CHP nin çöküşü

Atatürk zamanında sindirilmiş olan dini ve irticai hareketler; O öldükten sonra yerine geçen İsmet Paşanın dindar bir adam oluşu nedeniyle müsamaha görmeye başladı. Bence CHP nin çöküntüye uğrayış nedenlerinin başında bu müsamaha gelir. Çünkü Atatürk zamanında sindirilmiş olan bu dini ve irticai hareketler tamamıyla bastırılabilmiş olsaydı; dinin siyasete alet edilmesi ve dolayısıyla CHP nin yıpranması söz konusu olmazdı.

Tek partili sistemde ve 1946 da çok partili sisteme geçildikten sonra 1950 ye kadar en parlak dönemlerini yaşayan CHP; Demokrat Partinin iktidara gelişiyle büyük bir darbe yemiştir. Halkevleri kapatılmış, CHP nin mallarına el konmuş ve Türkçe ezan kaldırılıp, Arapça ezan okutularak dini istismara başlanmış ve irtica hortlatılmıştır..

Laiklik ilkelerinden ödün vermeyen ve ambleminde laiklik olan CHP giderek artan bu irticai hareketler karşısında halka inememiş ve sadece mantıklı düşünen aydın tabakanın ve Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak Onun ve İsmet Paşanın tarihi kişiliklerinden kaynaklanan destekle varlığını sürdürebilmiştir.

27 Mayıs 1960 ihtilalinden önce İsmet Paşanın son derecede etkili olan muhalefeti sayesinde 20 Kasım 1961 de yeniden iktidara gelen CHP; Demokrat Parti ile hortlayan dini ve irticai hareketler hız kazandığından fazla tutunamamış ve 20 Şubat 1965 de yerini AP ye bırakmak zorunda kalmıştır.

12 Mart 1971 muhtırasından sonra yapılan seçimlerde askeri bir hükümet iş başında olduğu için, din istismarcıları fazla etkili olamamış ve sağ duyu galip gelerek en çok milletvekili çıkaran CHP, Bülent Ecevit Başkanlığında MSP ile bir koalisyon hükümeti kurabilmiştir. Ancak bu hükümetin ömrü uzun olmamış ve 10 ay sonra 17 kasım 1974 de dağılmıştır.

Bu süre içerisinde husule gelen Kıbrıs Barış Harekatında Ecevit’in kararlı tutumu nedeniyle CHP nin oyları artmış ve 1977 Genel seçimlerinde % 41 oy ile tarihinin en yüksek oyunu almışsa da o zamanki nispi seçim sistemine göre tek başına iktidar olabilecek sayıda milletvekili çıkaramadığı için azınlık hükümeti kurmuş fakat güven oyu alamadığı için iktidar anahtarını Süleyman Demirel’e devretmek zorunda kalmıştır.

O zamanlardaki sağ, sol ve işçi çatışmalarıyla tutunamayan hükümetler Ecevit’in kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum diyerek AP den transfer ettiği milletvekilleriyle kurduğu 42. Hükümet; CHP nin geçici sonu olmuş ve 1980 ihtilaliyle kapatılarak lideri Bülent Ecevit siyasi yasaklılar arasına girmiştir.

Bülent Ecevit’in yasaklı olduğu yıllarda eşi Rahşan Ecevit tarafından kurulan DSP nin başına Bülent Ecevit’in geçmesi; CHP yi bölmüş ve tabanının parçalanmasına neden olmuştur.

1980 ihtilalinden sonra CHP tabanına hitap ederek kurulan Erdal İnönü’nün liderliğindeki SODEP, aynı amaçla kurulan Halkçı Partiyle birleşerek SHP adı altında 6 ok ilkelerine sahip çıkmışsa da Erdal İnönü’nün birleşme çağrılarına kulak asmayan ve 1987 seçimlerinde Turgut Özal tarafını tutan Bülent Ecevit bana göre CHP nin çökmesine neden olan en büyük sebeptir.

1987 seçimlerinden önce Erdal İnönü’nün birleşme çağrılarına Bülent Ecevit uymuş olsaydı; o seçimlerde Bülent Ecevit Başbakan, Erdal İnönü de Cumhurbaşkanı olabilirdi.

1980 ihtilalinde kapatılan partilere 1992 yılında ayni adla tekrar faaliyete geçme hakkı verildikten sonra CHP yeniden kimlik kazanmışsa da; Bülent Ecevit’in ayrılıkçı tutumu ve partinin başına geçen Deniz Baykal’ın hizipçi davranışları nedeniyle, halkın sempatisini kazanamamıştır

Bu gidişle CHP nin önümüzdeki seçimlerde % 10 barajının üstüne çıkabileceği şüphelidir...

H. Hilmi Polat

Bornova 27 Kasım 1995

1995 yılında tarafımdan yapılmış olan bu teşhis; 1999 seçimlerinde gerçeklik kazanmış ve CHP barajı aşamayarak parlamento dışı kalmıştır.

CHP nin parlamento dışı kaldığı günlerde eksikliği hissedilmiş ve iktidarda bulunanların beceriksizlikleri yüzünden ülkemiz bu günkü ekonomik bunalımların ve irticai akımların içine düşmüştür.

Ümidimiz odur ki: Halkımız bu gerçekleri görsün ve demokratik yollarla AKP yi düşürüp, CHP yi iktidara getirerek, irticai akımların ve ekonomik bozuklukların önünü kessin.

Yalnız; Baykal’a yapılan komplo ile Genel Başkanlıktan uzaklaşıp yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmesiyle yeni bir rüzgar esmişse de Kılıçdaroğlu’nun fiziki yapısı ve RTE nin gayri samimi, ama inandırıcı konuşmalarıyla başa çıkacak kabiliyette olmayışı ve parti içindeki tarafların çatışmaları nedeniyle CHP nin iktidar olabileceği kanısında değilim.

Burada vurgulamak istediğim bir husus daha var.

Son günlerde yapılan kurultay söylentileri seçimlerden önce gerçekleşecek olursa; Sayın Baykal’ın tabandaki vatandaşlarımızın istek ve baskılara dayanamadım ve tekrar aday oldum diyerek tekrar Genel Başkan olması ihtimal dahilindedir ki bu da CHP nin sonu olur.

19 Kasım 2010

H. Hilmi Polat

Güzelbahçe