Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'deki tartışmalara bir başka açıdan bakış

CHP'deki tartışmalara bir başka açıdan bakış
 

Bir süredir, CHP’nin yapacağı tüzük kongreleri konuşuluyor. Tüzük kongreleri diyorum, çünkü 26 Şubat ve 3 Mart tarihlerinde olmak üzere, CHP iki tüzük kongresi yapacak. Tüzük kongrelerinde yapılması düşünülen değişiklikler, detaya girmeden söylemek gerekirse, genel olarak parti içi demokrasiyi güçlendirecek, parti içinde ya da genelde yapılacak seçimlerde, üye iradesini ön plana çıkartacak değişiklikler. Bu nedenle hem genel merkez, hem de parti içi muhalefet bu değişiklikleri olumlu buluyor ve destekliyor. Yapılacak kongrelerde de, tümü olmasa da büyük çoğunluğu kabul edilerek CHP tüzüğüne girecek.

Tüzük değişikliği tartışmalarıyla gündeme gelen CHP’deki tartışmanın bana göre asıl nedeni, Ergenekon avukatlığı, 301 savunuculuğu, Onur Öymen’in Dersim konusundaki yaptığı açıklamalarda ifadesini bulan“Ulusalcı-Milliyetçi Çizgi” ile; Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçilmesiyle birlikte yaşanan, parti üst yönetimi, milletvekilleri ve il yönetimleri değişimlerinde ortaya çıkan yenileşme, Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde, CHP’nin bugüne kadar kullandığı ulusalcı-laikçi dili geri plana atan, emekçi ve ezilenlerin çıkarlarını gözeten bir yerden oluşturulmaya çalışılan yeni dil, genel affı da kapsayan yeni Kürt söylemi ile gün yüzüne çıkan “Evrensel Sosyal Demokrat Çizgi” denilebilecek iki çizginin yürüttüğü bir ideolojik tartışma.

Bu tartışma, CHP’nin çok daha önceden yapması gereken bir tartışma.

Kendini “Sol”da konumlandıran bir partinin, sadece “Ulusalcı-Laikçi” saiklerle politika yaparak, geniş emekçi yığınları ve onların taleplerini gözardı etmesi, kent yoksullarını cemaatlerin ve hemşehri derneklerinin insafına bırakması, sendikalar ve kitle örgüleriyle organik bağlar kuramaması, Kürt sorununda MHP’den bir adım ileriye gidememesi, siyaseti bloke eden AKP’yi alternatifsiz bırakan bir durum yaratıyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçilmesi ile birlikte yaşanan ideolojik değişim, tüzük konferanslarında yaşama geçecek olan parti içi demokratikleşme ile birlikte, CHP’yi “Sosyal Demokrat” bir parti olma yolunda epeyce ilerletecektir.

Bu yönüyle CHP, “Yeni CHP” sıfatını hak edecektir.

Ancak bu süreç, daha önce Deniz Baykal’ın, partinin barajın altında kalmasıyla istifa edip, Altan Öymen’in genel başkanlığı üstlenerek partiyi bugünkü değişime benzer bir rotaya sokması ve parti üye-delege yapısını değiştirmeye başlamasıyla, yeniden genel başkanlığa dönerek değişimi ve yenileşmeyi engellemesi sürecine benzememelidir.

Şimdi de çeşitli basın-yayın organlarında, Deniz Baykal-Önder Sav ikilisinin, böyle bir çaba içine gireceğini göstermektedir.

Bütün eksikliklerine rağmen CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesinden sonraki süreçte yaşadığı bu değişimlerle, ana muhalefet olma yolunda önemli adımlar atmış ve atmaya devam etmektedir. Bu aşamadan sonra geriye ve eski politikalara dönüş, CHP’nin intiharı olur.

Bu nedenle CHP, sosyal demokrat bir çizgide siyasetini derinleştirmek istiyorsa, tüzük kongresinden sonra bir de program kongresi yaparak, programını bu yeni yönelime uygun olarak değiştirmelidir.

Ancak yenilenen ve değişen bir CHP, geniş emekçi yığınların ve ezilenlerin umudu olabilir.

 
Toplam blog
: 223
: 700
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Gaziantep' te öğretmen olarak görev yapmaktayım. Son olarak Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ..