Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '13

 
Kategori
İnançlar
 

Cin, can, cenin, cennet ve kadın

Cin, can, cenin, cennet ve kadın
 

Kelime anlamı olarak giz, gizli gizem kökünden gelen Cin ve onun çoğulu Can anne rahminde ki cenin, saklı bahçe olan Cennet ve Hint Avrupa dillerinde Jin, Jena, Jınık olan hayat veya kadın anlamına gelen manalar arasında ilginç bir bağ var. 

Cinlerin varlığına Kuran'da bulunan Cin Suresi ve cinlerle ilgili onların Kuran'ın mesajını duyduklarında Müslüman olmayı tercih etmeleriyle alakalı ayetlerden biliyoruz.

Gizli saklı göremediğimiz bu varlıklar son derece hızlı hareket ettikleri için artık uluslararası istihbaratta kullanıldıklarına dair araştırma yapan kitap yazan değerli Yazar Hakan Yılmazçebi'yi okumanızı tavsiye ederim. 

Benim vurgulamak istediğim bu canlıların İstaihbaratta nasıl kullanıldıkları değil. Kendi özgür tercihleri olan bu varlıklar Kuran'ın sembolik ifadesinde dumansız bir ateşten yaratıldığından bahsedilmektedir.

Cin'in kadınla alakası var mı?

Şöyle bir düşünün dumansız ateş hangi renkte oluyor. Odun gibi katı yakıtlar sarı turuncu alev çıkartarak etrafı aydınlatır ve var oldukları belli olur.

Bununla beraber dumanı olmayan ateş genelde gazların alevleridir. Metan, propan vb. Ekseriyeti mavi veya yeşil renkli alevler çıkartır.

Ocak üzerinde yanan mavi alevin üzerine güneş geldiğinde bu alev hiç görünmez ve siz onun varlığını elinizi üzerine getirdiğinizde anlarsınız. Cinlerde öyle görünmez, özellikle gündüzleri tıpkı vampir efsanesi gibi görünmezler. Onların varlığına şahit olanlar genelde gündüzleri şahit olmaktadırlar.

Bu varlıkların insana zaman zaman yapılan büyülerle zarar verdikleri musallat oldukları bilinmekte ve musallat olmamaları için Kuran'da Nas Suresinde bir dua ile görmekteyiz. Bunların musallat olmaması için bu dua'nın gün içinde okunması kesinlikle gereklidir. Üzerinizde başkalarının yaptığı büyü veya kötü nazar varsa kesinlikle Nas ve Felak Suresini okumalısınız.

Nas, insanın kötülükten genel anlamda korunması için inen güzel bir suredir.

Cenin, anne rahminde bulunan insanın ilk halidir ve Kuran Alak Suresiyle başlayarak insanın bu gizlenmiş saklanmış ve korunmuş ilk halinden insan oluşuna vurgu yapılır. O anne rahmi ki merhametin kaynağı, hayatın menbaı. Allah'ın Rahim adının kadınlıkta yansıyarak Rahim olarak rahmeti taşıması ceninle olmakta. İnsan, bir damla su iken, daha doğrusu hiçbişi değilken yapışkan bir dölden bir cenin haline RAHİM'de dönüşüyorsa bu Allah'ın RAHMAN ve RAHİM Adıyla olmakta. 

Cenin bir kadının (jin) rahminde Allah'ın Rahim adıyla can bulurken insan'ın bu rahmete karşılık doğduğunda yeryüzünde yapması gereken Allah'ın rahmetine onun rızasını kazanmak için çabalaması ve bu rızanın doğal sonucu saklıbahçe CENNET'e ulaştıracak salih amel (Allahın razı olacağı işler) yapması gerekmekte. İşte bu yaratılış amacı ve gayesidir. Bir cenin olarak bir Jin-ık(Kadından anneden) doğarak ilahi rıza için salih amel işleyip cennet'ten sonra Allah ile yeniden ram olmak. 

Biliyorum bu ifadeler kulağa yine tuhaf gelebilir. Lakin, Allah'tan başka herşey yok olacaksa o zaman bu döngüsellik gerçekleşmeli. Sürekli Cennet bile sıkıcı, Allah'tan geldik ve ona döneceğiz olgusu artık açılmalı. Madem ondan geldik öyleyse ruhumuz ona dönmeden onunla ram olmadan da Cennette sürgün gibi değil midir. Allah'ın izini ruhumuz taşımıyor mu? Bir aşık maşuk'una kavuşmadan meşk olmuyorsa, Allah'ı seven kul'da tekrar geldiği kucağa dönmedikçe Cennette bile sürgün sayılır.

İşte burada açıkladığım döngüselliğin bir halkası bu, bu dönüş halkası elektronun proton etrafında, dünyanın güneş etrafında, Hacının Kabe'nin etrafında döndüğü yön budur. 

Bu dönüşlerin neyi ifade ettiğini Kitabım Kabe'nin Hayat Şifrelerinde açıklamıştım. Şayet bu konu ilginizi çektiyse o zaman lütfen bu kitabı okuyun.

Ceninle başlayan Jin-ık(kadın-anne) üzerinden can verilip Cennet yolculuğumuz Sıratı Müstakim'le düzgün bir hal alır.

Bu döngüsel süreç rahimde başlar rahmete erince mezarda biter görünür ama asıl süreç döngüsellik Rahman'da ram olmakla tamama erer.

Dikkatinizi çekmek istediğim nokta bu döngüsellikte Anne var, kadın var ama erkek o kadar yok. Bu yüzden Nisa (Kadınlar) suresi 4. sırada durmakta Kuran'da.

Geçmişin mitolojileri Allah'ı (haşa) erkek gibi gösterse de bunun nedeni Allah'a güç odaklı bakılmasından ve ondan korkulması gerekildiğine inanılmasından dolayıdır. Malesef Hit Avrupa dillerinde Allah, He, Er, Hu gibi erkekler için kullanılan 3. tekil şahıs önümüze çıkar. 

Oysa Allah gerçek inanan için korkulacak değil sevilecek varlıktır. Sonsuz rahmeti, Rahman ve Rahim oluşu erkeklerden babalardan ziyade, annenin Allah'a  daha yakın olduğunu gösterir.

Bir kadın hamile olduktan sonra asla aynı kadın değildir.

Rahminde taşıdığı ceninle artık o JİN (Hayat) olmuştur, hayat döngüselliğine aracı olmuştur. ( Bu yüzden ilk romanım Çalınan Hayatlar'da ana kadın kahramanın adını Roj-jin( Güneş Hayat) olarak seçmiştim.

Not: Latince'de Jin Kadın, Kürtçe'de Hayat demektir. Kürtçe'de Jin-ık, Rusça'da Jen-a yine kadın anlamına gelmektedir. Jin-ekoloji adı buradan gelen kelimelerdir.

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..