'nin oy potansiyelinin aslında en az yüzde 40 olduğunu düşünenlerdenim. Pek neden  bu seçimde seviyeye çıkamadı sorusunu bir kaç madde ile yorumlamaya çalışacağım.

1.  GEÇ BELİRLENEN ADAYLAR:

Yerel seçimler üzerinden yorum yapacağımıza göre kesin adayların belirlenmesinin bir çok bölgede seçim çalışmalarına erkenden başlanmasını geciktirdiğini ilk olarak söylemelim. Yıllardır belki de ilk kez adaylar mümkün olduğunca objektif ve seçmen kriterlerine göre demokratik kuralllar elverdiğince doğru olarak belirlenmeye çalışıldı. Ancak aday belirleme sürecinin uzun olması adayların kendini tanıtma ve halka ulaşma ve politikalarını projelerini anlatma açısından yeterli süreyi daraltmıştır. Bu önemli bir nedendir.

2.  ADAY ADAYLARININ OLUMSUZ ETKİSİ

Kesin adayların belrlenmesinden sonra aday adaylarının  önemli bir bölümü başka partilere geçerek ( özellikle DSP)  aday olma tercihini yapmıştır. Böylece bu adaylar tamamen kişisel bir tercih yaparak halk için adayım veya hizmet için adayım  sözlerinin ne kadar basit  bir tutarsızlık olduğunu ispat etmişlerdir. Oysa bu aday adayları kesinleşen tek aday etrafında birleşerek kendileri için değil partileri için  aynı çalışmalara katılabilme olgunluğunu gösterebilselerdi bu birliktelik tercihini yapmamış olan kararsızlardan da ciddi miktarda oy kazandırabilirdi. Oysa bırakın oy kazandırmayı bir çok bölgede ciddi oy kayıplarına neden olmuştur. AKP adayları bu durumda asla birlikteliklerini bozmamışlar kendileri aday gösterilmeseler bile diğer aday için çalışmalarını sürdürmüşlerdir. CHP'nin aday adayları birlik ve beraberlik içinde olamamışlardır.

3. KADIN KOLLARI VE GENÇLİK KOLLARININ ETKİSİZLİĞİ

Bugün CHP'ye üye olup gelecek seçimlerde Milletvekili adayı olduğunuzu söylerseniz Parti üyelerinden size olumsuz bir tepki gelecektir. Bizler yıllardır üyeyiz oysa sen daha yeni üye oldun. Biz örgütteniz yeni üye olan bir kişiden önce yıllardır bu partiye üye olanların önceliği var gibi gerekçeler öne sürülerek  kalıplaşmış parti gelenekleri ile karşı karşıya kalma durumunu doğuracaktır. Oysa İzmir'de 10  bin sandığa, İstanbul'da 30 bin sandığa sahip çıkabilecek, oyların gerçekten seçmenin iradesini yansıtacak şekilde sonuçlarının alınmasını sağlayacak süreci sonuna kadar takip ederek gerek ilk tutanaklarda gerekse birleştirme tutanaklarında yolsuzluklara izin vermeyecek partiliyi görevlendiremiyen bir örgüt  verimli bir örgüt olamaz. Caddelere bayrak asmak örgütçülük değildir. Sandıklara sahip çıkamadıktan sonra oyların değişmesini çalınmasını veya yapılan yanlışlıkları önleyemedikten sonra caddeye astığın bayrak hiç bir anlam ifade etmeyecektir. Seçim öncesi verilen emeklerin hepsinin sandık tutanaklarında boşa gittiğini sanırım  CHP örgütleri il ve ilçe başkanları görmüşlerdir. 15 milyon insanın yaşadığı ve 10 milyona yakın seçmenin bulunduğu İstanbul'da 30 bin üyeyi bilinçlendirip eğitemeyen bir örgüt ülkeyi yönetmeye talip olmamalıdır. Gerek Kadın Kollarının gerekse Gençlik Kollarının bu önemli konuda başarısız oldukları bir gerçektir. Örgüt sandıklarda gerekli koordinasyonu sağlayamadığı gibi seçim öncesi çalışmalarda etkin ve başarılı olamamıştır. İl ve ilçe örgütleri ve yönetimleri bölgeye göre seçmen profiline uygun toplantı ziyaret etkinlik vs projeler geliştirmemiştir.

4.İKTİDAR PARTİSİNİN DEVLET İMKANLARINDAN YARARLANMASI

AKP' nin Devlet imkanlarından sonuna kadar yararlanmasının aslında muhalefet partiler için değerli bir propaganda aracı olduğu yeterince kavranılmamış bu çelişki seçmene yeterince anlatılamamıştır. 17 Aralık'tan sonraki süreçte bütün seçmenin algılarının hemen değişebileceği varsayılarak hata yapılmıştır. Bir önceki seçimlerde yüzde 49 oy almış partinin seçmen kitlesi her ne kadar yolsuzluklara harama hırsızlığa adaletsizliğe karşı olsalar da psikolojik olarak kendi kendlerini aklama içerine girmişlerdir. Bu kitlenin yeniden büyük oranda AKP' ye oy vermesi aslında AKP' yi değil seçmenin kendi kendisini aklamak istemesi düşüncesidir. Devletin araç gereçleri makamları ve maddi manevi bütün imkanlarının AKP tarafından kullanıldığı bir dönemde bu israfın adaletsizliğin ve eşitsizliğin seçmene anlatılması konusunda etkili olamamıştır.

5.EĞİTİM SEVİYESİNE GÖRE OY ORANININ DAĞILIMI.

CHP'nin eğitim seviyesi yükseldikçe oy oranı nın arttığı gerçeği istatistiki ve doğru bir sonuçtur. Bu sonuçtan iki farklı davranış biçimi ortaya çıkar. 

a) Eğtim seviyesi düşük seçmenler CHP poltikalarını anlayamamaktadırlar. CHP yönetimi bu kitleye ulaşamamakta onlar ile etkileşime girememektedirler.

b) CHP eğtimin ve bilgilenmenin önündeki engelleri ne kadar büyük oranda kaldırabilirse  aynı oranda başarılı olacaktır.

Örnek olarak Rize de CHP mitinginde en az 5 bin kişi olduğunu sanıyorum. Bir iki olumsuzluğa rağmen oldukça da coşkulu geçmişti. 60 bin seçmenin olduğu Rize de CHP sadece 2769 oy almış görünüyor. Bu sonucu nasıl açıklayacaksınız?  

Bir kaç nedeni olabilir. Önceliği dini değerlere veriyorum. Maalesef dini bağnazlık dini anlayamama ve sofular tarafından imamlar tarafından çarpıtılarak anlatma, kişisel menfaatler gözetilerek halkı din açısından günah veya sevap gibi değerler üzerinden kalıplaştırma, düşünme yargılama bilgilenmeden uzaklaştırma sonucunda bu bölge insanı geleneksel olarak CHP'yi din karşıtı bir parti olarak görmüştür. Oysa partinin dindarı veya din karşıtı olması mümkün müdür? Bu ancak bilgilenme ile değerlendirilebilecek bir durumdur. Dini değerlere göre inanma ve ibadet kişiseldir. Bir başkasının ibadeti bir başkasına bir katkı sağlayamaz. İmamın çok olduğu bölgede düşünme bilgilenme ve eğitimin yükselmesini beklemek hayalciliktir. Müslümanlık ibadetten önce bir ahlak dinidir. İbadet kişiseldir ancak ahlak toplumsal bir olgudur.

İkinci nedeni ise adayların etkileri olabilir. Ancak yerel olsun genel seçim olsun her seçimde CHP nin aldığı oy oranı yüzde 5-10 aralığında ise bu bölge için yıllardır bir projeniz bir sosyal etkiniz yok demektir. Sadece 5-10 büyük metropollerdeki oy oranı ile iktidar olmak mümkün değildir. Bu ve buna benzer bölgelerde CHP  ne zaman oy oranının ülke geneli ortalamasına taşırsa ancak o zaman İktidar olabilir.

Cumhuriyeti kurmak ile övünen bir parti 90 yıllık geçmişi olan bir parti Ülkenin tüm bölgelerine hitap edememiş kendisini anlatamamış ise seçmeni değil kendi örgütünü kendi yönetimini sorgulaması gerekir. Bir çelişkili durum ise bu bölge insanının kendi seçtiği her yönetim tarafından bir çok olumsuzluklara maruz kalmasına rağmen neden hala aynı partilere oy verdikleri sonucudur. Örneğin çay alım poltikaları, özelleştirmeler, Hes projeleri, işsizlik , yatırım  yetersizliği gibi olumsuzluklara rağmen bu bölge insanı yine oylarını yıllarca  bu partilere vermiştir.

CHP'nin 30 Mart'tan önce kaybettiği ni düşündüğüm yukarıdaki nedenler beklenilen oy oranının alınmadığı gerçeğinin ortaya çıkması nedeniyledir. İktidarın ülkeyi ayrıştıran zengini daha zengin fakiri ise daha fakir hale getiren, emekliyi, öğrenciyi, çiftçiyi, öğretmeni  memuru gittikçe daha olumsuz şartlara sürükleyen bir çok uygulamasına rağmen bu seçimlerin bir yerel yönetim seçimi olduğu adayların sadece yerel yönetici olacaklarından bölgedeki kişisel tanınırlığı ve etkinliği de elbette oy oranında etkili olmuştur. Yerel yönetimlerin merkez yönetim ile aynı partiden olmasının avantaj olacağı düşüncesi CHP nin beklediği oy oranına ulaşmasını etkilemiştir.

Seçimler öncesinde CHP'nin basın ve tv reklamlarının başarılı ve olumlu olması genel seçimler için bir moral olmalıdır. Birleştiren, herkes için CHP sloganları olumludur. Daha özgürlükçü daha katılımcı barış ve huzur içinde bir Türkiye vaadinin reklam propagadasının temelini oluşturması olumludur. CHP'nin bir çok sosyal projesinin aslında AKP tarafından reddedilir gibi görünsede uygulanmaya çalışılması CHP nin  politka ve sosyal proje üretmede doğru yolda olduğunun göstergesidir. Ancak genel seçimler öncesinde CHP eğer iktidar olmak istiyorsa örgütlerini çok daha iyi çalıştırmak zorundadır. Gidilmeyen ev ulaşılmayan aile kalmamalıdır. Özellikle bu seçimlerde Kadın adayların başarısı değerlendirilmelidir. Seçmenlerin yarısının kadın olduğunu düşündüğümüzde Kadın aday göstermeyen  bir iki kadını yönetime sadece bir araç olarak çıkaran AKP'nin  aldığı oyların büyük bir çoğunluğunu bu çelişkilere rağmen nasıl kadınlardan aldığının analizini CHP yapmak zorundadır.

Genel seçimler  öncesi de baskı ve sansür altındaki basın ve tv lerin muhaletefe olan sansürü giderek ve belkide daha da artarak devam edecektir. O halde CHP bu gerçeği gözönünde bulundurarak bunları bahane etmeden çok daha sıkı bir şekilde çalışmak durumundadır.

Seçim öncesi meydanlara asılan flamaların bayraklara yapılan masrafın önemli bir kısmı seçmene ulaşmak ve onlara yardımcı olmak üzerine değerlendirilmelidir. Bu ve benzer poltikalar çok daha fazla seçmen kazanımını beraberinde getirecektir.

 

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..