Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '13

 
Kategori
Kitap
 

Çığ ve Ateşin Savaşı yayınlandı!

Çığ ve Ateşin Savaşı yayınlandı!
 

29 Mart 2012 tarihinde bu sayfalarda basılacağını duyurduğum ve blog okuyucularımızdan ilgi gören " Yıldırım Beyazıd ve Timur / Çığ ve Ateşin Savaşı " adlı biyografi dosyam nihayet kitaplaştı.

Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında görüleceği üzere Osmanlı tarihinin adından en çok bahsedilen padişahlarından biri olan Yıldırım Beyazıd'ın gerçekten sıradışı hayatını ve onun en büyük rakibi ve neticede sebebi felaketi olan Timur'u bir roman tadında anlatmaya çalıştık.

Bir tarih kitabının sıkıcılığına kapılmadan, ancak roman değil biyografi yazdığımızın bilincinde olabildiğince tarihi gerçekleri yansıtmaya gayret ettik.

Metinler arasına kısa açıklamalar, italik olarak belirtilen mektuplar, anekdotlar, bölüm başlarına da epigraf şiirler serpiştirilerek edebi biyografi niteliği güçlendirilmiştir. Biyografinin aynı zamanda işlenen kişi / kişilere dair bir antoloji olduğunu da düşündüğümüzden konu ile değişik bilgiler verilmeye çalışılmıştır.

Aşağı yukarı bütün internet kitapçıları ve " D-R Yayınları " gibi belli başlı kitapçılarda mevcut olan eserden birkaç satırla yazıma son vermek istiyorum:

- " Bu arada Osmanlı'ya esir düşen Korkusuz Jan ve Busikolt gibi birçok Avrupalı asılzade kendilerine iyi muamele edilerek Bursa'ya götürülmüştü. Mevkilerine uygun yerlerde tutulup, adeta misafir gibi ağırlanmışlardı. Kurtuluş fidyeleri verilip serbest kaldıkları gün gördükleri bu muameleden etkilenip Türklere bir daha kılıç çekmemeye yemin etmişlerdi. Yıldırım bu olayı duyunca Jan'ı huzuruna çağırmış ve tercüman aracılığıyla şöyle hitap etmişti:

- Jan, ülkende büyük ve namlı bir bey olduğunu biliyorum. Bu mağlübiyet yüzünden seninle alay edeceklerdir. Ama henüz çok gençsin.İleride kazanacağın savaşlar ve göstereceğin başarılarla bu lekeyi silebilirsin. Bana karşı silah çekmeyeceğinize dair yemininizi size iade ediyorum. Ne zaman isterseniz, büyük ordular toplayıp gene gelin. Gelin ki,  bana yeni zaferler kazandırın. Ben ve arkadaşlarım bu maksat için doğduk"

- " Yıldırım Beyazıd içinse Timur'un gönderdiği bu son mektup bardağı taşıran damla olmuştu. Etrafındakilerin itidal tavsiyelerine aldırmıyor ve şöyle diyordu:

- Tatar Hanı gönderdiği hediyelerle bizi kendine tabi yapmak istiyor. Biz  osmanlıyız. İstiklalsız yaşamayız.

Tıpkı beş asır sonra Amasya'da İstiklal Savaşı öncesi Gazi Mustafa Kemal'in " Böyle bir millet istiklalsız yaşamaktansa ölsün daha iyidir. Binaenaleyh, ya istiklal ya ölüm! " deyişi gibi. "

-" Yıldırım kendisine eşlik eden yüksek rütbeli subaylarla birlikte  Timur'un Isfahan halılarıyla döşeli mükellef çadırına girdiğinde Timur sanki kendisine hiç önem vermiyormuş gibi oğlu Şahruh'la santraç oynuyordu. Beyazıd'ı görünce gülümseyerek ayağa kalktı. Yıldırım içinde bulunduğu üzüntü neticesi:

- Behey zalim!  diye diklendi.

- Allah'ın bedbaht ettiği bir insanla eğlenmek reva mıdır?

Timur'un gülümseyişi birden söndü. Yüzünde ciddi bir ifade ile:

- Hayır, niyetim seninle eğlenmek değildi. Allah'ın şu koca dünyayı senin gibi bir körle benim gibi bir topala bırakmasına gülmüştüm "

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..