CHP’yi bölme çabalarına dikkat!..

Yaşanılan süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkmak en temel siyaset olmalı ve bu siyaset tüm millici güçler tarafından benimsenmelidir. Sözünü ettiğimiz bu sahip çıkma, Cumhuriyet Devrimleri’ne karşı sürdürülen Cihat’a karşı ulusal birliğin sağlanması ve önümüzdeki genel seçimlere “bölünmeden girme” esasının kitle bazında gerçekleştirilmesi olarak anlaşılmalıdır. Bu esas, iki yönlü bir bilinç ve mücadele gerektirmektedir:

1) CHP çatısı altına her nasılsa girip, yerleşmiş “tam bağımsızlık, Cumhuriyet Devrimleri ve demokratik hukuk devleti” ilkelerine gönülden bağlı olmayan ve hatta ters düşen kişi ve odaklarla parti içinde mücadele etmek…

2) Parti dışında ise, öncelikle önümüzdeki seçim sürecini gözeterek, toplumsal muhalefetin en geniş kesimleri ile yukarıda sıraladığımız ilkeler etrafında birleşilmesine zemin hazırlamak ve öncülük etmektir. Emperyalizmin politikaları doğrultusunda gündem belirleyen Adalet ve Kalkınma Partisi, önümüzdeki seçim ortamına önemli ölçüde oy yitirerek girmektedir. Bu kötüye gidişin iki olağan sonucu vardır.

A.- Birincisi, söz konusu partinin kazanımları yönündedir. Ancak, kapalı kapılar ardında oluşturulan yabancı dış desteklerden oluşan bu “kazanımlar” hakkında Türkiye halkının resmi nitelikte detaylı bir bilgi edinebilmesi [şimdilik] mümkün değildir. Çünkü, sözünü ettiğimiz gibi desteklerin esas ve ayrıntıları, kapılar sıkı sıkıya kapatıldıktan sonra çok özel ikili ilişkilerde görüşmeye açılmaktadırlar.

B.- İkinci sonuç ise, parti adına içine düşülen ve gittikçe gelişen olumsuzluklar zinciridir… AKP, yaşanılan ekonomik bunalım karşısındaki çaresizliği, işçi ve emekçilere reva gördüğü muamele, yoksulluğa terk edilen halkın gittikçe artan yoğun şikâyetleri ve adına “demokratik açılım” denilen Atlantik ötesi politikaları ısrarla ve inadına sürdürülmesi sonucunda halkın güven ve desteğini büyük ölçüde kaybetmiş bulunmaktadır. AKP’nin oy oranı hızla düşmeye devam etmektedir… Vatandaş her geçen gün gerçekleri daha iyi görebilmekte ve bu oranda da, yapmış bulunduğu siyasi tercihin bilincine ulaşmaktadır. İşte tam bu noktada Ak Parti yönetimine, kapalı kapılar ardından uzatılan bir can simidi devreye girmektedir. Bu can simidinin üzerinde, “Sarıgül” yazmaktadır!..

Fettullah Hoca Efendi - Soros konsorsiyumunun rüzgârını arkasına alarak, malum medyanın yarattığı alacakaranlık ortamda atağa geçen bu “yenilikçi” siyasetin temel amacı, AKP’nin kaybolan oylarını telafi etmek… Ve böylece “görev”ini tamamlayarak, kendisine biçilen misyonun hakkını vermektir. AKP kayıptadır. CHP ve MHP bu oyları aralarında pay edeceklerdir… Önümüzdeki siyasetin olağan gelişmesi bu yöndedir. İşte bu olağan gidişe engel olacak, olağanüstü nitelikte bir “müdahale”ye ihtiyaç vardır… İşte bu ihtiyaç liderini bulmuş, şimdi kadrosunu aramaktadır. Bu noktada tüm CHP’lilerin ve taşıdıkları ulusal nitelikli bilinç nedeniyle CHP’ye destek veren tüm yurtsever güçlerin olağanüstü bir dikkat ve uyanıklık içinde olmaları gerekmektedir. CHP yönetim kadroları içinde yer alan kişilere, yerel bazda ya da genel olarak küskün olabilirsiniz… Size karşı bir takım haksızlıklar yapıldığını düşünmüş ve hatta iman etmiş de olabilirsiniz… Ama gün, ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu olağanüstü koşullarda, kişisel kırgınlıklara öncelik verilemeyecek kadar nazik, önemli ve risklerle dolu bir iğneli fıçıyı andırmaktadır… Kırgınsanız, kırgınsınız… Haksızlığa uğramışsanız, uğramışsınız!.. “Vatan savunması” kavramı, kişiselliklerin bertaraf edildiği, kamu yararı ve Devlet’in egemenliği ideallerinin her şeyin üzerinde tutulduğu özverili bir birlikteliği ifade etmektedir… Hemen ve derhal… Hemen ve şimdi, o birliği oluşturmamız gerekmektedir!.. Çünkü bu birlik, düzenlenen saldırılara karşı en önemli ve en değerli silahımızdır!..

http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/