Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '18

 
Kategori
Söyleşi
 

Çiğdem Tunç: "Zeki Olmayan Başarılı Olamaz"

Çiğdem Tunç: "Zeki Olmayan Başarılı Olamaz"
 

Sinemaya ilk olarak 1980 yılında çekilen "Renkli Dünyalar" filmindeki dansı ve sonrasında Ferdi Tayfur ile birlikte rol aldığı 1982 yılı yapımı "Hasret Sancısı" adlı filmdeki rolüyle adım atan Çiğdem Tunç sinema kariyerinin en önemli filmini Kemal Sunal ile başrolleri paylaştığı 1984 yılı yapımı "Şabaniye" filmindeki "Nazlı" rolüyle Türk halkının hafızasına altın harflerle yazıldı. Marmara üniversitesi iletişim fakültesi radyo-televizyon bölümünü bitirdi. Ayrıca Türkiye'nin ilk Müslüman bale eğitmeni Yıldız Alpar Bale Okulu’ndan mezun oldu. Sayısız tiyatro, sinema filmi ve televizyon dizilerinde yer aldı. Birçok ulusal etkinlikte sunuculuk yaptı ve Eurovision şarkı yarışması Türkiye finallerine katıldı. Mehmet Ali Erbil'le birlikte "Biz İkimiz" düet albümünü müzik piyasasına sundular... Son dönemde kurduğu "Çiğdem Tunç Tiyatrosu"yla başarılı çalışmalara imza atan, Usta sanatçı Çiğdem Tunç ile bir araya geldik ve arşivlik bir röportaja imza attık...                                                 

Çiğdem Tunç, "Ben kimim?" diye kendine sorduğunda nasıl bir cevap alıyor?

İyi ve merhametli bir insan Çiğdem Tunç.

Nasıl bir ailede büyüdünüz? Sizi biraz geçmişe götürmek isterim, çocukluğunuza ait unutamadığınız bir anınız var mı?

Sanata değer veren bir anne, ailesini baş tacı eden bir baba ve tam bir İstanbul hanımefendisi anneanne ile büyüdüm. Tiyatro oyunlarından dönüp gece yarısı anneannemi kaldırıp korku filmleri seyrederdik, hiç unutamadığım anılarımdır.

Çiğdem Tunç Tiyatrosu nasıl kuruldu?

15 Temmuz gibi bir travmayı yaşadıktan sonra, yaşadığım topluma daha güçlü bir moral kaynağı olabilmek için tiyatromu kurma kararı aldım ve ekibimi topladım O günden beridir de Çiğdem Tunç Tiyatrosu olarak yol almaktayım.

Neden tiyatroyu seçtiniz? Nasıl oyunlarda, rollerde oynadınız? Keyif aldığınız bir tür var mı? Tiyatro ve dizi oyunculuğu arasında bir fark var mı? Tiyatro mesaj vermeli mi, nedir tiyatronun rolü günümüzde?

Tiyatroyu büyük bir aşk ile sevdiğim için seçtim. Hep başrollerde oynadım, ağırlıklı olarak da komedilerde rol aldım. Tiyatroda yönetmenin işi oyun günü biter, artık top oyuncudadır. Dizilerde ise yönetmen oyuncuya hakimdir. Tiyatro mesaj elbette vermeli ancak seyircinin gözünün içine sokarcasına olmamalıdır bu. Didaktik oyunlar hiçbir zaman keyif vermez bana. Tiyatronun rolü günümüzde de 1000 sene öncesinde de hep aynıdır: İnsanı insana insanla insanca anlatır. 

"Şoför Nebahat" 7'den 70'e herkesin bildiği Yeşilçamın kült bir filmidir. Şoför Nehabat filmini neden tiyatroya uyarladınız?

Çünkü Yeşilçam’a saygı ve selam duralım istedim. Ayrıca bu rol bana çok yakışır ve üstesinden gelirim diye düşündüm. Elbette takdir her zaman seyircinindir.

"Şoför Nebahat" tiyatro oyunun kadrosunda kimler yer alıyor?

Çiğdem Tunç, Murat Parasayar, Abidin Yerebakan, Sema Aras, Melih Çardak, Alper Çorumluoğlu, Deniz Salman, Deniz Değirmenci, Onur Sarıaltın, Gökçe Çiçek Özülkü, Çağrı Erceber, Soykan Kişioğlu, Ezgi Küçük, Melek Karabiber, Savaş Özkartal, Derya Yıldız.

Tv programcılığına nasıl başladınız?

1984 yılında Ankara Televizyonu yapımcı yönetmenlerinden Kahraman Afyonoğlu’nun teklifiyle DOREMİ Programı ile sunucuğa başladım. Sonraki yıllarda kariyerime yapımcılık ve yöneticilik ekleyerek günümüze kadar onlarca program yaptım.

Sunduğunuz programların içeriğinden bahseder misin?

Eğlence, Kültür Sanat, Yarışma ve günlük canlı yayınların dışında Kadın programları.

Ülkemizi yurt içi ve yurt dışında pek çok etkinlik ve organizasyonda başarılı sunumlarınızla temsil ettiniz. Sunuculuk yaptığınız ülkelerde yaşadığınız en ilginç anınızı dinlemek isteriz?

Pakistan İslamabad’da sunucu olarak sahneye çıkmadan önce beni Türkiye Güzeli sanmışlardı. Strazburg Avrupa parlamenterler Meclisi’nde bir etkinliği sunarken hemen yan salonda da dönemin Yunan Başbakan’ı Yorgo Papandreu da konuşmacı olarak yer alıyordu. Bu da ilginç bir anımdır.

Son dönem sunucularını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyada sunuculuk yapmış bir sanatçı olarak genç meslektaşlarınıza ne gibi önerileriniz var?

Aralarında çok beğendiklerim var. Adını bilemedim ama Dünyayı Geziyorum programının genç sunucusuna bayılıyorum, Jess Molho’yu severim, tarzını çok beyefendi bulurum. Ama hala kendi kuşağımdan favori seçiyorum. Serap Paköz’ün üstüne de tanımam. Önerilerim, bol okumak, bol sinema filmi seyretmek, dış kaynaklı yapımları seyretmek, genel kültürü geliştirmek, hazır cevap ve zeki olmayan hiç kimse bu meslekte başarılı olamaz. Bunlarda biraz Allah vergisi yetenekler.

Baleye nasıl başladınız peki?

Ben 3 yaşındayken, annem beni kucağına almış ve götürüp yazdırmış.

Bale eğitiminin oldukça zor olduğunu hep duyuyoruz, siz nasıl bir eğitimden geçtiniz?Ülkemizde baleye verilen değeri nasıl yorumluyorsunuz?

Benim hocam Türkiye’nin ilk Müslüman kadın Bale hocası Yıldız Alpar Emiroğlu’ydu. Zorlu bir eğitimden geçtim Şahane bir hocaydı. Ülkemiz de balenin daha yaygın kitlelere ulaştırılması gerektiğine inanıyorum. Bunu yapabilmek için de toplumumuza yakın gelen hikâyeleri bale ile anlatmanın iyi bir köprü olacağına inanıyorum.

Mehmet Ali Erbil'in kalbinizdeki yerini sormak istiyorum?  Tanışma hikâyenizi dinlemek isterim?

Kalbimde ki yeri apayrıdır. 1979 yılında sahneye konan Hisseli Harikalar kumpanyası oyunu esnasında tanıştık. 1984 yılında da birlikte sunucuk yapmaya başladık.

Çiğdem Tunç - Mehmet Ali Erbil "Biz İkimiz" düet albümü nasıl dönüşler aldı? Albümün devamı neden gelmedi?

Bu albüm Emre Plak’tan GaroMafyan’ın aranjörlüğünde 1992 yılında çıktı. Bence sunucu ve şov kişiliğimiz o kadar ön plandaydı ki albümün önüne geçti.

"Şiir, Şehir, İstanbul" projesinde şair Sunay Akın'ın şiirlerini de okumuştunuz... Ses konusunda eğitiminiz var mı? Şiir yazıyor musunuz?

Mesleğin içinde sesiniz eğitiliyor ve eviriliyor. Bir iki tane şiir denemem olmuştur ama büyük şairlerin gölgesinde şiir yazdım diye ortaya çıkamam.

Pek çok dergi ve gazetede köşe yazıları yazdınız. Tekrar bir gazete veya dergiden köşe yazarlığı teklifi gelse kabul eder misiniz?

Seve seve. İşte bakın bu konuda iddialıyım. Düz yazıyı kaleme aldığımda gerçekten de kendime iyi puan veririm ve bu yönde de çok başarılı geri dönüşler alırım.

En son "Aşk-ı Roman" dizisiyle ekranlar da yer aldınız. Affedersiniz ama bu dizinin tutmayacağı en başından belliydi. Çiğdem Tunç gibi değerli bir sanatçının, bu kadar tecrübesiz ve evlilik programlarından çıkmış oyuncularla aynı kadroda neden yer alması izleyiciyi şaşırttı?

Bana yeni sezon oyunu için mali kaynak gerekiyordu her ne kadar tiyatroyu finanse etme için yaptıysam da çalışırken her anına saygı duydum çünkü çalışmak benim için çok kutsaldır.

2018 yılında “Benim adım Osman” filmiyle beyaz perde de yer alacaksınız. İzleyiciyi ne gibi sürprizler bekliyor? Filmde Çiğdem Tunç hangi karakteri canlandıracak? Filmin kadrosunda kimler yer alıyor?

Canlandırdığım karakterin adı Mukaddes. Başkarakterler Osman ve Fiko’nun tatlı kaçık ev sahibeleri. Filmin kadrosu Çılgın Sedat, Metin Yıldız, Murat Övüç, Selin Bayraktar Köktener, Sema Aras, Selehattin Taşdöğen, Kayhan Yıldızoğlu ve nice sürpriz isimler var.

Sinemadan mı, dizilerden mi yoksa sahne sektöründen mi para kazandınız?

Ağırlıklı olarak sahneden ama hiçbir zaman deli paralar olmadı bu, çok şükür ayaklarımın üzerinde durabilmeyi başarabiliyorum.

Radyo ve Televizyonculuk eğitimi almış birisi olarak, eğitimi olmadan ekran önüne çıkmış bir kişinin ne gibi eksikleri vardır?

Elbette ki eksiklikleri olacaktır ancak doğru kişileri örnek alır ve kendini geliştirmeyi becerebilirse bu durumu telafi edecektir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda Sadrazamlık makamına erişmiş ünlü "Köprülü" ailesinin torunlarındansınız. Dönem filmleri ve dizilerinde Osmanlı döneminin toplumumuza doğru anlatıldığına inanıyor musunuz?

Tarihi gerçeklerden sapmadan anlatılması gerekir elbette ama seyirlik olabilmesi içinde senaristin hayal gücünü devreye sokması ve olayları kurgulaması da gerekmektedir.

Sanat camiasındaki konumunuzdan memnun musunuz?

Ya siz?

Camiada Çiğdem Tunç'u en çok rahatsız eden şey ne diye sorsak?

Özelikle dizilerin castını oluştururkenki kurulmuş kartelleşme.

Çiğdem Tunç olmak için erteledikleriniz veya vazgeçtikleriniz?

Hiçbir şey.

En unutulmaz anın ve sevdiğin jön?

En sevdiğim jön Mehmet Günsür. Unutulmaz anıya gelince; kıtanın öbür ucunda Güney Kore Seul’de sunuculuk yaptığım sahneden indikten sonra sıra sıra imzamı almak isteyen Uzak Doğulular’la kaynaşma anım.

Sanatçılığınız hakkında çevrenizden en sık duyduğunuz sözler neler?

Usta, kaliteli, yetenekli, yaratıcı.

Sırtını güvenle yasladığın hayat arkadaşın var mı?

Hayır.

Kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddette artış, endişelendirmiyor mu?

Endişelenmekle kalmıyor, kahrediyor. Maalesef düzeleceğini öngörmüyorum, kıyamet alametleri diye düşünüyorum.

Erkeklere söylemek istedikleriniz?

Şefkatli olun.

Hayatınızın herhangi bir döneminde depresyona girdiniz mi?

Son 10 yıldır annemin hastalığı ve vefatı sonrasında, bütün aşamalarıyla birlikte depresyonu yaşadım fakat bana hükmetmesi yerine üstüne yürümeyi tercih ettim.

Sosyal sorumluluk projelerinin, aranan en önemli sanatçısısınız. Hangi  Sosyal sorumluluk projelerinde yer aldınız? Toplum olarak bu projelere ne kadar duyarlıyız?

Saymakla bitmez ancak tiyatro olarak şehit ailelerimize ziyaretlerden tutun, onlar için bilabedel sahne almaya kadar hep aktif çalışmaların içine girdik ve gireceğiz de.

Okuduğunuz yüzlerce kitabı güneydoğudaki okullarımıza bağışlamanız beni çok etkilemişti. Sizi bu yardımı yapmaya yönlendiren olay nedir? Güneydoğudaki okullara yardımlarınız devam ediyor mu?

O insanlarla aramda yine o çok kritik bölgede emniyet mensubu olarak görev yapan eski hayat arkadaşım vardı. Onun sayesinde oralara ulaşabildim ve kitaplarımı hibe ettim. Bir elin verdiğini diğer el görmez ama yardımlarımız elimizden geldiğince devam ediyor.

Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finaline 2 defa katıldınız deneyimlerinizi dinlemek isteriz. Ülkemiz tekrardan Eurovision Şarkı Yarışmasına katılmalı mı?

Olağanüstü bir heyecan kendi katı kuralları olan bir yarışma platformu. Yaptığınız işi üst düzey başarıyla sunmazsanız finallerde yer almaya hiçbir şekilde hakkınız olmaz. Ülkemiz elbette tekrardan Eurovision şarkı yarışmalarına katılmalı. Fazlamız var eksiğimiz yok.

Birçok defa ödül törenlerinde jüri üyeliği yaptınız. Yıllardır ülkemizde tartışılan bir konudur yarışmalarda adam kayırmak! Gerçekten de öyle mi?

Öyle bile olsa ben şahit olmadım. Benim jürilik yaptığım yarışmalarda her şey hakkaniyetle yürüdü.

Sizi magazin de görmüyoruz, özel bir durumunuz mu var yoksa kişisel tercihiniz mi?

Her ikisi de değil. Bütün gün ofiste çalıştıktan sonra akşamlarımı, evimde sakin ve huzurlu bir şekilde geçirmeyi seviyorum. Belki de bu yüzden magazin muhabiri dostlarımızla çok sık rastlaşamıyoruz. Özel bir durum değil.

 

Zuhal Topal'ın programıyla bir manevi oğlunuz olduğunu öğrendik. Sanırım kendi nüfusunuza almadınız ama evladınız gibi seviyorsunuz. Biyolojik olarak anne olmadınız, bunun pişmanlığını yaşıyor musunuz?

Hayır, pişmanlığını yaşamıyorum. Bende topluma zaten bir anne şefkati ile yaklaşıp onları hep kucaklıyorum. Ayrıca sahip olduklarım benden sonra birçok çocuğa kalacak, onunda bilgisini vereyim.

Çiğdem Tunç Tiyatrosu turne programı?

Şimdilik netleşen tarihler;

31 OCAK ÇARŞAMBA - OSMANİYE Kadirli Devlet Bahçeli K.M. 19.00

1 ŞUBAT PERŞEMBE - GAZİANTEP Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu 17.00 ve 20.00

3 ŞUBAT CUMARTESİ - ADANA Şehir Tiyatrosu 19.00

4 ŞUBAT PAZAR – MERSİN

21 ŞUBAT ÇARŞAMBA - YALOVA Raif Dinçkök K.M. 20.00

23 ŞUBAT CUMA - İSTANBUL Grand Pera Emek Sahnesi 20.30

Yine şubat ay içerisinde İstanbul Pendik, Kayseri, Anara, Kırklareli, Balıkesir ve birçok oyunlarımız olacaktır, tarihleri Çiğdem Tunç Tiyatrosu sosyal medya sayfalarından takip edilebilir.

Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

2018 yılının herkese huzur sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ederim. Tiyatrosuz kalmasınlar, sanatsız yaşamasınlar. Hepsini can-ı gönülden kucaklarım.

 

Yaş-Boy-Kilo: Boy 175. Kilo 62 Yaş YOK (Gülüyor)

Burcunuz: Aslan

Tuttuğunuz takım: Milli Takım

En sevdiğiniz renk: Siyah

Ne tür müzik dinlersiniz: Klasik müzik, yerli yabancı eskiler.

En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: Cole Porter / Night and Day. Ajda Pekkan /Son Yolcu. Çünkü çok güzeller.

Yaptığınız en büyük çılgınlık: Hangi birini söyleyeyim ki.

Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Çok sevdiysem ölüme giderim.

Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Saygılı ve şefkatli olması.

Şu an ruhunun olmak istediği yer: Sahne.

İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: Siyaset ve spor programları.

Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Annem idi…·

Hayvan besliyor musunuz: Evet. Evde ve dışarıda kedilerim var.

Karşı cinste hoşlandığın tip: Temiz, zeki, uzun boylu, ağır başlı.

Aşk her şeyi affeder mi: Evet.

Benzetildiğiniz biri var mı: Ayşegül Aldinç.

Fobilerin – Hobilerin: Fobi: Ölüm. Hobi: El işi ve bahçe işleri.

En büyük hayaliniz: Tiyatromda muhteşem bir müzikal sahneye koymak.

Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Beğendiğim: Zekice kararlar almak. Beğenmediğim: Asosyallik.

Sizi en mutlu eden iltifat hangisi: Asil olduğumun söylenmesi ki bunu çok sık duyuyorum.

Senin için en zor olan fotoğraf çekimleri nedir, neden: Her tür fotoğraf çekimi benim için zordur çünkü durduğum yerde sabit kalamam.

Kişisel stiliniz nedir: Sade, spor, siyah ağırlıklı.


Fotoğraflar: TAMER ÖZBEK
Röportaj: MURAT FIRAT

 
Toplam blog
: 123
: 657
Kayıt tarihi
: 16.06.16
 
 

İletişim fakültesi öğrencisi ..