Ciğerimiz Yanıyor.

Ciğerimiz yanıyor. Ormanlarımız yanarken, o bölgelerde yaşayan halk da çaresiz durumda.

Bir gelinlik kızımız, evlerinin yandığını, çeyizlerinin de yok olduğunu ağlayarak anlatıyor.

Başka bir yerde tek geçim kaynakları hayvancılık olan köylümüz, hayvanlarının yangında telef olduğunu söylüyor.

Evini, mekanını, işyerini kaybeden birçok vatandaş mağdur durumda.

Elbette ki bu mağdur vatandaşların acıları da bizim acımız olarak belleklerimize kazınıyor.

Yangınların nasıl çıktığına dair olasılıklar var. Birçok olasılık aklımızdan geçiyor.

Bir cam kırığına vuran güneş ışınından yangın çıkma olasılığı var.

Bilinçsiz piknikçiler veya yoldan geçen bir araçtan atılan sigara da yangına sebep olabiliyor.

Bunlardan en iç acıtan ise kundaklamadır.

Bunu da ya terör örgütleri planlı olarak yaparlar ya da rant amacıyla, yapılaşma veya tarım arazisi açma niyetiyle yangın çıkartılabilir.

Son birkaç gündür yurdumuzda çıkan yangınlara bakıldığında ise insanın düşünmeden edemeyeceği bir durum karşımıza çıkıyor.

Aynı anda birkaç yerde yangın çıkması doğal afet olarak isimlendirilebilir mi?

Hayır isimlendirilemez.

Bu nedenle kolluk kuvvetlerinin bu yangınları çıkaranlar tez zamanda bulmaları ve yangının hangi türden çıktığının ortaya konulması gerekmektedir.

Eğer kundaklama yoluyla yapıldıysa en ağır cezanın yangını çıkaranlara verilmesi gerekmektedir.

Çünkü yangın ülkemizin akciğerleridir. Ormanlar, ülkemizin sağlığı için gerekli olan en önemli organdır. Bu nedenle en kısa zamanda failler yakalanmalı ve yasa yapıcılar, yasalarda gerekli düzenlemeleri yaparak bu cinayete en ağır cezanın verilmesini sağlamalıdır.

Ülke kan ağlarken, yapanlar cezasız kalmamalıdır.