Cimbom UEFA aşkına

UEFA Kupasındaki temsilcimiz Galatasaray, Portekiz’in Lizbon şehrinde Estadio Luz Stadında Benfica ile karşılaştı. İlk maçını İstanbul’da Olympiakos’la oynayan ve üç puanı hanesine yazdıran temsilcimizin nasıl bir sonuç alacağı merak konusuydu.

Kapasitesi 65 bin kişi olan ve '' Işık ' anlamına gelen Luz Stadı'nı Benfica’lı taraftarlar dolduramadı. Karşılaşmayı yaklaşık 30 bin taraftar izledi. Benfica Kulübü, maçtan hemen önce statta sembolleri olan kartalı uçurdu. Luz Stadı'nın üzerinden salınan bir kartal gökyüzünde birkaç tur attıktan sonra sahaya konarken, taraftarlar gelenek haline gelen bu gösteriyi çılgınca alkışlayarak başladılar maça.

Bu sene inişli çıkışlı bir grafik sergileyen Galatasaray’ın Benfica karşısında işinin zor olduğunu düşünüyordum. Geçen sene Benfica şampiyonlar ligine katılmıştı. Grupta Milan, Celtik ve Shatkar Donetsk’le eşleşmişti. Bu sahada Celtik’i yenmiş, Milan’la berabere kalmış, Shatkar’a yenilmişlerdi. Bir sonraki maçtada Shatkar’ı deplasmanda yenerek gruptan UEFA’ya kalmışlardı. UEFA’da Nünberg’i iki maçta da yenilmeyerek geçmişler Getafe’ye elenmişlerdi.

Önceki senelerde de şampiyonlar ligine katılmayı başaran Benfica’nın iyi bir takım olduğunu biliyorduk. Özelliklede kendi sahalarında oldukça etkili bir futbol sergiliyorlardı. Bu sene liglerinde yedi maç oynayan Benfica henüz yenilgi yüzü görmeyerek moralman ve konum olarak iyi durumdaydı.

İlk yarı iki takımda birbirlerini tarttılar diyebiliriz. Karşılıklı ataklar vardı. Bana göre iki takımda birbirlerine çok benziyorlardı. Defansları pek güvenilir olmayan fakat orta saha ve hücum oyuncuları iyi olan takımlardı. İlk yarı Suazo’nun mükemmel vuruşunu, mükemmel bir şekilde çıkaran De Sanctis, sanıyorum maçın kırılma noktasını belirlemiş oldu.

İlk yarı rakibini iyi analiz eden Skibbe ve futbolcuları ikinci yarıya daha istekli bir şekilde başladılar. Lincoln, Arda ve Ayhan gerçekten iyi mücadele ettiler. Emre’nin attığı golden sonra şaşıran ve telaş yapan Benfica’nın sistem ve oyuncu değişiklikleride işe yaramadı. Gol atayım derken Ümit Benfica’nın hayallerini suya düşürüverdi.

Sonuç olarak güzel bir maçtı. Galatasaray'ın galibiyeti demek Türkiye'nin galibiyeti demektir. Rekabeti yurtiçinde yapalım, yurtdışında tüm takımlarımızı destekleyelim. Türkiye'nin aldığı her puanın geri dönüşü tüm Türk takımlarınadır, unutmayalım.

Geçen sene Fenerbahçe’nin başarısı, bu sene lig şampiyonumuzun ön eleme oynamadan direk şampiyonlar ligine katılmasını sağlamıştır.

İtalya, İngiltere ve İspanya’da ilk üç takım şampiyonlar ligine direk katılıyor, 4. takım şampiyonlar ligine elemelerden katılıyor, 5 ve 6. takımlarda UEFA’ya katılma şansı buluyorlar. Altıdan sonrası da İnter Toto’dan UEFA’ya geçmeye çalışıyorlar.

Şöyle bir geçen seneyi düşünelim. Şampiyon Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş şampiyonlar ligine direk katılıyor. Sivasspor şampiyonlar ligi ön elemelerine katılıyor. Kayserispor ve Trabzonspor UEFA’ya katılıyor. 7. Denizlispor ile 8. Ankaragücü’de İnter Toto’ya katılıyorlar. Bu takımların her sene Avrupa’da oynadıklarını düşünebiliyor musunuz?

İşte Türk futbolunun yükselmesi için gerekenler. Yurtiçindeki rekabetler ile yurtdışındaki rekabetleri birbirine karıştırmayalım lütfen. Yurtdışında alınan her galibiyet ve mağlubiyet arkadaşlar arasında ne kadar alay konusu olsa da ülke başarısı için çok önemli olduğunu unutmayalım.

Galatasaray’ı ve Galatasaray’ lı arkadaşlarımı tebrik ediyorum.

Hafta sonu görüşmek üzere…