CHP'nin ekonomik programı...

CHP’de çarklar yavaş mı işliyor?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçilmesinden bu yana geçen sürede, oluşturulan komisyonlar, her nedense bir türlü sonuca ulaşan raporlarını tamamlayamıyor.

İşte Kürt raporu ile ilgili çalışmalar hala devam ediyor. Türbanla ilgili çalışmalar da devam ediyormuş(!) Ekonomi, güvenlik, dış politika, tarım, bilişim, teknoloji ile ilgili çalışmalardan hiç ses seda yok.

Bu arada kendilerine Baykalcı diyen bir grupta devamlı partinin içini oymaya çalışıp, tıpkı çıbanbaşı gibi hizipçilik yapıyor! Bu kesimi ismen saymaya gerek yok. Onlar devamlı parti yönetiminde ve ülke gündeminde kalmak isteyen kişiler.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanan ekonomik durum raporu nihayet gün yüzüne çıktı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte; önümüzdeki günlerde iş dünyasına anlatmaya başlayacağı programın temel ilkelerini şöyle sıralamış:

Hedef 2023: Hedefin 2023’te daha gelişmiş, küresel aktör olan bir Türkiye olduğunun altını çizerek, yıllık bazda yüzde 7’nin altına düşmeyen bir kalkınma hızı… Kişi başına düşen milli gelirin yükseltilmesi temel hedefmiş.

İşsizlik: Ekonomide yaşanan en ciddi sorunun işsizlik olduğu vurgulanarak, genç işsizlerin sayıs konusunda endişe dile getiriliyor. Ekonominin, istihdam yaratmayan, sıcak parayla yalancı bahar misali büyüdüğü belirtilerek, kaliteli istihdam yaratan bir büyüme vaat ediliyor.

Stratejik özelleştirme: Özelleştirmeye karşı katı, ideolojik tutumlarının olmadığı vurgusu yapılarak, kamu açısından stratejik alanların özelleştirilmesine karşı oldukları belirtiliyor. Aslında özelleştirilecek bir şey kalmadığını da görmek gerekiyor.

Doğu’ya KİT modeli sanayileşme: Doğu ve Güneydoğu’ya sanayi yatırımlarının yapılarak, istihdam yaratıcı adımların atılması gerektiği belirtiliyor. Bu yatırımların, özel sektör gitmediği için devlet tarafından yapılması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Küresel sermayenin güvencesi: Küresel sermayenin Türkiye’ye gelmesine karşı olunmadığı, istihdam ve üretime katkı yapacak her türlü sermayeye sıcak bakıldığı belirtilerek, uluslar arası sermayeye istedikleri güvencenin verileceği belirtiliyor. Spekülatif amaçlı sermaye hareketleri şeklinde giren sıcak paraya, sıcak bakmadıklarını açıkça söylüyorlar.

Cari açık vurgusu: Sıcak paraya dayalı bir büyümenin sağlıksızlığına vurgu yapılarak, Türk ekonomisini kırılgan yapısı gözler önüne seriliyor. Cari açıktaki büyümenin, ekonominin önündeki en büyük tehlike olarak görülüyor. Ve spekülasyon yapanların gelirlerinden vergi alınmadığına işaret ediliyor.

Değerli liradan rahatsızlık: Kur politikasından ihracatçı ve sanayicinin rahatsızlığı gündeme getiriliyor. Çok değerli bir Türk Lirası’nın doğru olmadığına vurgu yapılıyor.

Merkez Bankası’na yeni rol: Kur konusunda Merkez Bankası devreye sokulacağı ve daha tutarlı bir politika izleneceğine vurgu yapılıyor. Bankanın bağımsızlığının korunmasına daha fazla özen gösterileceği belirtilerek, Merkez Bankası yasası, fiyat istikrarını kaybetmemek kaydıyla büyüme ve istihdam politikalarına odaklanılmasını öngörür şekilde düzenleneceği belirtiliyor. Aslında bu konu yasada var ama uygulamada yok!

Faiz: Ekonomiyi sıcak paraya endekslendiğine vurgu yapılarak, faizlerin daha da düşürülmesi gerektiği belirtiliyor. Sıcak paranın varlık nedeni olarak yüksek faiz gösteriliyor.

İstihdam: Vergi politikalarının tekrar gözden geçirileceği, istihdam üzerindeki vergilerin düşürüleceği belirtiliyor. İstihdam maliyetini düşürecek politikalar geliştirileceği, bunun için sistemin nasıl finanse edileceğin yönelik çalışmaların yapılacağı belirtilerek, ekonomi politikasının gelir ve harcama kalemlerinin tutarlı olması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Tarım: Tarım Politikalarını gözden geçirip, üretimin önündeki engellerin kaldırılacağı, verilen fiyatların çiftçinin alın terini karşılamadığına vurgu yapılıyor. Dünyanın her yerinde tarıma olağanüstü destekler verilirken, bizde GSMH’nin yüzde 1’i kadar teşvik verildiği belirtiliyor.

Kamuda taşeronlaşma: Kamuda taşeronlaşmanın kaldıracağı, eleman ihtiyacı varsa normal işçi statüsünde alınacağına vurgu yapılıyor.

Gümrük Birliği: Gümrük Birliği dâhil pek çok konunun yeniden ele alınacağı, özellikle Gümrük Birliği konusunda karar alma mekanizmaları içinde bulunulması için çalışma yapılacağına vurgu yapılıyor.

Sosyal politikalar: Sosyal politikalar ekonomi programın içinde olacak ve en önemli ayaklarından birini oluşturacakmış. Yoksulluğun giderilmesiyle ilgili aile yardımı sigortasının getireceği belirtiliyor.

CHP bu söylenenleri ne kadar başarabilir? Sadaka ekonomisine alışan ve verdiği oyu, aldığı yardımla bütünleştiren bir toplum, bu politikalara inanır mı?

Seçim döneminde, partilere dışarıdan gönderilen yardımlar konusunda ve seçim sandıklarının korunması konusunda daha ne gibi önlemler alınacak?

Bu raporla ilgili halkımızın tutum ve davranışlarını önümüzdeki Haziran ayında yapılacak seçimlerde göreceğiz. Halk gerçeklere mi oy verecek, yoksa yalana dolana mı?