CHP kurultay'ının anlattıkları

CHP olağan üstü kurultayını yaptı.

Dileriz CHPden medet umanları hayal kırıklığına uğratmaz.

Salon hınca hınç dolu, sonucu belli olan bir kongre olduğundan izleyiciler ve özellikle delegeler heyacansız. Ben de gittim kongre salonuna, Delege kartım yok, zira delege değilim. Konuk kartım yok, zira parti üyesi de değilim. Bana da Balkon kapılarından bakmak, Delegeleri ve misafirleri gözlemlemek kaldı.

Bereket hava çok soğuk değil, Ama olsun bir çay içelim diye kafeye indik, Ama ne mümkün tüm sandelyeler tutulmuş hem de polis arkadaşlarca. Tanıdıklarla rastlaştık, hal hatır sorduk. Tabi kurultaydan ne beklediklerini de. İlçe başkanları ile görüştük hepsinde bir tedirginlik, hepsinde bir kaygı. "Eğer filanca kişiyi Kılıçdaroğlu Parti Meclisi Listesine koyarsa, Bize istifa etmek kalır". Herkesin gönlünde bir kişi, herkesin beklentisi daha demokratik bir parti. Ama sanki hepsi de Kumdan adam yapan çocuğun hikayesini bilir gibi. Biz kumdan adam yapan çocuk hikayesini anlatmayalım. Zira sansüre takılır.

CHPde kurultay sonrası ne olacak ona bakalım;

Kurultay hangi koşullarda yapıldı ona bakalım. Bu yapının mimar, sayın Baykal ve Sayın SAV'ın Blok liste anti demokratiktir diye itirazı sonrası " Hani bunu Baykal da, Sav da demiş olsalar doğru. Gelgör ki demokrasiyi hatırlatmak için koltukların altlarından çekilmesi gerekiyormuş. Ne vardı Partinin başında iken en ufak eleştiri getireni partiden ihraç edip, Seçimle gelen yönetimleri görevden alıp yerlerine sadakatta kusur etmeyecek kapıkullarını yönetime atarken aklınız nerdeydi diye sormazlar mı? Neyse her bozuk saat günde iki kere doğruyu gösterirmiş. Baykal ve SAv da doğru söylediler. Ama yalnız Blok liste mi.?

Blok liste + Lider sultası + %10 barajı + Atanmış yöneticilerin, atanmış delegeleri ile bile yapılmayan millet vekili tayini +bunları söyleyenlerin üye bile yapılmadığı bir parti = Anti demokratik bir parti = CHP, AKP, MHP, DTP, vb.

Sayın KILIÇDAROĞLU CHP için olduğu kadar ülke için de bir şans gel gör ki, Bu parti yapısı içinde yok olmaya mahkum. Koltuk böyle birşey işte. Sayın Kılıçdaroğlu bu ayıp sana da yeter, Yumurta çalmakla banka soymak arasında fark yoktur. Yanlışı yanlışla düzelteceğini düşünüyorsan yanılıyorsun. Siyasette yanlış yapmanın mazereti olamaz. Dolaptaki köfteleri bir tanesini yesem annem nerden anlayacak diyerek en son kalan iki kötenin birini yerken de İki köfteden birini yesem annem nerden anlayacak dediği gibi, artık her yanlışa bir kılıf bulmak zor olmaz. Başkalarını örnek vermeye kalkarsa da, yanlıştan örnek olmaz.

Ne demek istiyorsun diyenleri duyar gibiyim. Demek istediğim açık. Yukarıda sıraladığım uygulamalardan kurtulmadan demokrasiden, demokratlıktan söz edilemez. Halkın bu kadar güven duyduğu bir dönemde; Blok listeyle seçime giden Kılıçdaroğlu ne yazık ki sınıfta kaldı.81 il başkanının isteğine rağmen Baykal'a SAV'a rağmen CHP delegelerini parmak adam olarak kullanmak yakışmadı. Bir daha tekrar edilmesine meydan verilmemesi dileği ile......