Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çilingir Sofrası Aydınları

Çilingir Sofrası Aydınları
 

Haftada bir ya da bir kaç defa iş çıkışında gittiğiniz, arkadaşlarınızla buluştuğunuz bir yer yaşamınızın belli bir döneminde mutlaka olmuştur.

Lokanta,meyhane ya da cafe-bar’a girersiniz. Zaten sürekli gittiğiniz bir yer olduğu için garsonlar sizi kapıda karşılar.Hemen size bir masa gösterilir. Siz oturacağınız masanın mümkün olduğunca uzun olmasını istersiniz garsondan.Çünkü, en geç bir saat’e kadar oturduğunuz masanın dolacağını bilmektesinizdir.

Aradan kısa bir süre geçtikten sonra arkadaşlarınız birer, ikişer kapıda görünür ve masa yavaş yavaş dolmaya başlar. “Vay arkadaşım,mir’im bunca zamandır nerelerdeydin “ diyerek bazı arkadaşlar ayakta karşılanılır. Bir süre sonra bütün arkadaşlarınız gelmiştir. Masada bulunanların büyük bir kısmı rakı, kimisi de başka alkollü içecek ısmarlar.Konuşma başlar.Önce yeni çıkan kitaplardan, gösterime giren filmlerden, tiyatro oyunlarından,gazete yazılarından ve diğer konulardan konuşulur.Masadaki kişiler arkadaşlarına okuduğu kitap,seyrettiği film, gittiği sergi ya da tiyatro oyununu anlatarak okumasını,izlemesini ya da gitmesini önerir.Ayrıca,günlük olaylardan, çalıştıkları işyerlerinde yaşananlardan bahsedilerek bir süre zaman geçirilir.

Zaman geçtikçe kadehlerdeki içkiler yenilenir.İkinci içkiler içilmeye başlanıldığında konu dönüp dolaşıp ülke sorunlarına çoktan gelmiştir bile.Masada oturan herkes bu konu ile ilgili fikirlerini söyler.Yapılan ya da yapılmak istenilen bir düzenlemenin hatalı yanlarından ,ortaya çıkartacağı problemlerden, ülkeyi yönetenlerin uyguladıkları yanlış politikalardan ve ülkeyi ilgilendiren her türlü konudan söz edilir. Kısaca,ülke ve ülke sorunları,ülkeyi yönetenlerin yanlış davranışları,politikaları adeta ameliyata alınır.Bu ameliyatın sonunda ise tüm sorunlardan arınmış nur topu gibi bir ülke ortaya çıkarılır.

Bu konuşmalara tanık olan kişi ister istemez “Oh ne güzel bu ülke için ne kadar güzel şeyler düşünülmekte. Masadakilere fırsat verilse –ki genelde masada bulunan kişiler önemli makamlarda ya da önemli makamlara gelmek üzere olan kişiler,yazarlar, gazeteciler ve benzeri meslek sahibi kişilerden oluşmaktadır- ülkemizde şu anda sorun olarak görülen pek çok şey sonuca bağlanmış olur” diye düşünür.Böyle düşünmekte de haklıdır bir anlamda.

Aradan biraz zaman geçer herhangi bir konuda imza kampanyası başlatılır.Siz koştura koştura o masada sohbet ettiğiniz kişilerin çalıştıkları iş yerlerine gidersiniz. Çünkü o kişilerin gözü kapalı elinizdeki kağıdı imzalayacağını düşünmektesinizdir. Ancak hiç de düşündüğünüz gibi olmaz.Karşınızdaki kişinin yazılı metni okuduktan sonra size verdiği cevap “Yaa, kalbim bu düşünceyi savunanlardan yana ama şimdi ben bu metnin altına imza atarsam ve ismim diğer imzalayan kişiler arasında görülürse çevremdeki kişiler tarafından pek hoş karşılanmaz” şeklinde olur.Karşınızdaki kişinin bir bildiği olduğunu düşünerek yanından ayrılırsınız. Ama birkaç gün sonra aynı kişinin çilingir sofrasında arkadaşlarına “Ağabey, şu çıkan yasanın yürürlüğe girmemesi için imza kampanyası başlatılmış, getirsinler bana hem kendim imzalarım hem de arkadaşlarıma imzalattırırım” dediğine tanık olursunuz.İşte o anda damarlarınızdaki kan buz tutar.Çünkü siz o kişiye sözünü ettiği metni imzalaması için götürmüşsünüzdür zaten.

Kısaca “Çilingir Sofrası Aydınları”nın büyük kısmının en büyük özelliği söyledikleri hiç bir sözün arkasında durmamalarıdır. Ancak aralarında istisnalarda bulunmaktadır. Bu istisna kişilerin bir kısmı öldürülmüştür.Karlı bir Ocak ayında arabasına yerleştirilen bomba sonucu hayatını kaybeden gazeteci Uğur Mumcu gibi...Kimileri yurt dışına çıkmak zorunda bırakılmış,kimileri yazdığı bir yazıdan,kitaptan, çizdiği bir karikatürden dolayı hapis yatmıştır

Kimileri ise Çankaya Köşkünde edebiyatçılar için düzenlenen yemeğe katılmak için davetiye beklemekte ya da kendilerine sunulan balığın yanında meyve suyu içmekte

Bugün ne zaman içki sofrasında ülke sorunlarından bahsedilmeye başlanılsa yukarıda sözünü ettiğim, gençliğimde şahit olduğum olaylar ve “Çilingir Sofrası Aydınları” aklıma gelir. Yüzümde buruk bir gülümseme belirir.Kalbimde ise derin bir sızı hissederim.

Diyeceğim o dur ki söz ağızdan çıkar ve kişi söylediği sözün arkasında duramayacaksa bulunduğu ortama ayak uydurmak için riyakarlık etmemeli ya da “Çilingir Sofrası Aydın"ı olmamalıdır.


var gaJsHost = (("https:" == document.location.protocol) ? "https://ssl." : "http://www."); document.write(unescape("%3Cscript src='" + gaJsHost + "google-analytics.com/ga.js' type='text/javascript'%3E%3C/script%3E")); try { var pageTracker = _gat._getTracker("UA-7006964-1"); pageTracker._trackPageview(); } catch(err) {}

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..