Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Klinik Psikolog Nurcan Arslan Kanber

http://blog.milliyet.com.tr/nurcanarslan

18 Şubat '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Ciltdeki, Futcher veya Voight çizgilerimiz.

Ciltdeki, Futcher veya Voight çizgilerimiz.
 

PİGMENTASYON


Cildimiz ,kendini yenileyen canlı bir dokudur. Cildimiz bakterilerin, zararlı kimyasallar gibi organizma maddelerinin dışardan içeriye girmesini engelleyerek vücudu korur. Vücut ısısını düzenlemeye yardımcı olur. Ölü yüzey hücrelerinin ana bileşkeni  olan keratin adı verilen protein cilde su geçirme ve ısıya yanıt veren alıcı sinirler beyne sürekli ileti gönderir. Cildimizin işlevleri bu kadar önemlidir. Ama cildimizin esas şekli oluşumunu genetik yolu ile doğumda belirlenir. Ancak beslenme ve egzersiz genel sağlık durumuna katkıda bulunabilir. Ama cildimiz alıcı sinirler ve kan damarlarını içeren, kıl folikülleri, ter bezleri, yağ bezlerinden oluşmaktadır. Cildimizi korumak için düzenli egzersiz, düzenli beslenme, stres ve alkolden uzak durmak vb. önlemlerin alınması gerekir. Bütün bunlara rağmen cildimize, saçımıza, gözümüze renk veren hücreler vardır. Bunlar en koyu rengi veren koyu renk pigmenti melanositlerdir. Bu hücreler arası melanositler melanin üreterek deri renginin oluşumunda önemli rol oynar.

Pigmentasyon (renk) bozuklukları cilt lekeleri deriden daha açık veya koyu şekilde deri yüzeyinde görülmektedir. Lekelenmelerin görüldüğü ve oluşumunda en etken madde melanindir. Pigment hücrelerinin çoğalması sonucu oluşur. Lekeli ciltlerde bu renk pigmenti normal çalışım sürecinden 2 kat daha anormal bir şekilde çalışmakta ve renk değişikliklerine sebep vermektedir. Tıp dilinde melanoasitik nevüs olarak bilinir. Melanin bu aşırı üretimi çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bunların en önemlisi güneş yani ultraviyole ışınlarıdır. Ayrıca genetik yatkınlık, gebelik ilaçları, bazı hastalıklar ve bazı kozmetiklerde lekelenmelere yol açabilmektedir.

Deri rengi kişilerin sosyal yaşamında çok önemli role sahiptir. kişinin deri rengi koyu kahveden beyaza kadar değişmekle birlikte deri altındaki kan damarlarının etkisi ile ve hafif kırmızı tonda da olabilir.

Şunu söylemeye çalışıyorum deri rengimiz net renk tonlaması gerçek olarak genetik faktörler tarafından belirlenmektedir.

Derimize rengini veren madde melanosit, cilt tiplerimiz derinin güneşlenme esasında bronzlaşma kapasitesine göre melanin leke yoğunlaşmaları görülmektedir. Derimizde ten rengine ileriki yaş dönemlerinde normal seviyede değişiklikler görülebilir. Bunlar masum renk değişimleri rahatsız edici değildir. Olağan bir durum olarak görebiliriz. Örneğin : deride normal renk artışları;

Futcher veya Voight çizgileri koyu tenli insanlarda görülen normal renkli deri içerisindeki ayrım çizgisi üst kolun iç yüzü, bacakların arka kısmı, göğsün ön ve yan kısımlarında gözlenebilir. Bulaşıcı ve tehlikeli değil ve tedavi gerektirmez.

Eklemlerimizin üzerindeki deri gerilmesi ve renk değişikliği, el ve ayak batanlarındaki renk değişiklikleri görülebilir. Göz çevresindeki renk değişiklikleri koyu tenlerde daha sıklıkta görülür.

Futcher veya Vioght çizgileri

Bir hastalığa bağlı olmaksızın fizyolojik olarak da ortaya çıktığı uzmanlar tarafından araştırmalar sonucu söylenmektedir.

Koyu deri alanları ile açık deri alanları arasında geçiş çizgileridir. Japonlarda ,Hintlerde ve koyu cilt rengine sahip ırklarda daha sık gözlenmektedir. Çocukluk ve ergenlik yaş dönemlerinde görülebilmektedir.

Yapılan bilimsel araştırmalar sonucu ;

Tip A, Tip B, Tip C, Tip D, Tip E, Tip F , Tip G, Tip H olmak üzere 8 farklı klinik formu tanımlanmıştır. Bu 8 farklı tip formların içinde en çok rastlanan tip A ve B’dir.

Tip C ise erkekler arasında en sık görülendir.

Şimdi kısaca bunları açıklayalım Tip A- en sık görülen çizgidir. Ve kolların üst ve dış sıkımlarında görülür.

Tip B- gebelikte özellikle gebeliğin 7’inci ayında bacakların iç kısımlarında görülür ve doğum sonrası geçer.

Tip C- gövde de görülen en sık köprücük kemiğinden göğüs kemiğine kadar uzanmaktadır.

Tip D- sırtta, omurga üzerinde uzanan koyu çizgidir.

Tip E- ise köprücük kemiğinden 3 de 1 iç kısmı ile göğüs ucu arasında görülen değişikliktir. Tip F, G,H yüzde görülmektedir. Sıklıkla uzak doğu ülkelerinde Hindistan ve Japonya da çok görülmektedir.

Tip F- yanaklardan şakağa doğru V şeklindeki renk çizgileridir. %20 hastalarda gözaltında renk değişimi bant şeklinde izlenmektedir.

Tip G- yine aynı şekilde yüzde görülmektedir.

Tip H- ağız köşesinden çeneye doğru uzanan çizgisel hatlardır. Sıklıkta bunlara ek olarak alt dudak altında buna paralel çizgide bulunmaktadır. Cildimizi korumak ileriki yıllara sağlıklı bir şekilde cildimizin kalitesini taşımak için düzenli beslenme iyi bir nemlendirici ve güneş kremi yaz, kış kullanmalıyız.

 
Toplam blog
: 69
: 3739
Kayıt tarihi
: 23.08.12
 
 

Anadolu Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde Kl..