Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çin'deki depremde ölen Türkler....

Çin'deki depremde ölen Türkler....
 

Yıllar önce bir vakit. Elim televizyon kanalları arasında amaçsızca geziniyor. Bir Alman kanalı , görüntü de salya sümük ağlayan kadınlar bir şeyler seyrediyor. Sonra o seyrettiklerine yakınlaştı kamera, ben de seyretmeye başladım. ‘’ Hay! Seyretmez olaydım’’

Program bir belgesel. Çin’de hayvanlara yapılanları anlatıyor. Çekimlerin bir kısmı açık bir kısmı gizli kamera. Muhtemelen seyreden kadınlar Almanya’da bir dernek mensupları. Kafeslere doldurulmuş yüzlerce kedi. Balık istifi denir ya öyle. Domuzluğuna üst üste yığmışlar hayvanları, korkudan birbirlerini yalıyorlar. Diğer yanda aynı şekilde köpekler. ‘’ No'luyo be!’’ diye diye izliyorum korku filmi gibi belgeseli. Biliyorum daha da kötü şeyler olacak.

Çekimlerin yapıldığı yer bir atölye. Hayvanlar kafesler içinde gelip, tek tek kesilip bir köşeye konuyor. Benim sevmeye kıyamadığım kediler beş dakika içinde kol, bacak, tüy şeklinde bir köşeye ayrılıyor. İşi yapan adamlar gayet huzurlu. Onlara göre normal bir dünya işi bu. Seyrettikçe kötü oluyorsun ama gene de sonuna kadar seyrettim.

Çin’de böyle yüzlerce atölye varmış. Kedilerin tüylerinden battaniye ve oyuncak yapıyorlar. Köpeklerden de aklınıza ne gelirse. Hatta çabuk büyüdüğü için ‘’Beethoven’’ filmiyle meşhur olan sevimli köpekleri özel olarak yetiştiriyorlar. Bir beyaz kedi vardı o belgeselde . Gözlerini gördüm onun. Görmez olaydım. Korku bu kadar mı acı verir yaşayana?

Televizyon şu sıralar Çin’deki depremi gösteriyor. İçler acısı. Betonların altında binlerce insan, el kadar bebeler. Sonra köpekler dikkatimi çekti. Sağ olan var mı? diye betonların arasında geziniyorlardı. İlginç olan ise öyle eğitimli falan değildi çoğu. Kirli, paslı bildiğin sokak köpeği. Belki analarını belki babalarını , kardeşlerini öldürmüş olan insanların kalan sevdiklerini kurtarmaya çalışıyorlardı.

Hayat böyle bir şey işte. Kimine acı bir şaka, kimine hoş bir tesadüf bazen de çelişkiler yumağı. ‘’Allah bu itleri niye yaratmış bre?’’ diye efelenenler depremde onları görünce duygulanıyor. Kimselere kendini sevdiremeyen hayvanların acıklı rapsodisi.

Deprem bizim de başımızda. Keşke ! Allah hiç vermese ama bu böyle. Bizde de binalar yıkılacak, yollar kapanacak, köprüler çökecek. Uyduruk tatbikatları yapıp ‘’taş gibiyiz’’ diyen Belediye başkanı insan içine çıkamayacak; su, elektrik olmayacak belki. Ama bir şey var ki. O betonların üzerinde ne kadar çok eğitimli köpek olursa o kadar insan kurtulacak. Eğitimli köpekler çadırları koruyacak, başka işlere yarayacak.

Ama biz insanlar. Ve bizi yöneten seçkinler. Devlet kurumları, belediyeler onları zehirliyoruz. Memesinden süt emen yavrularıyla, yeni doğmuş bebekleriyle, kedileri emziren şirin hallerine bakmadan onları öldürüyoruz. Ne asker ne polis ne belediye onlara yer vermiyor. Oteller, moteller, lokantalar sevmiyor onları.

Ama ‘’bomba’’ ararken. Depremde bir ümit ışığı dilerken. Evimizi korurken hep onlara ihtiyaç duyuyoruz. Çin’deki depremde sadece Çin’liler ölmedi. Deprem için hiçbir şey yapmayan bazı Türkler’de öldü. Hem de İçlerinde vicdanlarıyla…

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..