Çiçekle suyun aşkını bilir misiniz

Günün birinde çiçek ve su arkadaş olur. Arkadaşlıkları devam ederken birbirlerini iyice tanırlar. Bir süre sonra çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz. Suya aşık olduğunu anlar.
Aşık çiçek ''sırf senin hatırın için ey su'' diye etrafa güzel kokular saçar. Biraz zaman geçince artık su da içinde çiçeğe karşı birşeyler hissetmeye başladığını fark eder. Su hiç aşık olmamıştır. Bunu aşk zanneder.

Günler, aylar geçer.
Çiçek''su beni seviyor mu?'' diye düşünmeye başlar. Su pek ilgilenmez çiçekle...
Çiçek ''seni seviyorum '' der.
Su ''bende seni seviyorum'' der ve bu böyle sürer gider.
Çiçek alışkın değildir böyle sevgiye , dayanamaz.Su seviyorum demekten öte geçmez bir türlü.

Çiçek son kez sevdiğini söyler, su da dedim ya bende seni seviyorum diye cevap verir.
Gün gelir çiçek yataklara düşer, sararır, solar, etrafa güzel kokular saçamaz olur.Su sevdiğinin başına gelir, bekler, bekler ama çiçek canlanmaz daha da solar.

Bellidir , artık çiçek ölecektir.Son kez başını çevirip suya''seni gerçekten seviyorum ''der ve susar.
Çok hüzünlenir su , doktor çağırır.
''Artık elimizden bir şey gelmez''der doktor .Su , hastalığın ne olduğunu merak edip sorar.

Doktor, şöyle bir bakar suya ve''çiçeğin bir hastalığı yok dostum.Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için''der.
***

Sevgi nasıl birşeydir?
Sizin su olup, susuzluktan ölmesine sebep olduğunuz çiçekler varmı?

Çok kolaylıkla ''SENİ SEVİYORUM'der olduk. Bu iki kelimeye anlam kazandırmak zor mu?

Ben sevgiyi hissetmek isterim hep.
Sevgiye emek vermek.
Küçücük bir çocuğu severken de...
Sevgilinin gözlerine bakarken de...
Yüreğimdeki sesi duymalarını beklerim ve bana duyurmalarını..

SENİ SEVİYORUM.
Yazarken ve okurken çok etkileyici ama iki kelime ile sınırlı.

Oysa hissettirebildiklerimiz -hissedebileceklerimizde sınır yok.
Gönlümüzden geldiğince...

Ne dersiniz?