CHP Tabanı sn. Kılıçdaroğlu'nu Hizaya Getirdi...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki genel başkan Deniz Baykal’a iişkin görüntülerin FETÖ tarafından yayınlanması yoluyla indirilmesi sonrasında genel başkanlık koltuğuna oturdu.

Sn. Baykal’ın istifa ettirilme tarihinin, sn. Kılıçdaroğlu’nun koltuğa oturtulabilmesi için koşulların kıvama getirildiği, Kılıçdaroğlu’nun koltuğa oturtulması için gerekli koşulların oluşturulduğu tarihe denk getirilmesi şeklinde planlı programlı bir proje olup olmadığına dair delil elbet yok ancak sonraki gelişmelerden dolayı bu kuşkuların akla geldiği de bir gerçek.

Kuşkuları besleyen olgu, sn. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasından sonra izlediği politikalardan dolayıdır. Kılıçdaroğlu, Ana Muhalefet Partisi koltuğundayken, görevi, iktidara alternatif oluşturup iktidarı alma yolunda politikalar geliştirmesi gerekirken tam tersine, kasıtlı ve bilinçli olarak pasif kalarak, CHP tabanına set olarak, CHP ideolojisini sulandırarak, iktidarın sürekliliğini sağlama yönünde bir işlev görmüştür.

Bugüne kadarki ilgili tüm yazılarımızda bu kuşkumuzu kararlılıkla dile getirip savunduk.

Anımsanacaktır. Laikliğin tehlikede olmadığını ileri sürmüş, Dersimlilik vurgusuyla CHP’nin 6 Ok’undan Atatürk milliyetçiliğini aşındırmış, seçimlerde özellikle sağ kökenli kişileri milletvekili yaptırmış, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu fiyaskosuyla tabanını seçeneksizliğe mahkum etmiş, kendisini eleştirenlere kapıyı gösterebilmiş, dokunulmazlıkarın kaldırılması aymazlığıyla kendi milletvekili Enis Berberoğlu’nun hapse girmesine sebep olabilmiştir. Örneklerin çoğaltılması kolaydır.

24 Haziran seçimleri sürecinde de benzer tutumunu değiştirmemiş, CHP tabanının rahatsızlıklarının en büyük kaynaklarından olan sn. Abdullah Gül’ü aday yapabilmek için sonuna kadar çabalamıştır. Sosyal medyada nerelere varacağı anlaşılan “infilak” neticesinde geri adım atılmıştır.

Aynı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinin sonuna kadar direndikten sonra nihayetinde CHP tabanının arzularına uygun şekilde sn. Muharrem İnce’nin adaylığını açıklamıştır.

Buna mecbur kalmıştır.

Bugüne kadar yaşadıklarımızın açıklıkla ortaya koyduğu üzere sn. Muharrem İnce’nin aday yapılması sn. Kılıçdaroğlu’nun arzuları ve düşünceleri hilafına ve zorunlu kalınmış olduğu içindir. Gelişmeler göstermektedir ki, yine sağ kökenli bir siyasetçiyi aday yapabilmek için son ana kadar mücadele eden, bunu başaramamış olduğu için büyük ızdıraplar çektiği anlaşılan sn. Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’yi aday yapması, CHP tabanının, seçmeninin ve halkın iradesine daha fazla direnememesi nedeniyledir.

Muharrem İnce’nin aday yapılması, CHP çınarının CHP yönetimine el koyma başarısına ulaşmış olmasının bir neticesidir.

Bu kararla CHP on yıllardır devam eden makus talihini ilk kez yenilgiye uğratmıştır.

Gelinen aşamada Genel Başkan sıfatıyla sn. İnce’nin adaylığını ilan etme eylemi itibariyle sn. Kılıçdaroğlu hakkında zihnimizdeki tüm olumsuz düşünceleri silip atıyor ve kendilerine teşekkür ediyorum.

Kazansın, kazanmasın, Muharrem İnce’nin adaylığı, CHP’nin tarihten gelen köklü ruhuna esaslı bir dönüş hamlesidir. Sevgili Uğur Mumcu’nun deyimiyle “dev uyanmış” ve duruma vaziyet etmiştir. CHP’yi kutluyor, sn. Kılıçdaroğlu’na, sn. İnce’ye, CHP’ye ve Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun diyoruz.

Kenan IŞIK