Çiftçi ailelerimiz

Sevgili Feyzullah Aktan üstadımız, "Fuar dediğin" başlıklı yazısında, önerimizi tartışmaya değer buldu, teşekkür ederim.        

Tarımdan para kazanamayan bölge, tarımı terk eder.

Keşan, Enez, İpsala üçgeninin bir kısmında bu durum yaşanıyor.

Tarlada ürettiği ürünün karşılığını alamayan çiftçi, ailesini geçindirebilmek için sağlıksız işlerde işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Ülkemizin en verimli arazilerinden biri olan Keşan, Enez ve İpsala'da hububat tarımı da bitince, çiftçi aileleri geçimini sağlayamaz hale gelir. Tarım ürünü destekleme fiyatları yıllardan beri aynı seviyede kalırken, başta mazot ve gübre olmak üzere maliyet girdileri ise sürekli artıyor. 

Böyle devam ederse, bölgemizin çiftçisi, tarımı bırakarak düşük yevmiye ile olmadık işlerde işçi olarak çalışmaya mahkum edilmiş olur.

TZOB tarafından hazırlanan Zirai ve İktisadi Rapor’a göre, tarım sektörünün milli gelir içindeki payı sürekli düşüyor. Üretim bakımından ise büyük bir ilerleme görülmüyor. Rapor, tarım kesimindeki yoksullaşmayı şöyle özetliyor: “Tarım sektörünün GSYH’dan aldığı pay 2009 yılı hariç her geçen yıl azalmaktadır. Ürün fiyatları enflasyonun çok gerisinde kalırken, gübre ve mazotta çok yüksek fiyat artışları oluyor. Gübre tüketimi önemli ölçüde azalma gösterdi. Çiftçinin geliri azalırken satın alma gücü de azalıyor. Çiftçi gübre, tohumluk, ilaç alımlarında kısıntıya gidiyor, traktör almaktan vazgeçiyor. Yaşanan bu süreç tarım sektöründe ve kırsalda yaşayanların yaşam standartlarına olumsuz yansıdı, kırsalda yoksulluk oranı artarak  yüzde 40’a ulaştı. Halen nüfusun yüzde 24’ü kırsalda yaşıyor. Tarım sektörünün istihdama katkısı yüzde 25.7. Mili gelirin yüzde 9.7’sini nüfusun yüzde 24’ü paylaşıyor."

*

Bölgemiz için tarımda büyümeyi istikrarlı hale getirmek ve çiftçilerimizin alım gücünü artırmak üzere tarıma daha fazla kaynak aktarmak ve bölge tarımının rekabet gücünü yükseltmek zorundayız. 

Doğru ve istikrarlı bir tarım fuarı ile; örgütlü, verimli ve rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapı geliştirilebilir, çiftçimizin gelir düzeyi, yaşam standardı yükseltilerek daha dengeli hale getirilebilir.

*
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “2012 yılında 6 milyon 97 bin olan tarımdaki istihdam 2013 yılında 6 milyon 15 bine indi” diyor.

Tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının yüzde 1 azaldığını biliyoruz. Tarımın istihdamdaki payının 2012-2013 yıllarında yüzde 24.6’dan yüzde 23.6’ya geriledi. Günümüzdeki vahşi rekabet nedeniyle çok sıkı maliyet hesaplamalarının yapıldığı dünya ekonomisinde istihdam yaratmak neredeyse olanaksıza yakın bir hale geldi.

Tarımın 6 milyonun üzerinde istihdam sağlaması, ülke ekonomisi ve sosyal hayatına istikrar sağlıyor. Tarımdaki istihdam, işsizliği önlüyor ancak Türkiye ekonomisi geliştikçe Keşan - İpsala - Enez üçgeninde de tarımdaki istihdam azalacaktır. Gelecekte tarımdaki istihdam yüzde 5’lerin altına inecektir. Bölgemizde, bunun önlemlerini almak, tarım fuarı ya da benzeri organizasyonlarla tarımsal üretimi canlı tutmak zorundayız.

*

Soma’daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun çiftçi ailelerinden olması, tarım kesimindeki yoksullaşmanın boyutunu ortaya koymuyor mu sizce?