Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

Çiçek ve kadın

Çiçek ve kadın
 

Söke ovasındayım. Ağustos ayının kuru ve sarı sıcağı sarmış her yanı. Pamuk tarlalarının yanında, hasadı alınmış buğday tarlaları da var. Etraf sessiz. İlerideki dar asfalt yoldan, arasıra geçen arabaların sesi de olmasa, insan kendini dünya dışında, bir yerde sanacak. Tarlaların yanındaki azmaklarda çok az su birikintileri var. Sessizliği bozmamak için, kurbağalar bile ötmüyor sanki. Az ilerideki, kurumuş bir sığır bokunun üzerinde, keyifle uçuşan sineklerin vızıltısı, tüm ovayı sarmış gibi. Ve tezeğin hemen yanıbaşında, olanca güzelliği ile açmış, sarı bir kır çiçeği. Birden, o çiçeği, kurumuş sığır bokunun yanından, koparıp almak geldi içimden. Eğildim, elimi uzattım, tam koparacakken vaz geçtim. Tanrı, doğadaki dengeyi, böyle sağlıyor, diye düşündüm. Her kötünün yanında, bir güzel şey. Yoksa tersi mi? Her güzel şeye karşı, bir kötülük mü?

Adem ile Havva hikayesine inanırsak, Tanrının kadını neden yarattığı da ortaya çıkıyor. Tıpkı bu sığır bokunun yanındaki, kır çiçeği gibi, yani, dengeyi sağlamak için. Kadınlar, dünyadaki tüm pislikleri yok edebilirler.
Kadın gibi davransalar. Çiçekler ve kadınlar. Ne kadar çok birbirlerine beziyorlar. İster doğada, ister saksıda, ister vazoda, çiçek nasıl ki çiçekse, Kadın da, her yerde kadın olmalı.

Sarı, kır çiçeğini, koparmadım. Orada bırakıp gittim. Koparsaydım, Bok, bombok olacaktı. Çiçeksiz ve kadınsız bir dünya da, bombok olurdu. Seni seviyorum Tanrım. Çiçekleri ve kadınları yarattığın için.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..