Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '11

 
Kategori
Mizah
 

CHP'yi kim hadım etti?

CHP'yi kim hadım etti?
 

Resim netten alıntı


12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinden sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 28.6.2011 Tarihli konuşmasında: “Yeminleri engellenen arkadaşlara yemin etme yolu açılmadıkça biz CHP vekilleri de yemin etmeyeceğiz. Bizim bu duruşumuz seçmene ve onun oyuna yani milli iradeye duyduğumuz saygının gereğidir.” deyince, aklıma gelenler geldi…

Yeni seçilmiş milletvekilleri iki yıl mecliste vekil kaldıktan sonra ömür boyu alacakları “Kıyak Emeklilik” ten acaba feragat ederler mi? diye düşünürken bu kez de Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın 8 Temmuz 2011 Tarihli: “Tükürdüklerini yalayacaklar, göreceksiniz” sözleri ile “Tamam” dedim, “Bu iş gittikçe ısınacak…”

Genel başkanlar arası söz düellosunu izlerken 10 Temmuz 2011 Tarihli gazetelerden CHP Eski Genel Başkanlarından Deniz Baykal’ın: “Yemin etmek için Çiçek’i beklemem, gider meclise yeminimi ederim” demecini okudum…

11 Temmuz 2011 Tarihinde Pazartesi gününe geldiğimizde ise CHP’nin mecliste yemin ettiklerini gördüm.

Toplum Bilimci ya da Siyaset Bilimci olmadığım için yaşanılanları sokaktaki vatandaş gözü ile görebiliyor ve o şekilde değerlendirebiliyorum. Ve tabi ki bir de geriye dönük yaşanılmışlıklar var…

28 Mart 2004 Yerel Seçimlerinde Eskişehir ilinde CHP’nin belediye başkan adayının seçilmesi çok büyük bir ihtimalle kesin gözüyle görülmektedir. Ne var ki CHP İl Seçim Kuruluna adayını bildirmeyi unutmuş olduğundan CHP’li seçmenler oylarını DSP’nin adayı Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN’e vererek belki de tarihin en büyük doğru kararı bir unutkanlığın vesilesi olmuş, Eskişehir; Başkan Büyükerşen ile yeni bir çehre ve modern bir il olmuştur…

CHP’nin adayını İl Seçim Kuruluna vermesini unutmasını da Eskişehir’de çıkan Sakarya adlı bir gazete, “CHP Yİ KİM HADIM ETTİ” başlığı ile yazmıştır. Beğendiğim bu öyküyü paylaşmak istedim.

“Genç kız yürürken dalgaların kumsala fırlattığı can çekişmekte olan balığı eline alır suya bırakır. Suyun içerisinde kendine gelen balık kıza seslenir:
“Ben senin bildiğin balıklardan değilim, kendin için benden üç dilek dile…”

Genç kız:
— Dünyanın en güzel kızı ben olmak istiyorum,
— Evimin her tarafı altından güzel bir şato olmasını istiyorum,
— Çok sevdiğim bir kedim var, onun da güzel bir prens olmasını istiyorum…

Dünyanın en güzel genç kızı olan kız evine gidince her tarafı altından güzel bir şato görür ve şatonun duvarlarına dayanmış mahzun düşünceli bir prens… Sevinçle prensine koşan genç kız boynuna sarılır ve sorar:
— Neden bu kadar mahzunsun?

Yakışıklı prens:
— Ben kedi iken hani sen beni veterinere götürüp hadım ettirmiştin ya, şimdi çok pişman olacaksın…”

 
Toplam blog
: 74
: 1455
Kayıt tarihi
: 24.06.09
 
 

Haydanlı Eğitmen Aziz Doğan'ın oğluyum. Köyceğiz doğumluyum. Isparta Meslek Yüksek okulu muhasebe me..