CHP zihniyeti

Biz, devleti yönetsinler, hükümet etsinler diye, sandık başına gidip, demokrasi küsmesin diye oy veriyoruz. Seçtiklerimiz, insanların refahı, mutluluğu, ve insanca yaşamalarından önce, kasayı düşünüyorlar. Ne buyurdu Başbakanımız bugün. Tekel işçilerinin sorunları hakkında; Güya, sendikalar, tekel işçilerini istismar ediyormuş. Ve ilave etmiş:" Ben, bize emanet edilen, kasayı soydurtmam. Bir Başbakanın, konuya bu açıdan yaklaşması, büyük bir talihsizliktir. Günlerdir sokaklarda yatıp, kalkan, bu işçiler, kasayı soymaya mı çalışıyorlar? Hem de, Başbakana emanet edilen kasayı. O kasada, tekel işçilerinin de alacağı yok mu? Onlar, sadece alacaklarını, yani, ekmek paralarını istiyorlar. Aslında, gasp edilen, onların ekmek paraları. Onlar da, kendilerini soydurtmak istemiyorlar. Haklarını istiyorlar. Bunun için, canlarını da ortaya koyup, savaşıyorlar. İşte, devlet, burada devlet olduğunu göstermeli. Bu sokak savaşçıları, binlerce değil, bir kişi bile olsa, devlet, vatandaşının yanında olmalı. Vatandaşını, işçisini, soygunculuk ile suçlayan devleti, neylerim. O zaman, yakalayın soyguncu tekel işçisini, atın içeri. Binlerce soyguncunun, sokaklarda işi ne?

70 milyon insan, hak, hukuk, adalet, aş, iş, ekmek peşinde, Huzur ve mutluluk peşinde. Hani, nerede bu saydıklarım? Bu insanlar, bu karda, kışta, kıyamet de, neden sokaklara dökülmüşler? Hangi kasayı soyacaklar?

Yargıtay, Onursal Başkanı, Sabih Kanadoğlu, "Laik, demokratik Cumhuriyet aleyhine, eylemlerin odağı olmuş bir partinin, ne reform yapmaya, ne de Anayasayı değiştirmeye hakkı yoktur" demiş. Aynen katılıyorum. Tabii ki, sayın başkanın, bu tesbitine, yanıt gecikmedi. AKP li Hüseyin Çelik, CHP yi de bulaştırarak, cevaplamış, "60 yıldır, millet iradesi ile, iktidara gelemeyen, CHP zihniyeti" demiş. Ben diyorum ki; İktidara gelemese de, devleti ayakta tutan, işte bu CHP zihniyetidir. O da olmasaydı, ne hallere düşerdik, kim bilir?