CHP'nin fendi, Kemal Bey'i yendi!

CHP'nin kurumsal kimliği, partinin başına getirdiği genel başkanlar için, istediği anda onları ordan indirecek kozları elinde bulundurmak istiyor, belli ki...

Sayın Baykal'ın başına gelenleri biliyoruz. Bir kaset internete düştü ve bir hafta içinde o güçlü Baykal koltuğunu boşaltmak zorunda kaldı.

Yerine, CHP'nin kurumsal kimliği ile "kan uyuzmaşlığı" olduğu halde, halktan oy almak adına geçici olarak vitrine çıkarılan Kemal Kılıçdaroğlu getirildi.

Kılıçdaroğlu'nun görevi, halk nezdinde epeyce yıpranan Baykal'ın aksine halk adamı duruşu ile, referandumdan bir "hayır" çıkarmaktı. Sayın Kılıçdaroğlu, özünde ve zaman zaman dışarıya yansıyan sözünde(1) "evetçi" olduğu halde, başına getirildiği CHP'nin kurumsal kimliği adına "hayır" için yollara düştü.

Ne var ki, CHP'nin "derin yapısı", her ihtimale karşın elinde koz bulundurmayı iyi biliyordu. Bu ihtimallerden biri elbette Sayın Kılçdaroğlu'nun "hayır" çıkarmakta başarılı olması idi. Zaten kendisinin görevi de buydu. Ancak "evet" lerin çok çıkmasına rağmen, ya Kılıçdaroğlu, koltuğu bırakmak istemezse ne olacaktı?

Baykal'ın kasetini, günü gelince değerlendirmek üzere saklayanlar, Sayın Kılıçdaroğlu için de, seçmen kütüklerine kaydettirmeyerek onu böğründen vuracak hançeri hazırlamışlar.

Şayet, "hayırlar" fazla çıksaydı, Kılıçdaroğlu'nun bu "seçmen olmama hali" önemsenmeyecek, zafer kutlamaları arasında söz konusu bile edilmeyecekti... Ama, bugün olduğu gibi, Kılıçdaroğlu başarısız olur da "evetler" ağır basarsa, onu alaşağı etmek için, "halkta hayır isteyip kendisi oy verememiş siyasi lider" zülünü devreye sokacaklardı.

Şimdi söyleyin bakalım ey ekabir-i siyaset, Kemal Kılıçdaroğlu, bu zülden sonra, CHP'nin kurumsal kimliğine, derin yapısına karşı durabilir mi?... Bazılarının hayal ettiği gibi, CHP'yi dönüştürebilir mi?...

Bu CHP, Bülent Ecevit gibi bir politikacıyı yemedi mi?... Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu mu direnecek? Çok komiksiniz!!

Bugün alemin diline düşen (düşürülen) Sayın Kılıçdaroğlu, yanlış zamanda ve yanlış mekanda (partide) şansını denemiş oldu; ama işte buraya kadar. Bir yazımda, referandum sonucunda birilerinin "Bayram gelmiş neyime/Kan damlar yüreğime" türküsünü söyleyeceğini yazmıştım...

Şimdi o türküyü Kemal Bey'den dinliyoruz!..

(1)Not: Sayın Kılıçdaroğlu'nun dışa vuran niyetiyle ilgili, elime geç ulaşan şu mesajı buraya ilave ediyorum. Referandumdan önce pek dikkat edilmeyen bu ayrıntıyı, bir dostum göndermiş... Ama nedense 08.09.2010 tarihli mesaj bana bugün (14.09.2010) da ulaştı, kendisine teşekkür ederek mesajını dikkatinize sunuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun başına gelenler ve gelecek olanları anlamak adına çok önemli.

"Dün(6 Eylül), Kılıçdaroğlu ile Baykal, Antalya'da bir gövde gösterisi yaptılar ve birlik beraberlik sahnesi sergilediler... Ama bu iki -eski ve yeni- liderin, refarandum hakkındaki düşünceleri farklı olduğu gibi çelişkili idi... Aynı gün, Baykal bir televizyon kanalında "refarandumda 'evet' oyu çıkarsa ülke bölünür" derken; aynı gün Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a seslenerek, "dokunulmazlıkları kaldır, anayasa paketine ben de 'evet' diyeyim dedi... Demek ki, refarandumda "evet" çıkması halinde, Baykal'ın "ülke bölünür" düşüncesine katılmıyor... Ayrıca, anayasa paketinin "evet" denmesi gerektiğini de itiraf ediyor... Bu konu köşe yazarlarının da dikkatinden kaçmış. Bugün çok sayıda gazetenin köşe yazarlarına baktım; hiçbiri bu çelişkiyi konu etmemiş... Belki sizinde gözünüzden kaçmıştır diye bir aktarayım dedim... Sağlıklı günler ve selamlar..."