CHP Böyle mi olmalıydı?

Çankırılı aaştırmacı yazar arkadaşımız Bahattin Ayhan önemli bir kararın arefesinde. Cumhuriyet Halk Partisi’nden Çankırı listesinden parlamentoya aday gösterilmeyi kabul edecek mi etmeyecek mi? Bana göre kabul etmeli.

Ancak, uyanık olmalı, yakasını kurt politikacılara kaptırmamalı.

Türkçemizde yaygın bir söylem vardır, şimdi ben bu söylemi burada dile getirmek istemiyorum. Ne demeye geldiğini belirteyim, siz hatırlayacaksınız. Askerlikte bir Mehmet varmış. Galiba herkes onun üstüne fazla gidermiş. Bundan dolayı bu söylem oluşmuş.

Hatırladınız mı? İşte onun gibi. Biraz yüzünüzü yumuşak buldular mı politikacılar ve politikacıların sırtından geçinenler adamın sırtına binmeye kalkışırlar. "Şurada toplantı var, siz iyi konuşuyorsunuz Bahattin Bey.. Burada yemek var, hesabı ödemek size pek yakışır Bahattin Bey.. Hele biz biraz dinlenelim, siz yurttaşları oyalayadurun Bahattın Bey."

Bir de madalyonun diğer yüzü var. CHP denilince aklımıza koskoca bir siyasal kuruluş geliyor. Türkiye Cumhuriyetini kurmuş. Mustafa Kemal Paşa’nın genel başkanlığında Türklüğü yok olmanın eşiğinden almış ve yükseklere çıkarmış..

Siz de öyle sanıyor musunuz? Ben bir kardeş sitede "Kardelen" imzalı yurttaşımızın şu satırlarını okuyunca ağlayacak gibi oldum. Bakınız, siz nasıl karşılayacaksınız. Hadi diyelim, ben ülkemizde siyasetin sol kanadına gönül vermiş biriyim de onun için duygulandım. Peki, siz en aykırı partiden bile olsanız, şu satırlar karşısında üzülmeyebilecek misiniz?

Evet, Kardelen imzalı arkadaş şöyle diyor:

"Çankırı da CHP potansiyeli olduğunu sanmam. Varsa da görünmüyorlar. Mesela il başkanı kimdir, ne iş yapar, il binası nerdedir? Kaç kayıtlı üyesi vardır? Parti çalışmaları için ne yapıyorlar? Bence Bahattin Bey'in Çankırı da CHP yi yeniden kurması gerekebilir."

Bir film vardı. Adı "Bir zamanlar kartaldı." CHP bir zamanlar kartal değildi ama partiydi. CHP günümüzde o hale düşmüş ki koskoca bir ilimizde okumuş yazmış olduğu görülen, bilgisayar kullanma düzeyinde bulunan bir yurttaşımız soruyor:

"İl başkanı kimdir, ne iş yapar? İl binası nerededir?"

Bu ayıp Çankırı’dan hiç kimsenin üzerinde değildir. Bu ayıp Çankırı’dan sadece yüz otuz kilometre uzakta oturup da Çankırı’da olup bitenleri izlemeyen, gözlemeyen parti yüksek yöneticilerinin üzerindedir. Ve doğrudan doğruya Deniz Beyin üzerindedir.

Deniz Baykal partiyi Meclis dışına düşürdü, tınmadı. Deniz Baykal kaç seçimden yenik çıktı, yerinden kıpırdamadı.. Hayır, kıpırdadı, gider gibi yaptı ve geri geldi. İngiltere’de Tony Blair adında bir çocuk doğduğunda Deniz Baykal başımıza musallat idi. Tony büyüdü, başbakan oldu, başbakanlığa doydu. İngiltere’nin en ızın süreli başbakanı iken görevinden ayrıldı gidiyor, Deniz Baykal yerinde oturuyor. Bu bizim koltuklar tutkallı mı Allah aşkına?

Bahattin Aktaş diyor ki, "Siyasi oluşumlar kendi tabanlarını yetiştirme düzeneğini kurmamışlarsa gün gelir yok olmaya doğru giderler." Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendisine gönül verecek gençleri yetiştirecek kademeleri yok. Kampları yok, kursları yok, bursları yok. Halk içinde dolaşan yüksek yöneticileri yok.

Şimdi benim İzmir’de, Danimarka’da torunlarım büyüyor. Eşimin, dostumun, kardeşimin çocukları ve torunları yüze yakın çocuk. Ben bunları CHP'ye yönlendirmeye kalkışacak olsam ne diyeceğim?

"Şu amca gibi olun çocuklar, " diyecek olsam parti içinde öyle bir amca yok. Ama bu konuda haksızlık etmiyeyim. Belki de "Deniz Amca gibi olmayın çocuklar, " diyebilirim. Bu da bir yöntem. Şu son birkaç hafta içinde bereket Tayyip Erdoğan kendisine yardımcı oluyor. Bülent Arınç, Deniz Baykal’ın halk önünde kredisinin artması yönünde epey çaba harcıyor da Deniz Bey biraz biraz gözde bulunuyor. Yoksa hali haraptı.

Kalemim sürçtüğü için öyle yazıyor değilim. Erdoğan ve Arınç üst üste bu kadar yanlışı bir arada yapmasaydılar Deniz Beyin hali ne olurdu? Hele bir düşünün.

Bahattin Ayhan CHP'den adaylığını koyacak olursa partinin Çankırı’da adresi olur, adı olur. Ve iyi de olur.