Çift forvet, tek Aykut'a karşı

Maçtan önce eldeki verilere bakıp da bir analiz yapılsa, biraz kaba saba bir ifade olacak ama bu duruma en uygunu bu olsa gerek, Bursa osursa bu Feneri yener  durumu hakimdi. Takımın kalbinin emanet edildiği adam tarafından, sürekli yap boz tahtasına çevrilen saha kurgusu, taraftarda nedense böyle bir inancın yüklenmesine sebep olmuştu. Bursa osursa, Bu Feneri yener…di!...

Takımın avaz avaz çift forvetle oynama isyanını anlamak için, daha kaç maç bu dahiliği kendinden mütevellit yaratıcı değil yaralayıcı adam tarafından anlaşılacak bilemiyorum. Rakip takımlarla mı mücadele edeceğiz, yoksa içimizdeki saplantılı ruhlarla mı! Şeytan azap da, Aykut Stat da gerek dercesine inatlaşmanın sonu bakalım nereye varacak? Varacağı yer bence bu sezon sonunda takım olur ya bir mucize olur da şampiyon olursa, Aykut Kocaman’ın bilmem kaçıncı kez bırakması ile son bulacak.

Dün gecenin kalbimize yazılan en parıltılı aktörü Salih Uçan’dı. Dilerim bu saçma sapan alengirli kurgular girdabında kalıp heba olmadan Fenerbahçe’nin gelecekte ki parıldayan yıldızlarından birisi olmayı başarır. Oyunu hisseden, nereye bassa oradan bir iş çıkaran, iki ayağını aynı güzellikte kullanan, iyi niyetli, samimi mücadele eden bir genç yetenek. Bu senenin en büyük kazancı belki de Salih Uçan olacak. Sanika Boru Elazığ karşısında sokağa atılan boş dakikaların yerini, her anını dolu dolu yaşayan bir takım almıştı dün gece. Takımın bu kadar gelgitler yaşamasının tek sebebi, koordinattan ve hedeften yoksun Kaptan Kocaman’ın rota bilmez hisleridir tek kelime ile. Bir taka ya da bir kayık kaptanlığı yapabilecek düzeyde bir gemiciye koca bir Trans Atlantik emanet ederseniz, uçsuz bucaksız düşlere demir almasını beklemek hayal mahsulüdür artık. Ligde ne kadar kayalık varsa, sırası ile bindirebilecek bir planlama içinde. Ama bunu yazık ki kendisi bilmiyor, söyleyenleri de çarmıha geriyorlar nedense.

Anlaşıldı ki Fenerbahçe’nin oyun yapısında ki en büyük aksama sahada değil kulübede oturmakta. İsraf edilen onlarca puan da bunun apaçık delili. Ağır Ceza hakimi gibi ifadesiz maç izleyen yüzüyle nasıl bir heyecansızlık yaşatmaktadır kendisi biliyor mu acaba? Bence maçları tekrar izleyip futbolcuların hatalarını gözlemleyeceğine biraz da kendisinde ki bu kifayetsiz, yılgın ve inançsız tavrı gözden geçirsin Aykut Kocaman. İsterse biz onun heykelini de dikeriz ama kulübede heykel gibi durmasın lütfen.

Sınayder’i ülke ekranlarına taşıyan güce de teşekkür ederiz, futbol adına büyük bir adımdı. Pahası ederini geçecek mi göreceğiz. Bakalım Onunda peşinde magazinciler ordusu gece gündüz olacak mı? Ortega gibi bir yaşayan efsaneyi hazmedemeyen magazin ve futbol basını, bakalım Sıneyder’ı nasıl hazmedecek!

Aykut Kocaman takıma yol ver gitsin, sadece bunu yap yeter!