- Kategori
- Eğitim
Çilek ne öğretmenim ?
Deniz yıldızları, denize kavuşmayı bekliyor...
Deniz yıldızı öyküsünü bilmeyen yoktur ama ola ki vardır diye kısaca anlatmak isterim... Bir yazar, okyanusun kenarında dolaşırken biraz uzakta dans eder gibi hareket eden bir adam görmüş. Adamın yanına gitmiş ne yaptığını sormuş.Adam yerdeki deniz yıldızlarını göstermiş "Birazdan güneş yükselip deniz çekilecek, bunlar da denize ulaşamadıkları için ölecekler, ben de onları tekrar denize atıyorum" diyerek eline aldığı deniz yıldızlarını denize fırlatmaya devam etmiş.Yazar hayretle, adama" Kilometrelerce sahilde binlerce deniz yıldızı var" deyince adam sahildeki deniz yıldızlarından birini daha alıp denize fırlatmış,yazara dönüp" Bu kurtuldu " demiş...
Facebook'da dolaşan gerçek bir deniz yıldızı öyküsü de Diyarbakır'dan... Aynı olayı Google'dan da araştırdım.Yazının sonunda Ahmet Şerif İzgören'den alıntı olduğu bilgisi vardı...
Diyarbakır'ın bir köyündeki okulda Matematik dersinde, öğretmen öğrencilere bir problem sormuş: Bir kasada 20 tane çilek varsa, 10 kasada kaç çilek vardır? Öğrenciler problemin çözümünden çok "çilek" sözcüğüne odaklanmışlar..
"Öğretmenim çilek ne?"
Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu dışındaki bölgelerindeki şehirlerde hatta köylerde,büyük kentlerde böyle bir soru ile karşılaşmaz öğretmenler büyük olasılıkla.. . Belki bazı dağ köyleri, ulaşımı zor yerler olabilir batıda da. Yoğun kış şartları dolayısı ile o iki bölge, meyve ve sebze yönünden de yoksunluk içindeler bilndiği üzere.
Öğretmen, çocukların bu sorusu üzerine harekete geçiyor.Bursa'daki tarım kooperatiflerine toprak örneği gönderiyor.Oradan, bu toprakta çilek yetişebileceğine dair olumlu yanıtla birlikte, çile fideleri geliyor.
Öğretmen bu fideleri çocuklara diktiriyor, okulun bahçesine. "Bunlardan ailelerinize götürün, benim size gösterdiğim gibi diksinler eğer çilekler yetişir de on tane çilek getiriseniz saksıları içinde; size tam not vereceğim" demiş.Bir kaç ay sonra öğrenciler çilekleri ile gelmişler. Öğretmen on taneden az olanlara da tam not vermiş. Çocuklar not alacağız diye tadına bakmadıklarını söyleyince, öğretmen "hadi yiyin şimdi"demiş. Ağızlarına bulaştıra bulaştıra bir güzel yemiş çocuklar...
Sonra ne olmuş...
İki yıl sonra, bu köylüler Diyarbakır pazarında çilek satmaya başlamışlar...
İşte bir deniz yıldızı öyküsü...
"Tek başıma ben ne yapabilirim ki?" sorusunu her bireyin sorduğunu düşünürsek, bir adım bile ilerleme düşünülemez....
Deniz yıldızlarını denize kavuşturan eller ve yürekler çoğaldıkça, sorunlar yok olacaktır kuşkusuz....