Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Çığlıklı nesil

Çığlıklı nesil
 

Görsel alıntı


Gaye yarınlar için yürekleri sağlam, vicdanları tamam nesiller yetiştirmektir. İçimizdeki zehirli yılanlar ve vicdansız yarattıklar yüzünden yarının genç nesilleri olacak çocukları dar alanlarda, kapalı kutularda büyütmeyi, yüreksiz, beceriksiz, çekingen ve pısırık yetiştirmeyi marifet ve tek çare olarak görmemeliyiz.  

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız “ Çocuklarınıza çığlık atmasını öğretin” diye ailelere sesleniyor. Hani biz medeni olmak için kırsaldan, köylerden uygarlığı ve medeniyeti öğrenmek için şehirlere, kentlere yerleşmiştik.

 

Hani terbiyeli, görgülü, cesaretli, metanetli,kibar, ince ve Faziletli olacaktık. Köylerde, kırsalda kimse çocuklara acımasızca davranmıyor, çocuk haklarını ihlal etmiyor. Çocuklara acımasızca davranma ve çocuk hakları ihlali hep şehirlerde ve kentlerde meydana geliyor. 

 

Çocuklara çığlık atmasını öğreteceğimize zehirli yılanların ve vicdansız yarattıkların kökünü kurutmak öncelikli gayemiz olmalıdır. Anaların, babaların yüreklerinde yanan alevleri söndürmek, akan gözyaşlarını dindirmek için köklü çareler üretmeliyiz. Sağlam ve muhkem temeller inşa etmeliyiz.

 

Çağa yaşta çığlık atmayı öğrenen ve çığlığı adet haline getiren çocuklar, civan yaşlarından itibaren ömür boyu çığlık etkisinden kurtulamayacaklar. Yaşanacak bir dünyayı hep dar alanlı bir dünya olarak görecekler.

 

Her şehirli medeniyetli, uygar, görgülü, terbiyeli, kibar, nazik, ince görüşlü olabilir mi? Sözde uygar ülkelere gitmiş ve orada yaşamaya başlayanlarımızın çoğu bile uygar olamamışlar aksine kaba olmuşlar.

 

Yazımızın gayesi yürekleri yanmış anne ve babaların acılarını deşmek değil, yürekleri yanmamış anne ve babaları uyarmaktır.

 

Uygarlık insanın içinde olmalıdır. Uygar insan günahına, sevabına sahip çıkar. Günahını, sevabını saldım çayıra Mevla’m kayıra yapmaz.

 

Günahımızı, sevabımızı on sekiz yaşına getirdikten sonra salabiliriz çayıra. Artık kayırır mı, ayırır mı takdir Yüce Yaratanındır.

 

Kanun anne ve baba şefkatine muhtaç küçük yaştaki çocukların korunmasını ve mesuliyetini annelerin ve babaların sorumluluğuna tevdi etmiş, anne ve babaları yükümlü kılmıştır.

 

Park ve bahçelerde, sair oyun yerlerinde çocuklarımızı yalnız başına bırakmamalıyız. Çocuklarımızı birinci derece akrabalar haricinde kimseye teslim etmemeliyiz. Sorumluluğu kreşlere, servislere, okul ve okul idaresine yüklememeliyiz. Küçük yaştaki çocuklarımızı kesinlikle alış verişe göndermemeliyiz.

 

Siyasetçi ticaretçiler hiçbir zaman çocuklar için, gençler için ve nihayetinde yaşlılar için bir şey yapmadılar. Onların yaşam düzeyleri için yeterli önlemler almadılar. Ancak, toplumda infial uyandıran sesler yükselince konunun ucundan tutar gibi yaptılar.

 

Öyle en az üç çocuk her yiğidin karı değildir. Hayatlarını garantiye almış, zevk ve sefa içinde yaşayanların söz ve söylemleri yarar ve getiri içindir. Cefa içinde yaşamlarını sürdüren insanların halinden ticaretçi, siyasetçi, insanlar anlamaz. Sazın sesi ayrı, davulun sesi ayrıdır.

 

Aksine çocuklarımızı pısırık, mızmızlı yetiştirmekten ziyade sağlam yürekli, cesaretli, tam vicdanlı yetiştirmeliyiz. Çocuklarımıza yeterli düzeyde güven duyguları aşılamalıyız.

 

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..