Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '19

 
Kategori
Edebiyat
 

Cibranî-31 (Acı)

Tarihin sisli puslu zamanlarında bir meraklı eline geçen her varağı, yazıyı okur okur da iflah olmazmış. Âlemin ve beşerin ve dahi yaradanın sırlarına vâkıf olmayı arzular, arzudan çok bilmese canı yanar, duyduğu, şahit olduğu ve okuduğu her ne olursa ardında bir hikmet arar, cerh eder durup bıkmazdı. Soğuk mu soğuk bir iklimde, uykusu kaçtığında bile okur okur, düşünür ve okurmuş. Gündüzleri meydana iner, meydanda kimse yoksa ev ev gezer, bahçelerinden her aileyi dikkatle izlermiş.

İşte bir süre sonra bunu seyreltmiş. Her şeyi ben anlayamam demiş. Artık başkaymış, bambaşka. Artık okumazmış yazarmış. Günlerce gecelerce yazar yazar durur, dinlendikten sonra yine yazar yazar durulurmuş. Çünkü meraklı, çekmekteymiş merakın ve anlamanın belasını. Bunu en iyi kalem ve defter anlardı.Lakin meraklının zavallı kuşu anlayamıyordu. Bu kuş tüm gün özgürce uçar, hava kararınca meraklıya adeta koşardı.  Bu haline dayanamazdı. Meraklı uyurken defterine konup, gagasıyla sayfaları çevirip çevirip durdu. Nafileydi; anlayamıyordu.

Defter durdurdu kuşu ve dedi ki: “Bazı yerlerde bazı insanlar belki Tanrı’nın bir cezası belki lütfu olarak yaralı olarak yaşar, cümleler ile sarar sarar ama sonsuz teselli sağlayamazlar. Hayat kanatır böyle insanları, kendileri de deşerler sürekli yaralarını, anıları deşer sürekli kapanmayanları. Kimse anlayamaz ama bunun da vardı bir tadı. Acıdır ama neticede insan hamurunun bir parçasıdır acı. Bazıları kendileri çekerler, kimileri başkalarına çektirir acıları. Böylece Tanrı herkese tattırmış olur bu illetli tadı. Zira en iyi bu âlemde tadılır acı. Bundaki acının derini olan ızdırap ki bu sükun bulmayanı”

 Kuş anladı, kuş her gün onlarca acıya şahit olmaktaydı. Yalnızca herkesin sarma şekli başkaca başkacaydı..

 
Toplam blog
: 231
: 52
Kayıt tarihi
: 04.10.17
 
 

Gelmiş, gider. Görür, seyreyler, anlam çıkarır. Yazdıkları kalbinden taşanlar aklından uçuşanlard..