Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'de Korku İmparatorluğu kalkacak mı?

CHP'de Korku İmparatorluğu kalkacak mı?
 

EVET,siyah çelengi ben bıraktım.


04.11.2010

CHP nihayet kendi içerisinde demokrasiyi uygulayacak bir parti oluyor. Sn. Kılıçdaroğlu’ndan beklenen hareket oldu. O, basında yer alan çeşitli spekülâsyonları sabırla izledi ve gereğini yaptı.

Sn. Kılıçdaroğlu haklıdır. Halktan ve örgütten tepki büyük oluyordu. Genel başkan ikinci adam konumunda olmamalıydı elbette.

Anlayamadığım nokta her görevin bir sonu olmalıdır. . Bu zıtlaşma neden oluyor? Bir partinin karar mekanizmasında en üstte olan bir kişi, istediğini atıyor istediğini görevden aldırıyor. Güzel olmayan da budur.

Delegeler birileri tarafından ayarlanıyor ve partinin yolunu bilmeyenler delege yapılıyor. Böylece parti büyümüyor aksine, küçülüyor. Az olsun, benim olsun zihniyeti güdülüyor.

Faal çalışmalarımızda hiçbir delegeyi çalışma içerisinde göremiyoruz. İlçe yönetimlerine öyle kişiler yazılıyor ki tepeden inme, hiç tanımıyoruz ve onlar da zaten ilçeye uğramıyorlar bile.

İktidara yürümek isteyen bir partide bunlar olmamalıdır. Partimizde bir istikrar olmadığı gibi, bu sebepler çok kişiyi partimize küstürüyor.

Yıllardır çoğu ilçede örgüt toplantısı yapılmıyor.

Partimizde ön seçim kavramı çoktan unutulmuş.

Tüm bunlar adil midir?

Tüzük asla uygulanmıyor. Ahbap çavuş ilişkisi içerisinde birileri bir yerlere atanıyor ve örgütün içerisinde çalışan emektarlar ya küsüp gidiyorlar ya da partilerini sevdikleri için mücadeleye devam ediyorlar.

Bu yeni sayılan tüzük demokratik mi, asla değil elbette. Sn. Kılıçtaroğlu seçimlerden sonra demokratik bir tüzük yapılacağını söylüyor. Biz örgüt olarak ön seçim ile seçilmek istiyoruz. Adaletli olanı budur. Tüm bunlar Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığındaki CHP de düzeltilecektir. Buna gönülden inanıyorum.

Şayet olur da eskiye dönülürse bundan partimiz büyük yara alacaktır. İstifa edeceklerin ilk başında da ben varım açıkçası. Artık yeter diyorum.

KILIÇDAROĞLU

Sn. Kılıçdaroğlu halkın içerisinden gelen dolayısı ile halka çok yakın olan, sabırlı ve gerçekten demokrat bir yapıya sahip genel başkan. Bunun yanı sıra ve alçak gönüllü birisi. Onunla çok rahat konuşabilir derdinizi anlatabilirsiniz.

Bulunduğu mevkide sadece halk için, halkının refahı için bulunmaktadır. İki sene önceki bir yazımda da yazmış kendisine güvenimin sonsuz olduğunu belirtmiştim. O zamanlar genel başkan olacağı olasılığı bile yoktu. Kendisini benim gibi halk ta sevmiş kabul etmişti.

Genel başkan olduğunda henüz koltuğuna ısınmadan referandum çalışmalarına başlamış diyar, diyar dinlenmeden halkla buluşmuştu. Onun temposuna yetişmek gerçekten de zordu. Ben şahsen kendisinin bu kadar yorucu görevde ter dökmesi karşısında, bazı ilçelerin çok rahat tavır takınmalarına, yeterince çalışmamalarına çok üzülüyordum. Neyse bunları daha sonra gerekirse yazacağım. Genel başkanımızın bu devrimi ile gurur duyuyorum.

Gürsel Başkana gelince;

Örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sn. Gürsel Tekin örgütünü hiçbir zaman bırakmamıştı. Bir takım kimseler tarafından dışlandığı, aleyhinde imza kampanyaları yapıldığı zaman dahi örgütünün yanındaydı. Örgüt içerisinde ister üst görevde, isterse sade bir üyeye olsun tutumu hiç değişmemişti. Sıkıntıları sabırla dinliyor üzülüyor, not alıyordu. Kısacası örgütün büyük bir bölümünün baskı altında olduğunu biliyordu. (Partimiz bu ben egosundan kurtulmalıdır.)

Eski Genel Sekreterimiz Sn. Önder Sav aylarca onu MYK ya almamıştı. İl Başkanlığı da çeşitli entrikalarla elinden alınmıştı. Yerel seçimlerde birlikte çalıştığı şimdiki genel başkanımız Sn. Kılıçdaroğlu vefalı çıkmış kendisini layık olduğu yere getirmişti. Örgütü en iyi tanıyan Gürsel Başkana şimdiki yeni görevi verilerek çok isabetli bir karar ortaya çıkmıştır.

Gürsel Başkan asla kavgacı bir yapıya sahip değildir. Onu yıllardır tanırım bir kimseye sesini yükselttiğini dahi duymadım ve işitmedim. Daima güler yüzlü ve sakindir. Örgüt belki de onun çalışkanlığı yanı sıra, bu sakinliğini seviyor.

Şimdi düşünebiliyor musunuz CHP nin başında iki sakin ve gece gündüz demeden çalışan insan var. Bu demek oluyor ki CHP de örgüt adına özgürlük başlıyor. Bu insanları daha çok çalışmaya yöneltecektir elbette. Hor görülmeden hoş görüyle ve özgürce eleştirilerinizi yapabileceğiniz sım sıcacık bir ortam olacaktır örgütte.Bu arada yeni genel sekreterimiz Sn. Prof.Dr. Süheyl Batum’u unutmamak gerek..Kendisinin genel sekreterliğinde örgütün soluk alacağını , otoritesini sadece partimizin iktidar olma yolunda kullanacağını, hiçbir ayırım yapmayacağını biliyoruz.

Kısacası CHP de gerçekten bir devrim yaşanıyor şu günlerde.

Dün (3 Kasım2010 Çarşamba) ATV binasının önündeydik. Bildiğiniz gibi bir protesto olayımız vardı. İst. Eski İl Kadın Kolu Başkanımız Sn. Oya Tümer bir basın açıklaması yaptı. Sessizce dağıldık. Pardon ATV nin önünü boşalttık ama bizler çoğunluk olarak oradaki bir çay evinde oturduk lafladık iki saat kadar. Tabi bu arada sık, sık Ankara’yı arıyor haberleri alıyorduk.

Bazı basında adım geçerek bu protestonun elebaşları olarak Sn. Oya Tümer ve ben gösterildim. Bundan gocunmuyorum hatta övünüyorum bile. Bir yanlışı düzeltmek duyurmak adına oradaydık.

Ha buna elebaşılık denirse, tuhaf ama evet kabul ediyorum. Hiçbir genel başkanın o kılıkta gösterilmesini tasvip edemem. Eleştiri ve yazılar hiç kimse için hakaret içermemeli alay konusu edilmemelidir. Evet, siyah çelengi ATV binasına ben bıraktım. Umarım bundan böyle hiçbir devlet adamı için böyle şeyler yapılmaz.

Bu günlük bu kadar yazmaya fırsatım oldu. Sevgilerimle.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..