Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '15

 
Kategori
TV Programları
 

Çilek kokusu ve yapacakları

Çilek kokusu ve yapacakları
 

çilek kokusu


Kiraz mevsimi dizisinin yapılması sektöre ciddi bir hareketlilik getirdi. Geçen sene bir yaz dizisinin bu kadar çok tutması, hatta kış ayında bile sürmesi bir çok yapımcıyı hareketlendirdi. Keşke yapımcılar tutan bir şeyden ilerleyerek aynısını kopyalamasa böylelikle kendimizi tekrar etmekten de kurtulurduk. Bize de lazım olan Kiraz mevsimi gibi fark yaratacak projeler üretmektir.
 
Aynı senaryolar yazılması, sürekli kanallarda dizi isimlerinin benzerliği, Aşk yeniden tutunca '' Acil Aşk Aranıyor, İnadına Aşk, Kiralık Aşk, Aşk zamanı, Güneşi Beklerken dizisinden sonra Güneşin Kızları ''gibi ne demek istediğim bu örnekle daha net anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Üretkenlik yerine kopyalamak bir çok kişinin daha çok işine geliyor. Toplum bundan hoşlandıysa aynısı yapalım demek daha kolay ve sonra bu yapımların yaz sezonunu doldurmadan kapanmasıda bir o kadar basittir.
 
Geçmişte Amerikan dizilerini kopya çekiyorduk. Şimdi ise son senelerde çok fazla kore dizilerinin çalıntı uyarlamalarını görüyoruz. Nasıl peki! senaryonun tamamı mı değil, belli kısımlarında ki fikirler aynen bizim Türk dizilerine uyarlanıyor. Belki bir gün Leyla ile Mecnun tarzı kendi has dizi türlerini daha fazla yaratırız.
 
Bu sezon yayına başlayan Çilek kokusu dizisine elbette başarılar dileriz. Annesi ile yaşayan saf temiz kızın öyküsü ile yine holding sahibi gencin aşkı, konu yine son 6 dizide işlenen pastacılık işi ile kadraja giriyor. Zaten bir dizi yapıyorsan önce çocuk holding sahibi olsun ya da modacı ya kıyafet ya ayakkabı tasarlasın, kız ya pastacı olsun, ya da holdingde çalışsın. Şimdi düşünün izlediğiniz 6 veya 8 dizide bu görüntüler dönüyor. İzleyen genç kesimde izlerken zannediyor ki evren bu holding, pastacı ve modacılar üzerinde dönüyor. Çünkü dizi isimlerinin adının bir tanesi değişiyor, senaryolar hep aynıdır. Geri kalan yapılacak işler bellidir. Bu memlektte başka işle uğraşan yok. Herkes sanki bu işleri yapıyor.
 
Birde dizilerimizde yaşanan şu aşk meselesi, bütün kızlar hep saf ve önce esas oğlanın yakın arkadaşına temiz duygularla aşk besliyor. Sonra onun yerine esas oğlana dönüyor. Peki tuttu diye tüm aşklar böyle yaşanıyormuş gibi göstermek ne kadar doğrudur. Her halde biz insanlar başka şekilde  aşık olamıyoruz?
 
Tabi biz gülüp, gülemediğimize bakıyoruz. Çünkü insanların gülmeye ihtiyaçları vardır. Sistemde sizi güldürüyorsa buna ayak uyduruyoruz. Ama öncelikle bir izleyici olarak hep aynı yapımlarda sadece oyuncu değiştirerek, yeniden ve yeniden aynı sahneleri izlersek bu insanı bir yerden sonra sıkıyor. Neden derseniz yapımcılar bu işleri yıllar önce de denediler, sektör iki yıl ekmeksiz kaldı. İzleyici ilgilenmedi. Sonunda yine yaşanacak durum bu olacak. Ondan sonra belki yine özgün senaryolar gelmeye başlar. Şimdilerdeki diziler kopya olsada ekibin içindeki senaristler eğer bizim yaşamımıza daha çok uyarlayıp anlatır ve kendi espri diyaloglarını yaratırsa o zaman dizi seviliyor ve samimi bulunuyor.
 
Çilek kokusunda daha o samimiyeti yakalayamadım. Gelecek 2 ve 3.bölümlerin daha iyi olacağına inanıyorum. Umarım 5 bölümden sonra bize daha akıcı bir diyalogla yaklaşırlar da, kendimizi Kiraz mevsimini ya da Aşk Yeniden dizisini izliyor havası oluşmaz ve kendi tarzını yaratan dizimizi izleriz.
 
Yaklaşık 26 dizi ekranlarda yerini almaya başladı. Bakalım yaz sonu elimize ne kalacak. Şimdiden Çilek Öokusu ekibine başarılı bir yaz geçirmeleri dileği ile iyi reytingler diyelim.
 
 
 
muratsari8084@hotmail.com
 
https://twitter.com/muratsari8084
 
27.06.2015
 
Toplam blog
: 52
: 1367
Kayıt tarihi
: 25.11.12
 
 

Düşüncelerimi, hayallerimi, bilgilerimi paylaşmayı seviyorum, dünyaya birbirimizi anlamak çin gel..