CHP'yi Kim Engellemekte?

Sürekli olarak konuşulur, sorulur, tartışılır, yazılır, çizilir CHP neden iktidara gelemiyor? diye..

Kimilerine göre liderin büyük etkisinin olduğunu düşünürken, kimilerine göre de eski cumhuriyet ve Atatürk ekseninden yavaş yavaş kaymakta olduğna bağlamaktadır.

Zaman zaman Kemal bey'in genel başkanlık koltuğunu bırakması yönünde benim de sitemli yazılarım olmuyor değil, ama asıl sorunun lider'den kaynaklanmadığını biraz sonra aşağı sutunlarımda belirtmeye çalışacağım.

Evet, Kemal bey Baykal'a düzenlenmiş olan kaset komplusu'nun bir ürünü olduğunu kimse inkar edemez. Hatta bana göre önce Kemal bey'i hazırlamak adına defalarca canlı yayınlarda Gökçek ile tartışma programları düzenlenerek kamuoyunda tanınması sağlandı ve ardından Baykal'a kaset komplosu düzenlendi ve kimse tarafından tanınmayan Kemal bey kısa sürede genel başkanlık koltuğuna tayin edilmiş oldu.

İktidar için Kemal bey gibi doğru namuslu ama liderlik konusunda yetersiz bir ana muhalefet gerekiyordu. Tam da istedikleri gibi yaklaşık on yıla yakın süredir dolaylı şekilde Erdoğan'a destek vermeye devam eden bir profille karşımıza çıkıyor. İlk 'Ekmelettin çatı formülü' ile Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesine dolaylı desteğini ayan beyan açık bir şekilde gördük. Arkasından referandum'da da '15 Temmuz kontrollü darbedir' dedikten ve seçmenin 'hayır' çoğunluğuna gitmekteyken bırakınız kontrollü darbenin açıklamasını tek bir söz dahi etmeden referandum oylamasına gidilerek kararsız oyların 'evet'e kaymasına neden olmuştur. Bir lider bu kadar mı basiretsiz olur? sorusunu sormak istemiyorum. Basiretsizlik falan değil, düpedüz Erdoğan'a çalışmak denir buna.

Ülkeyi her ne kadar siyasiler yönetiyor gibi görünüyor olsa da asıl yönetenlerin küresel sermaye gücünün olduğunu altını çizelim bir defa.

Sovyetlerin dağılması ve soğuk savaşların sona ermesiyle birlikte 90 yılından sonra küresel ekonomiyle yeni dünya düzenine girileliberi emperyal ülkeler diğer ülkelerle tamamen ekonomik çıkarlar üzerine kurulu bir düzenek içinde söz konusu ülkelerin siyasal yapılanmalara da müdahil olduklarını görebiliyoruz.

Küresel sermaye gücü ekonomik yatırımlarını gelişmekte olan ülkelerde sağ iktidarlardan yana tercihlerini kullanırlar her zaman. Yani sağ hükümetlerle daha kolay işlerini yürütebildiklerini görüyoruz.

Çok uzattım galiba ama asıl konumuza döneceğim. Neden CHP iktidar olamıyor? sorusuna birlikte cevap arayacağız..

Az sonra..

Söylemeye çalışayım CHP'nin neden iktidara gelemediğini..Bu arada söylemiş olayım hiç bir siyasi partiyi ne desteklemişimdir bu güne kadar ne de bundan sonra desteklerim. Desteklemiyorum çünkü hiç biri insan odaklı siyaset yapmaya çalışmıyorlar. Ne zaman İnsan partisi veya Sevgi partisi kurulur o zaman siyasetin içinde görebilirsiniz beni. Böyle partilerin yeryüzü siyaset kulvarlarına gelmeyeceklerine göre siyasete milyon kilometrelerce uzağım demektir.

Konuyu dağıtmadan hemen gireyim..

90'lı yılların başlarında o dönemin bir bakanı çıktı ve demişti ki; 'terör örgütü insin ovaya ve siyaset yapsın!'

Söyleyen bakanın kimliğinden çok, bu sözü söyleten gücü sorgulayalım. 

Güç; küresel ekonomi gücü'dür!

Küresel ekonomi gücü 90'lı yılların başında öyle bir kapı aralamak için adımını atmış ki, CHP'nin önünü kesmek için ilk adım atılmış oldu.

Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında anayasamıza göre etnik bir partinin kurulmasının anayasaya aykırı durum olmasına rağmen o yıllarda anayasa delinerek nasıl etnik bir partinin kurulmasına izin verilmiş hala anlamış değilim doğrusunu isterseniz.

İster Kürt ister Laz ister Gürcü ister Çerkes, hangi etnik köken olursa olsun bir Laz olarak etnik partilerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulmasının asla doğru olmadığını savunuyorum. Ülkede Kürt kökenli bir parti kurulduysa nedenlerini sorarım.

Aynı şekilde 

Laz kökenli bir parti kurulmuş olsa, gene sorardım.

Kürt partisinin kurulmasına izin verilmesi demek, ülkenin bölünmesine de izin veriyorum demek olmuyor mu?

Madem ülke bölünemez, etnik bir partinin kurulmasına neden izin veriyorsun?

Elbette ki ülke bölünmeyecektir, elbette ki Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.

Küresel sermaye gücü yani emperyal ülkelerin yaptığı şudur; bir tarafta terör örgütünü hayata geçirerek ve destek vererek 40 yılda onbinlerce insanın hayatını söndürmekle kalmadığı gibi silah tuccarlarına hizmet etmiş, anayasaya rağmen etnik bir partinin kurulmasına destek vererek sözüm ona ülkeyi bölünme noktasına getiriyor. Bölünme noktasına asla gelmeyecektir ama bu manifesto'yla siyaset içinde siyaset yapılımak isteniyor.

Küresel sermaye gücü bir etnik partinin kurulmasına destek vermesiyle aslında CHP'nin iktidara gelememesi hedeflenmiştir.

Düşününüz bugün HDP olmamış olsaydı CHP'nin iktidar olmaması için hiç bir neden kalmazdı.

Türkçesi şu; 90'lı yılların başlarında her şey çok iyi düşünülmüş, sol bir partinin iktidara gelememesi için etnik kökene bağlı bir partinin kurulmasına göz yumularak aynı zamanda özelleştirme kanalıyla ülke varlıklarının yabancı sermayenin eline geçmesi sağlanmıştır. Sol bir parti iktidarda olmuş olsaydı özelleştirme kanalıyla ülke varlıklarının yabancı sermaye şirketlerine geçer miydi geçmez miydi o da tartışılması gereken başka bir konudur, buraya sığdırmak istemem doğrusunu isterseniz.