CHP'nin değişen çehresi

CHP'nin hedefi ve bu hedef doğrultusunda yaptığı çalışmalar, Deniz Baykal'ın katı ''Laiklik ve güvenlik'' anlayışından çok daha farklı. Aile sigortası gibi sosyal devlet anlayışını ön plana çıkaran projeler, Kürt ve alevi kardeşlerimizin haklarıyla alakalı düzenlemeler, YÖK'ün kaldırılması, üniversite yönetiminde öğrencilere söz hakkı verilmesi gibi ilk bakışta insana cazip gelecek birçok çalışması var. Peki bunları uygulamada o kadar başarılı olabilecekler mi? 

Çok isabetli ve halkı düşündüren hedefler bunlar aslında ama bana biraz da seçim öncesinde yapılan soyut vaatlermiş gibi geliyor. Mesela; her yoksul aileye 600 tl yardımda bulunmak... Gerçekleşse Türkiye'de müthiş bir yenilik olur. Fakat bakıyorsunuz; Kılıçdaroğlu miting meydanlarında bunları söylerken, TRT haberde yayınlanan Ekonomi Kulübü'ne konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran realist bir yaklaşımla bunun mümkün olamayacağını belirtiyor. Çünkü hesaplanınca yoksul ve 2 çocuklu bir ailenin bile 600 TL alabilmesinin güç olduğu ortaya çıkıyor. 

Projenin asıl içeriği ise şöyle; çocuk desteğinin ailedeki iki çocuk için verildiğini varsayalım. Çocuk başına düşen tutar ise; çocukların yaş grubu, ailenin yoksulluk sınırına yakınlığı, anne-babanın birliktelik durumu gibi kriterlere bağlı olarak 45-100 TL arasında değişecek. Ayrıca çocukların eğitimi için de, kırtasiye gideri temelli, 40-60 TL civarında bir destek söz konusu olacak. Anne ve baba için de 125'er TL yardım verildiğinde iki çocuklu yoksul bir ailenin alacağı toplam miktar maksimum 570 TL olacak. Bu kısım iyi, hoş. Kılıçdaroğlu'nun dediği 600 TL barajına yakın. Peki ya 6-7 çocuklu bir aile? 

Türkiye'de yoksul aile kavramını irdelediğinizde, tabii ki bu benim düşüncem katılmayabilirsiniz, bir anne ya da babanın kendi geçimini sağlayamamasına rağmen 2'den fazla çocuğunun olduğunu görürsünüz. Artık bu Başbakan'ın ''En az 3 çocuk'' önerisinden mi kaynaklanır bilinmez ama çocuğun Türk toplumunda ''bereket'' olarak kabul edildiği de bir gerçektir. 

Kısaca; yoksul ailelerin çoğunluğunun bu durumda olduğunu varsayarsak bu aile sigortası projesi hayata girmeden unutulup gidecektir. Zaten ben bu projeyi pek de gerçekçi görmediğimi belirtmiştim. Bence; Kılıçdaroğlu, Süleyman Demirel'in görünmeyen el kıvamındaki desteğiyle ''Dün dündür, Bugün Bugündür'' anlayışını yansıtmaya başlıyor. Her kesimden oy alabilmek için de cazip ama düşündürücü projeler üretiyor. Demirel gibi başarılı ama günü kurtarmaya yönelik konuşmalar yapıyor. Hakkari'deki mitinginde ''Türkiye'nin partisi'' görüntüsünden uzak bir manzaranın ortaya çıkması da cabası...