CHP yakın bir tarih çözümlemesi (4)

Mahalle delegesinden (ilçe kongre delegesi) başlanılarak her kademede belirleyici olan, seçilmiş değil, belirlenmiş delegelerdir. Belirlenmiş olan örgüt yönetimi, belirlenmiş olan belediye ve il genel meclis üyesi, belirlenmiş olan belediye başkanı, belirlenmiş olan kurultay delegesi ve parti meclisi üyesi, belirlenmiş olan milletvekilleridir. Belirlenmiş olan!

Bu davranış 12 Eylül rejiminin hazırlamış olduğu siyasi partiler yasasına dahi aykırı ve ondan geridir. Bugün var olan sosyal demokrat düşünce ve pratik, ulaşmış olduğu anlayışlar ve yaklaşımlar açısından, yukarıda kısaca değindiğimiz olaylarla taban tabana karşıttır.

Büyük kurultay 1100 seçilmiş delege ve doğal delegelerle birlikte toplanır, genel başkan ile 80 kişilik PM ve 15 kişilik YDK üyelerini seçer. Sonra parti meclisi toplanır, genel başkan belirlemiş olduğu 20 kişilik MYK üyesini PM'ne sunar, oylanır, kabul edilir.

MYK'da kendi içinden genel sekreter yardımcılarını, genel başkan yardımcılarını ve genel saymanı seçer, böylece birbirlerini seçmiş olurlar, işleri yürütürler, yürü ya kulum derler, oyun gibi... Halk bu oyuna katılarak antidemokratik yöntemle belirlenen adayları seçtiğini zanneder...

Unutmadan, merhum Turgut ÖZAL tarafından siyasal yaşama kazandırılan ve doğru bir uygulama olan, 7'den fazla milletvekili çıkaran 18 il birden fazla seçim çevresine bölünmüştü (İstanbul 9, Ankara 5, İzmir 4 seçim çevresi gibi) ve tercihli oy kullanma metodu geçerliydi. Seçmenler bir tür daraltılmış bölge işlevi gören seçim çevrelerinde milletvekillerini daha iyi tanıyor ve istediğine tercih oyu kullanabiliyordu. Bu uygulama 1995 seçimlerinde Deniz Baykal'ın girişimi ile 54 günlük DYP-CHP koalisyonu tarafından kaldırılmıştı.

CHP 1999'da seçim barajın altında kaldığı halde, Avrupa'da hiçbir ülkede olmayan adaletsiz %10 seçim barajının indirilmesi konusunda, TBMM parti grubunun 22. dönemde hiçbir çalışma yapmamış olması da anlaşılır gibi değildir.

CHP'de seçim gecesi ortada kimse görünmezken; genel sekreter koyu renk takım elbise, sıkı sıkıya bağlı kravat, asık bir suratla kameraların karşısına geçiyor, Yalçın Doğan'ın deyimiyle, yıkılmış Sovyet rejiminin "son Sovyet Politbüro tavrı ile" rejimin sadık bekçileri olduklarını ifade eder bir biçimde "seçim sonuçlarını ders olarak algılamıyorum" diyebiliyor! Bir başka MYK üyesi halkın oylarının "mantıkla açıklama imkanı yoktur" diyebiliyor!

2 Ağustosta toplanan parti meclisinde güvensizlik oyu kullanan milletvekili seçilemeyen üyelerin muhalefeti inandırıcı değildir, milletvekili seçilselerdi itiraz etmeyeceklerdi!

Genel Başkan ve MYK'nın istifası çözüm değildir, delegeler değişmezse yine kazanırlar. Muhalif olanlar, kolektif bir anlayış ve çalışma ile mahalle üyelerini ve delegeleri örgütleyelim! O zaman onları tuşa getiririz!