CHP ne yapmaya çalışıyor?

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin bir çok il ve ilçesinde, hatta belki de beldesinde, Belediye Başkan adaylarını açıklama konusunda nal toplamak ile meşgul.

Kendilerince mutlaka geçerli gerekçeleri vardır. Ancak, aday adayları birden fazla olan yerleşim birimlerinde büyük sıkıntıların oluştuğunu görmezden gelmek, aday gösterilecek kişi ve ekibinin işini zorlaştırıyor .

Süreç ilerledikçe çalışmalar zorlaşıyor, diğer partiler kararsızlar üzerinde etkin oluyor.

Ve CHP aday adaylar, öncelikle parti genel merkezinin sınavından çıkma yarışına girdiklerinden; adayı belirlenmiş ve çalışmalara başlamış olan diğer parti adaylarının gerisinde kalıyorlar.

AKP’nin siyasal çizgisi ve icraatta ki uygulamalarından kaynaklı hoşnutsuzluğun Cumhuriyet Halk Partisi lehine dönüştüğü günümüzde, Genel Merkez’de görev almış seçilmişlerin bu işi niçin savsakladığını anlayabilmek ne yazık ki mümkün değil..

Silivri, İstanbul’un en şirin ilçelerinden biri. Kalkhedon kadar eski tarihe sahip olan Silivri, İstanbul’un nefes alınabilecek ender ilçelerinden. Ve Silivri’de seçim startını CHP dışındaki tüm Siyasi Partiler verdiler.

CHP’de ise ne yazık ki henüz aday belirlenemedi. Hergün bir başka aday adayının ismi öne çıkıyor. Ve zurnanın “zııırrt” dediği an’da burada başlıyor.

Çünkü, büyük haksızlıklara maruz kalıyor 100 bini aşan nüfuslu Silivri.

Şunu sormak gerek karar vericilere!

Kiminle olursa olsun seçim kazanmak mı, seçim kazanarak Sosyal Demokrat bir felsefe ile halka hizmet vermek mi önemli?

Nasıl abuk bir soru değil mi?. Bunun farkındayım, ancak CHP’de aday belirleyecek karar vericilerin tutumu, bu soruyu sormaya yönlendiriyor insanı.

Neden?

İşte gerekçeleri.

1989 yılında SHP saflarından yarışa girmiş ve kazanmış bir Belediye Başkanı.

1994 seçimlerinde bu kez CHP saflarında ve yine galip..

Bu galibiyetin ardından diktatörlüğün ilan edilme süreci başlıyor. 1999 seçimleri ve aynı isim diktatöryasını kuruyor rahatça.. Çalışanlara küfürler, dayak atmalar, halkla bütünleşememe ve kopmaların başladığı, kavga etmek için araç ile araç takip etmeler, sokak ortalarında bağırış çağırışlar…

Yıl 2002 “Parlemento’ya gidecek ve kurtulacağız” düşüncesi hakim Silivri’nin büyük bölümünde. Ancak Genel Başkan, ilk 10 içerisinde olacağı ama ilk üçte olmayacağını hissettirdiğinde, kat sayısı yüksek stres tavan yapıyor ve hakaretler savuran bir başkan oluveriyor.

Bu hakaretler sonrasında Parti’den ihraç edilme kararı veriyor CHP üst yönetimi. Bunun üzerine 2004 seçimleri öncesi rüzgarı arkasına almış Uzan’ın partisine geçiş yapıp, gazete sayfalarını süslüyor Genç Parti rozeti takış anı. Halen Belediye Başkanı 2004’te ve seçimlere giriyor Genç Parti rozete ile.

2004 yerel seçimlerinde Silivri’de oy kullanma oranı %70.19. CHP’den ihraç edilmiş yeni Genç Partili başkan adayı oyların 19.63’ünü alıyor. Eski partisi CHP ise 29.91 oranda oy ile destekleniyor.

Kazanan kim dersiniz?

Elbette AKP..

Oyların 34.80’i Ampule basılıyor.

Sosyal Demokrat Silivri, kendini her şeyin önünde tutan, hırsını ve hıncını yenmeyi becerememiş, ‘Siyaset adamı’ olma yerine ‘Politikacı’ olmaktan ileri gidememiş 15 yıllık Belediye Başkanı aracılığı ile; Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesi tarafından “ Laiklik karşıtı fiillerin odağı” olduğu kabul görmüş AKP’ye teslim edildi.

O şimdi tekrar CHP’den aday adayı…En güçlü destekçisinin Silivri cezaevinde tutuklu bulunan Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan olduğu rivayet ediliyor. Gürbüz Başkan’ın eski arkadaşına destek vermesi çok doğal. Diğer aday adaylarından daha sıcak geliyordur desteklediği eski meslektaşı… Hemşehrisi olan eski İl Başkanı, yeni Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Adayı Gürsel Tekin aracılığı ile Merkez Yürütme Kuruluna baskı yaptığı iddiaları, Silivri kulislerinde sıkça dile getiriliyor. Doğru mudur , değil midir, doğruysa ne kadar etkili olurlar bilinmez …

Bilinen o ki; yarın seçimler sırasında halkın karşısına çıkıp oy istenirken, seçmenlerin büyük bir kısmı sayın Baykal’a ve diğer yöneticilere “ madem aday gösterecektiniz, niçin ihraç etmiştiniz ki? İhraç etme gerekçesini mi unuttunuz yoksa? Dilerseniz biz hatırlatalım” demeyecekler mi?

CHPli yöneticilere bir soru sormak istiyorum. 2004 yılında seçimi kaybetmiş olmanın acısıyla göz yaşı döken sandık başına gidenlerin %30’unu oluşturan CHPlilerin acısı ve öfkesi geçti mi dersiniz?