CHP örgütlerindeki sorun

CHP'de ki örgüt yapısını anlamak, normal insanların kavramakta zorluk çekeceği hatta siyaset mühendislerinin bile çözmekte zorlandığı bir yapıya sahip. Hatta bu unsur sadece CHP 'de de değil Türkiye'de ki tüm sol partilerde mevcuttu. SHP, DSP bunun örneklerini zamanında sergiledi. Deniz Baykal dönemindeki CHP ise örgütün tamamen pasifize edildiği, genel merkezin tepesindeki kişiler aracılığıyla partinin yönetildiği özelliklere sahipti. Aradan yıllar geçti, SHP-CHP birleşmesi yaşandı, SHP kapandı, arkasından Karayalçın'ın girişimiyle tekrar açıldı, sonrasında EDP ile birleşerek tekrar varlığını sonlandırdı, DSP ise siyaset sahnesinde kaldı ama O'da tabela partisi niteliği taşıyor. CHP'de yeni bir dönem başladı ama bu yeni dönem aslında örgüt yapısının ne kadar da derinden yara almış olduğunu göstermesi bakımından önemli işaretler taşıyor. 

Bir partinin can damarı, çalışan örgütlerdir. Örgütler hem partinin canlı kalabilmesini sağlar hemde elde edilen seçim başarılarının temel faktörüdür. Bunu özellikle Türkiye'de ki sağ partiler iyi kavramıştır. Verilebilecek en güzel örnek ise Refah Partisi'nin kadınları ve gençleri durmadan, bıkmadan, yılmadan, sokak sokak, ev ev çalıştıran zamane sistemidir. Bu sistem tuttu. Arkasından bunu AK Parti yine aynı şekilde daha da güncelleyerek izledi. Ama tüm bunlardan önemlisi, örgütleri çalıştırabilecek il, ilçe ve belde örgütlenmelerinin nasıl şekillendiği olsa gerek. İşte CHP ve diğer sol partilerde yaşanan sorun tam da bu noktada patlak veriyor. 

Dikkat ederseniz AK Parti örgütleri hakkında derin çatlak haberleri yada toplu istifa haberleri pek duymazsınız. Genelde çok nadir olarak sessiz sedasız yapılan görevden alma haberleri çıkar. Onlarıda toplasan bir yılda ya 1 dir ya da 2. Ama artık neredeyse her hafta CHP ile ilgili örgütlerde yaşanan istifa, görevden alma, yönetim kurulu üyelerinin toplu istifası haberlerini basından duymaya alıştık. En son 2. defa göreve atanan Ankara il başkanlığının istifa haberi geldi. Hemde ilginç bir biçimde il başkanının kendi partisine mensup bir belediye başkanını zan altında bırakan açıklamasını dinledik. İşte sorun tam bu noktada. Malesef CHP örgütleri kendi içlerinde bir birini çekemiyor. Kıskanıyor. Seçimi kazanan kaybedene kin duyuyor, kaybeden kazananı yıpratmaya çalışıyor. İl başkanı kendi partisinin belediye başkanlarına bayrak açıyor. Siz bu tavrı sergilerseniz seçmen yerel seçimde neden senin partine oy versin ? Hemde iktidarda, her seçimde güçlenerek büyüyen, birbirini yıpratmayı geç en ufak olumsuz yönlerini kapatmak için canla başla çalışan AK Parti'li yöneticiler varsa. Duydunuz mu hiç bir AKP li il başkanının kendi belediye başkanını suçladığını ? CHP' nin kalesi olan İzmir'de büyükşehir belediye başkanı kendi partisinden olan ilçe başkanlarıyla kavgalı, ilçe başkanları il başkanlarıyla kavgalı, genel merkez hepsiyle kavgalı arada kalmış durumda. Bir daha ki yerel seçime İzmir tercihini AKP'den yana kullanırsa bunda da şaşılacak bir durum olmaz. CHP örgütlerinin bu halini örgütçe bu ihtimal zor da gözükmüyor hani.