CHP yoksa HCP mi oluyor?

CHP, ülke kurulduğundan beri Sosyal Demokrat bir çizgi içerisinde olmaya çalışsada hiç bir zaman Avrupalı bir Sosyal Demokrat olmadı. Buna en çok yaklaştığı dönem Ecevit'in Genel Başkan olduğu zamanlardı ama o dönemlerde bile bu sağlanamadı.

Peki neden? Neden CHP Avrupalı bir Sosyal Demokrat olmadı?

Bunun en büyük nedeni CHP görünüşte Sol olsada aslında genelde Sağcı ve Milliyetçi bir parti olması nedeniyledir. Cuhmuriyetin Halk'tan önce yazılması yıllarca Devleti ve Rejimi Halktan ve Halkın kendinden daha fazla düşünmeyi gündemde tuttu. CHP de harf sıralamasının ne önemi var demeyin zira bu tasavvur için çok önem arzediyor. Keşke Halkçı Cumhuriyet Partisi olsaydı yani HCP.

Avrupa Sosyal Demokrat çizgisi demokrasi ve İnsan Haklarını yani Halkı rejimin öneünde tutar. Halk olmadan devlet ve rejim olmaz diye düşünür. Bizde CHP bunu hep tersten okudu. Sorun bu.

Şu an oy oranı %23 civarında olan CHP, sadece kemikleşmiş oyları almakta, bu kemikleşmiş oy giderk her yıl azalmaktadır.

Oysa Türkiye'de İslami kesim güç kazaırken bu kesim içerisindede şu an geçici bir birlik sağlayan AK Parti oylarını %50 ye dayarken, entellektüel ve çarpıklıkların farkında olan memnuniyetsizlerin yinede CHP'ye güvenip oy vermemesi sebebiyle CHP sistemi eleştiren İslamcılardan da asla oy alamıyor. Bu da Ak Partiyi rakipsiz kılıyordu.

Kemal Kılıçtaroğlu, çarşaf açılımıyla başlayan hoşnutsuzları CHP'ye çekme girişiminden vaz geçmiş değil ve gerek Parti içinde marjinal kesimin bertaraf edilmesiyle bu projeye hız verilmiş görünmekte. 

Zira aslında İslam inancı Kuran'da Bakara suresiyle sabit olarak Anti Kapitalist bir inanç olarak halkın kendini sosyal demokrat gören ve ekonomide devletçi bir partiye oy vermemesi çok tuhaftı aslında. Bunun en büyük nedeni CHP'nin İslam ve İslamın Sosyal demokrat söylemlerini bilmemesi ve buna uygun sosyal politikalar geliştirememesi idi.

Ayrıca CHP'nin kendi geçmişinde yaptığı sisyasal hatalar siciline halkın hafızasında çok kötü işlenmiş ve sonuçta halk CHP'nin iktidra gelmesinden korkmuş durumdaydı.

Kemal Kılıçtaroğlu islami blgisini ve Sosyal Demokrat çizgiye paralel olan ayetleri çok iyi bilmek zorunda. Kendisine bu konuda destek olacak, İslam bilgisi yüksek ve Abdestli Kapitalizmle baş etmenin hinliklerini bilen danışmanı göreve getirirse o zaman CHP görüntü olarak imajını yenileyecek ve memnuniyetsiz ve AK Partinin metal yorgunluğunda alternatif arayanlara kapı olabilir. 

Burada en önemli kelime Samimiyettir. Halkın, CHP de görmek istediği şey önce kendisinin düşünüldüğünün hissedilmesidir.

Bu itibarla CHP şu unsurları yapmalıdır.

1- Hem parti içinde hemde parti dışında İslam karşıtı ve halkın islami vizyonunu rencide edecek söylem ve tavırlardan kaçınılmalıdır. 

2- Parti Halkı Cumhuriyetin önüne taşıyıp önce Halk sonra Rejim demelidir. "Laiklik elden gidiyor söylemleri oy getirmedi getirmezde"

3- Kapitalizmden ve özelleştirmelerin getirdiği halkı köleleştiren yapıdan vaz geçilerek Millileştirmelerin başlatılacağının söylenmesi. Bu sayede işsizliğin azaltılması, çalışanların özel şirketlerde karın tokluğuna çalışmasının engellenmesi.

4-İslam inancının daha iyi anlaşılması için araştırma enstütülerinin kurulmasına ve kullanım tarihi dolmuş fukuhatın yenilenmesine ön ayak olmak. Bu sayede Kuransal derinliği olan alimlerle Sosyal Demokrat çizgide yetişen dindar kesimler oluşacaktır. Ciplere binen kibirli abdestli kapitalistlerden kurtulunacaktır.

5-Dış politikada islam ülkeleri ile ilişkilere çok öenem verilerek başata Filistin olmak üzere tüm müslüman ülkelerin sorunlarına kardeşlik anlayışıyla koşulması gerekmektedir.

6- Türkiye'nin stratejik ve ekonomik olarak büyümesine katkı sağlayan Anadolu insanının açtığı okullara destek olunmalı ve bu okulların misyonlarının genişletilmesine çaba harcanmalıdır.

Kısacası CHP baştan ayağa yenilenmelidir. Kuzey Avrupa Sosyal Demokrasisi ile Kuran'ın Sosyal Adaleti hedef alındığının söylenmesi ve bu konuda samimi olunması oyların artmasına destek olacaktır. Kemal Kılıçtaroğlu, görüntü olarak iyi ve mülayim bir insan izlenimi uyandırsada entellektüel olarak doyurucu bir siyasetçi olarak Tayyip Erdoğan gibi bir hatiple baş etmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. 

Türkiye şayet İranla savaşır ve bu savaşta Rusya'da İranla beraber Türk topraklarındaki Malatya üssünü vurursa ve Ortadoğuda işler daha beter olursa işte o zaman Ak Parti gider. Fakat böyle bir ortamda zaten 3. Dünya Nükleer savaşı çıkar ve ortada ne dünya kalır nede yönetilebilecek bir Türkiye.