Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '15

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'nin kontenjan adayı Nazmiye Halvaşi: ‘Ben zor yolu seçtim’

CHP'nin kontenjan adayı Nazmiye Halvaşi: ‘Ben zor yolu seçtim’
 

CHP Aday adayı Nazmiye Halvaşi, Muğlalı kadınların bir ‘başarı hikayesine’ ihtiyaç duyduğunu söylüyor…


CHP’nin Milletvekili Aday Adayı Nazmiye Halvaşi, kontenjandan milletvekili olmak için başvuran iki kadından biri… Muğla’da ‘kadın siyaseti’ne dair çok önemli bir eksikliği tespit edip harekete geçen Halvaşi, kontenjan hamlesini temayülden kaçındığı için yapmadı, çünkü kendisi daha önce de pek çok kez erkek egemen siyasette ‘erkeklerle’ yarışmayı göze aldı. 1998 yılında, kadınların pek de alışık olmadığı liste delme yöntemiyle CHP Parti Meclisi’ne girmeyi başaran Halvaşi, bu yönüyle Türk siyasi tarihine de adını yazdırdı… Şimdi ise deneyimli kadın siyasetçinin hedefinde Muğla kadınları için bir ‘başarı hikayesi’ yazmak var…

ŞEHİR: Neden temayül yoklamasına girmeyi tercih etmediniz?

Ben, son güne kadar adaylık başvurusu yapmadım. Önce, Muğla’da milletvekili aday adayı olan arkadaşlarımın profillerine baktım. Bir çok kentin farklı yerel dengeleri vardır. Muğla’da da böyle. Sakar altı, sakar üstü, orta Muğla siyaseti birbirinden farklı. Bu dengeleri doğru tahlil etmeniz, doğru kurmanız gerekir. Partiler için de geçerli bu. Eğer bu dengeyi iyi kurmazlarsa, seçmenden oy alırken sıkıntı yaşarlar. Böyle bir durumda, yerel adayların eğilim yoklamasına girmesi çok önemlidir. Ben Datça’da yaşıyorum. Datça, Muğla dengelerinin içinde yer alan, temsil edilen bir ilçe değil ne yazık ki. Çünkü seçmen sayısı az. Dolayısıyla diğer ilçelerden oylara talip olmak gerekecek ve bunun için çalışacaktım. Temayüle girmek, bu dengeyi bozmak anlamına gelir. Genç bir arkadaşımın hakkını gasp etmek istemedim.  Bu ortamda, ben de kontenjanı tercih ettim. Ayrıca Muğla seçmeninin yüzde 50’den fazlası dışarıdan gelip yerleşenlerden oluşuyor. O seçmenin de siyasette temsil edilmesi gerekiyor. Hem kadınları, hem de bu kitleyi temsil etmek için aday oldum.

ŞEHİR: Genel Merkez’in tercihini çoktan yaptığı söyleniyor. Sizce?

Tercihini yapmış olsa, kamuoyunda farklı isimler öne çıkmaz. Siyaset böyle bir şey. Genel Başkanın önseçimler bitmeden kontenjan üzerinde konuşmayacağını ve çalışma yapmayacağını biliyorum. Türkiye genelinde 39 kişi atanacak. Muğla’da kontenjana aday olan 6 kişi arasında değerlendirme yapılacak. Net bir şey söyleyemem ama kimse ‘söz alarak’ başvuru yapmadı kontenjana, bunu biliyorum.

ŞEHİR: Gelelim temayüle. Kadın aday adaylarından hiçbiri başarı gösteremedi. Hatta, hemcinslerinden bile oy alamadılar. Neden?

Bu bir süreçtir. Siyasette olgunluk kazanmak için siyasetin içinde uzun süre yaşamak gerekiyor. Kadıların öğrenilmiş çaresizliği olarak bakıyorum olaya. Kadınlar için temsil anlamında, çok dar bir alan söz konusu. Bu dar alanda birbirleriyle yarışmak zorunda kalıyorlar. Bu yanlış!  Ben, olması gerekeni “eşitler arasında kadının ya da gencin tercih edilmesi” olarak ifade ediyorum. Ama, bir kadının temsil gücü yoksa, sadece kadın olduğu için de seçilmemeli.

ŞEHİR: Kadınların bu yarışta ‘başarılı’ olması için nasıl bir yol izlemesi gerekiyor?

Lütfen kendilerine bir hedef seçip, oraya hazırlansınlar. Siz sadece seçim günü geldiğinde ‘aday olayım’ derseniz başarısız olursunuz. Bu başarısızlığın nedeni ‘kadın’ olmanız değil, sizin oraya hazır olmamanızdır. Nerede ‘adaylık’ varsa, birkaç kadın o noktaya ‘aday’ olarak işe girişiyor. Aynı noktayı hedefledikleri için de birbirlerinin önünü kesiyorlar. Rakip olarak ‘diğer kadınları’ seçiyorlar kendilerine. Sayıları çoğaldıkça, birbirleriyle yarışıyorlar. Oysa, sadece kendileriyle yarışmaları gerekiyor.

ŞEHİR: Siyasi partilerin payı yok mu bu başarısızlıkta?

Bana göre kadın örgütlerinin ve siyasi partilerin, bu yolda yürümek isteyen ve kapasitesi, hedefi olan kadınları belli noktalara hazırlamak gibi bir sorumluluğu var. Bu sadece milletvekilliği için geçerli değil. Muhtarlık da olsa, meclis üyeliği, örgüt başkanlığı da olsa, kadınlar için çaba sarf edilmesi gerekiyor. CHP’de kadın kotası yüzde 33. Bu aslında alt sınırdır. Neden daha fazla olmasın?

ŞEHİR: Kadın temsili açısından en başarılı parti HDP. Neden acaba?

Bütün siyasi hareketler, zayıfken, yükselme ihtiyacı varken kadınları kullanır. HDP bu noktada biraz daha samimi durdu. Kadınları, temsil noktasına taşıdı, ötelemedi. O hareketin içinde, siyasi platformdan önce, kadın ve erkek birlikte mücadele etti. Bu mücadeleyi siyasete taşıdıklarında da bu birliktelik devam etti. O davaya, eşini kaybeden, eşi siyasi yasaklı olan kadınlar sahip çıktı. Diğer partilerle pek kıyaslanmayacak bir durum söz konusu yani.

ŞEHİR: Diğer siyasi partilerin kadına bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bütün partiler kadınlar üzerinden siyaset yaparak yükselirler ve sonra ötelemeye çalışırlar. AKP’de de öyle. Türban üzerinden siyaset yaparak yükselme sürecini gördük partinin. Sonra daha az sayıda ve itaatkar kadını, temsil noktasına taşıdılar. Parti güçlendikçe, kadın sayısı azaldı.

ŞEHİR: Kadınlar yerel yönetimlerde de öteleniyor. Geçtiğimiz mahalli idareler seçiminde gördük.

AKP’de neden kadın belediye başkanı yok sizce? Çünkü rant var. Kadının olduğu yerde, rant paylaşımı çok zordur. İsveç’te siyaset yaptığım dönemde kıyaslama imkanı buldum. Kadınların yüzde 50 temsil edildiği bir ülke ve İsveç siyasetinde ‘rant’ sözcüğü yok! Rant derken, sadece ekonomik anlamda, paradan söz etmiyorum. Kartvizit de bir ranttır. Park yasağı olan bir yere ‘siyasetçi’ girer Türkiye’de! ‘Hamili kart yakınımdır’ atasözü haline gelmiştir neredeyse. Sistemin bütününü incelemek gerekiyor dolayısıyla. Kadının Türkiye’deki ve siyasetteki konumunu da ancak o zaman açıklayabiliyorsunuz.

ŞEHİR: 7 Haziran genel seçimlerinde Muğla’nın bir kez daha CHP’nin kalesi olduğunu göstereceğine inanıyor musunuz?

CHP’nin ya da AKP’nin ‘kalesi’ ifadelerini kullanmaktan hoşlanmıyorum aslında. Muğla’nın tarihine baktığınızda da bir siyasi partinin ‘kalesi’ olduğunu iddia edeceksek, DP, DYP ve ANAP’ın öne çıktığını görürüz. Artık Türkiye’de siyasetin çizgisi değişti. Liberal kesimler yok oldu. Onlardan bir kısmı, aşırı uçta muhafazakar kesimi ifade eden bir partide yer aldı. Yüzünü Avrupa’ya dönmüş, aydınlıktan, laiklikten ve demokrasiden yana olan sağ seçmen orada yer almadı. Onlar, sosyal demokrat ve sol partilere temsil hakkı verdi. Muğla’nın demokrasiden, insan haklarından yana Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve yüzünü batıya çevirmiş bir toplum olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada, Muğla seçmeninin adayların verdiği mesajlar doğrultusunda CHP’yi daha güçlü bir noktaya taşıyacağını düşünüyorum.

ŞEHİR: Siyasetin dışındaki kadınlar, Muğla’da bir kadın adaya destek verir mi?

Ben toplumun hangi kesimiyle temas kurarsam kurayım, kadın desteğini alıyorum. Geçtiğimiz günlerde Göcek koylarının ihaleye çıkarılmasına karşı eyleme katıldık. Orada kadınlar hep ön saftaydı. Her zaman olduğu gibi. Güçlü duruşlarıyla kendilerini ifade ediyorlardı. İşte o kadınların, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’a dönerek beni işaret etmelerini ve “Bize böyle kadın liderler lazım’ demelerini asla unutmayacağım. Benim aday olduğumu bile bilmiyorlardı.  Muğlalı kadınların, başarı hikayesine ihtiyacı var. Bu noktada onlar için bu hikayeyi yazacak kadın olursam, hayatımda yaptığım en doğru ve en iyi şey bu olur. Birçok kadının önünü açmış olurum.

NAZMİYE HALVAŞİ KİMDİR?

Nazmiye Halvaşi, CHP’nin Gençlik ve Kadın Kolları’ndan sonra İlçe Başkan Yardımcılığı ve iki dönem de PM Üyeliği yaptı. 2002’de Nijerya’da recm cezasına çarptırılan Emine Lawal’ın affedilmesi ve Türkiye’de kadına karşı şiddete dikkat çekmek için “Asya’dan Avrupa’ya Emine Lawal için yaşam yürüyüşü” yapan Halvaşi, Türkiye’de bu çapta bir eylem yapan ilk kadın olma özelliğini taşıyor. Deneyimli siyasetçi, İsveç’te yaşadığı beş yıl içinde, Olof Palme’nin Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne üye oldu. Burada Belediye Meclis Üyesi seçilen Nazmiye Halvaşi, 2011’den sonra çok sevdiği Datça’ya taşınarak memlekete kesin dönüş yaptı. Datça Kent Konseyi Kadın Meclisinin kurucu başkanı olan Halvaşi, geçtiğimiz yıl tüm Türkiye’deki kent konseyleri bünyesinde bulunan kadın meclislerini Datça’da toplayarak bir platform kurulmasına öncülük etti. Bir dönem gazete yazarlığı ve yayın yönetmenliği de yapan Halvaşi’nin “Söz Kadının” adında bir de kitabı yayınlandı.

 
Toplam blog
: 32
: 1048
Kayıt tarihi
: 04.08.13
 
 

Selda Öztürk, 1992 yılından bu yana aktif olarak medya sektöründe çalışmaktadır.  Ulusal ve yerel..