CHP'deki duru: bana göre...

CHP’de 2011 yılı seçimlerinde milletvekilliği aday adaylarının ortaya çıkıp da, 5 adayın belirleneceği bu süreçte; 

Bilhassa listenin 1. ve 2. sırasına yazılacak isim olma ve bu ismin belirlenmesi hususunda yoğunlaşılan çalışmalara kulak kabarttığımı duyurmuş, gördüğüm, duyduğum ve hissettiklerimi paylaşmaya başlamıştım. 

“Böylesi bir ortamda, böylesi bir yarışta; aynı takımın oyuncuları olup da daha iyisi için mücadele etmek, as da olsa, yedek de kalsa takım başarısı için uğraş verip, duacı olmayı başarmak beklenir. CHP’de bu yaşanıyor mu?” sorusuyla bitirmiştim. 

Devam edelim. 

“CHP’de 3 partili bir araya gelip de konuşsa, ortaya 3 tane parti çıkar.” diye bir söylem vardır. Demokrasi; çok sesliliği makbul sayar. Lakin, her kafadan bir ses çıkması, her gönülde bir aslan yatması, müşterekleri belirleyip de birleşmeyi zor kılar. CHP bu zorluğun cenderesindedir. Yeni bir lider ile de bunu aşmaya yönelik uğraş vermektedir. 

Tokat’taki aday adaylığı ve adaylık sürecindeki yarışta, 1. ve 2. sıra için “ben” merkezli olunduğu aşikardır. “Ben varsam olur. Yoksam olmaz.” vurgusu keskin bir dille içe dönük ve kimi zaman, dışa dönük dillendirilmektedir. Ve bu ortam ‘çekici’ değil, ‘itici’ olmaktadır. 

CHP’nin kemikleşmiş oyu, 6 OK’u gördüğü yere mührü vurmaktan geri durmayacaktır. Ve bu seçim, liderine mahsus, daha bir iştahla vuracaktır. 1999 yılı seçimlerinde, CHP’nin parlamento dışında kaldığı en kötü döneminde, Tokat’ta 340 bin 718 geçerli oydan 44 bin 808 oyu ve yüzde 13.15 oy oranı ile 3. parti çıkmıştı. Tokat’taki milletvekilliği hakkı da 40 bin 444 oy alan DYP’ye kalmıştı. Yani en kötü halinde bile Tokat’tan 1 milletvekili çıkaracak oy almış bir partinin, yeni lideri ile yeni bir rüzgar yakaladığı ortamda 1 milletvekili dahi çıkaramayacağını ileri sürmek tatminkâr gelmiyor. Şahsa yönelik, kara bir propaganda gibi hissettiriyor. 

İleri demokrasinin revaçta olduğu ortamda, CHP’de adaya göre oy verileceğinin vurgulanması kulağa hoş gelebilir. Makbul de kabul edilebilir. Lakin bu bir yarış. Rakip partiler de var. Adaya madaya bakmayıp, lider odaklı anlayışla basma kalıp oy veren seçmen kitlesi mevcut. Ve her seçimde iktidar yolunu açmış bir potansiyel. Böylesi bir kitleyle yarışta ‘ben’ merkezli siyasetin, iktidara taşımayacağı da aşikar. 

Tokat özelinde, 1. sıra için kıyasıya yarış içinde olan soyadların DİREN, DURMAZ ve ŞAHİN olduğu biliniyor. Bunları CHP potasında tutmaya, liste yarışında sıralama beklemeksizin, parti için canhıraş çalışmaya ikna edecek, bugünkü fedakârlığın geleceğe yatırım olacağına inandıracak BİR BÜYÜK, BİR BİLEN Tokat ölçeğinde görülmüyor. 

Genel Başkan ya da Genel Merkezin tüm adayları toplayıp da, yüz yüze getirmesi, büyüklüğünü göstermesi olur mu? Bilinmiyor. 

Genel Başkan ya da Genel Merkez, kutup olan isimleri aynı potada eritecek artısını, eksisini, açığını, dobra dobra, yüzlerine okur mu? Bilinmiyor. 

CHP Tokat’ta ne yapar? Asgarisi üzerine istifham oluşturanlar varken, azamisi ne olur? Kestirilemiyor. 

Şimdilik durum, bana göre, bu.