CHP’deki “değişim”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 2011 Seçimleri’nden sonra olası iktidarlarında Türban(başörtüsü) ve Kürt Meselesi sorununu çözeceklerini beyan etti. Gerçi Kılıçdaroğlu gerek genel başkan seçildikten sonra gerek referandum sürecinde de bu istikamette seçmene ve Türkiye’ye vaatlerde bulunmuştu. Tüm bunlardan sonra akla gelen “Kılıçdaroğlu’nun Türban konusunda samimi mi?” sualinin yanıtı ülkede ki herkesin ve de hususiyetle bu durumdan mağdur olan Türbanlı talebelerin merak konusu olmuş durumda.

Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olduktan sonra partide başlayan değişim rüzgarı toplumun birçok kesimi tarafından da hissediliyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerek Kürt Sorunu ve gerekse Türban(başörtüsü) mevzuunda ki çıkışı eğer samimiyse Cumhuriyet Halk Partisi’nin özüne yani statükocu ve devletin partisi konumundan altmışlı yılların ortasından başlayıp yetmişli yıllar boyunca belirginleşen Sosyal Demokrat bir çizgiyle halkla kucaklaştığı parti konumuna dönüşmeye başladığını gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki değişim aslında değişim değil olması gerekene yani sol değerlere dönmesi gerektiğinin partililerce idrak edildiğinin bir göstergesidir. Bundan dolayı Cumhuriyet Halk Partisi’nin geniş kitlelerle kucaklaşan eskiden olduğu gibi sosyal demokrat bir çizgiye dönüşmekle kalmayıp bunu Avrupa ve dünyada ki sol parti, söylem ve projelerini de tetkik ederek daha çağdaş, bu oluşumlarla yarışan ve dünyadaki gelişim, dönüşüm ve değişikliklere de ayak uyduran bir partiye dönüşmesi gerekmektedir.

Referandum’dan sonra Kılıçdaroğlu’nun Avrupa Ülkeleri’ne gerçekleştirdiği ziyaretlerde bu anlamda paralel görüşlerin partililerce de paylaşıldığının bir göstergesi. Nihai itibarla Cumhuriyet Halk Partisi, statükonun değil son zamanlarda ki atılan adımların ışığında ve bu ışığın gösterdiği istikamette birçok sosyal ve ekonomik projeleri de ortaya koyarak yürümeye devam ederse temsil ettiği altı ilkeden birisi olan Halk’ın partisi olacaktır.