Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '11

 
Kategori
Dünya
 

Çin'i anlamak

Çin'i anlamak
 

Shanghai (Şanghay) alt yapısı, modernleşmesi ve ekonomik gücü ile tam bir dünya şehri. Kaynak:Google


Geçtiğimiz günlerde gazetede okuduğum bir Çin haberinin altında yazan yorumları görünce Çin’de yaşayan ve bu ülkede (Tayvan adasında) televizyon programları yapan biri olarak Çin’i sizlere kendi penceremden anlatmak istedim. Haberin içeriği Çin’in özel siber ordusu üzerineydi ve hemen altında gereksiz onlarca yorum bulunuyordu. Bu yorumları okuduktan sonra dünyanın süpergücü olmaya aday bir ülkeye ne kadar yalnış ve sığ baktığımızı fark ettim. Yorumlar içerisinde o kadar sıradan şeyler yazılmıştı ki sanki eğlence amaçlı karalanmış gibi duruyorlardı. Çin ile alay eden çok sayıda yoruma bakıp kendimizi bir an için sanki dünyanın en güçlü ve en üretken ülkesiymişiz gibi hissettim.

Ülkemizin de yurt dışında olan tanınırlığının ve imajının çok iyi olmadığını bilen biri olarak bir başka ülkenin hakkında yalan yalnış yorumların yapılması ve Çin’in her fırsatta “Öcü” şeklinde tanıtılmasına açıkçası üzülmüyor değilim. Çin’in de elbette ki yalnış uygulamaları ve dev coğrafyasında yaşadığı onlarca istenmeyen olayın da olduğunun farkındayım. Her ne olursa olsun Çin gibi dev bir medeniyete sahip bir ülkenin bu kadar sığ bir şekilde sadece “Sahteci ve Adi ürünler”damgası vurularak tanımlanmaya çalışılmasına karşıyım. Çin’de üretilen çoğu kalitesiz ürünün aslında bile bile Türkiye’ye sokulduğunun da farkındayım. Çin’e giden iş adamları malları çoğu zaman en ucuza almaya çalıştıkları içindir ki bugün Türkiye’de sayısız kalitesiz Çin malı satılmaktadır. Alırken zaten kalitesiz olduğunu bilen iş adamı kendi bütçesini düşünerek bu malları ihraç etmektedir. Durum böyle olunca da piyasada olumsuz Çin malı imajı kaçınılmaz olmaktadır. Parayı gerektiği oranda verir ve kalitesini kontrol ederseniz o zaman Çin'den üstün teknoloji ürünleri de rahatlıkla alabilirsiniz.

Nasıl ki yurt dışında Türkiye hakkında çıkan olumsuz haberlere hemen sitem ediyor ve “Aaaa Türkiye böyle değil, biz dünyanın en süper memleketiyiz.” Diye çıkışıyorsak, başka ülkeler de onlar hakkında çıkan haberlere aynı şekilde tepki vermektedirler. Bu yüzden Türkiye olarak kendi eksiklerimizi ve kendi artılarımızı önce iyi anlamamız gerekmektedir ki diğer dünya ülkelerine daha doğru bir açıdan bakabilelim. Ne yazk ki medyada çıkan onlarca Çin haberinin büyük ihtimalle yabancı dil bilmeyen ve bir kaç kelime Çin bilgisi olan insanların elinden çıkmış olduğu gayet açıktır.

Çin’e daha yakından bakacak olursanız göreceğiniz en önemli şey bu dev ülkenin 5000 yıllık kesintisiz tarihi olacaktır. Bugün biz Türklerin de tarih kayıtlarını elinde bulunduran bu ülkeyi bir anda "tu kaka" şeklinde tanımlamak gereksizdir. Çin medeniyeti dünyaya barut, pusula, kağıt ve matbaa gibi 4 önemli buluşu kazandırarak dünyanın kaderini değiştirmiştir. Çinliler tarihlerinin çoğu dönemimde batılılardan daha gelişmiş bir medeniyet altında yaşamışlardır. Çin seddinden tutun da Terakota askerlerine kadar onlarca sayısız tarihi esere sahip olan Çin’in içerisinde barındırdığı kültür ve tarihsel zenginlik dünyanın çok az ülkesinde bulunmaktadır. Bu kültürü doğru anlamadan sadece Çin’de üretilen ürünler üzerinden Çin tanımlaması yapmak bizleri son derece gereksiz yerlere götürmekten başka işe yaramaz.

Türkiye’den nüfus olarak 18, toprak olarak ise 12 kat daha büyük olan Çin, dünyanın en büyük coğrafyaları arasında yer almaktadır. Kung Fu, Feng Shui, Konfüçyüsçülük, Daoizm, Taiji gibi sayısız felsefeyi dünyaya kazandırmış olan Çin medeniyeti, kullanmış olduğu yazı ile de dünyanın tüm diğer medeniyetlerinden ayrılmaktadır. Dünyanın çoğu medeniyeti başka ülkelerden gelen etkiler ile şekillenirken, Çin Budizm hariç diğer herşeyi kendi medeniyeti içinde yaratmıştır. Bugün Çin felsefesinden tutunda insanların yaşamlarını etkileyen onlarca geleneksel inanış Çin medeniyeti içerisinde doğmuştur. Bu yüzden Çin’i araştıran uzmanlar diğer medeniyetleri Çin’den ayrı tutmaktadırlar.

5000 seneye yayılmış olan dev bir tarih ve onlarca hanedanlık döneminin içerisinde sayısız ayaklanma yaşayan Çin toplumu zaman zaman bu ayaklanmalar sonunda milyonlarca insanını kaybetmiştir. Çin tarihinde yaşanan trajedilerin sayısı oldukça fazladır ve çoğu Çin filminde bu dönemler sık sık anlatılmaktadır. Çinlilerin yüzlerce yıl önce yazmış olduğu kitaplar ve efsanevi hikayeler bugün dahi merakla okunmaktadırlar. Dünyanın çoğu ülkesine yayılmış olan Çinli topluluklar zamanla bu ülkelerde (ABD, Kanada, Avustralya, Almanya) kendi güç merkezlerini oluşturmuşlardır. Chinatown denen Çin mahalleleri özellikle ABD’de oldukça yaygındırlar.

Bugün kendi arabalarını, uçaklarını, bilgisayalarını üretecek kadar büyük bir teknolojiye sahip olan Çin, hayatımızın her alanında kullanmış olduğumuz ürünlerin çıkış merkezidir. Dünyanın onlarca ülkesinden binlerce genç yaşlı insan her yıl Çin’e gelerek Çin kültürünü ve dilini öğrenmeye çalışmaktadırlar. ABD’de çok sayıda Çin araştırmaları merkezi Çin hakkında her yıl onlarca kitap yayınlamakta ve bu ülkenin gelişimini yorumlamaktadırlar. Dünyanın gelişmiş ülkeleri Çin pazarında daha güçlü olabilmek için Çin ile sayısız ticari anlaşma yapmaktadırlar. Çin ABD’den bağımsız bir medyaya, özel internet sistemine ve kendi sitelerine (Youku, Baidu, Weibo, Tudou vb) sahip olduğu için hiç bir zaman kontrolü batılı ülkelerin eline bırakmamaktadır. Durum böyle olunca da ABD ile Çin sık sık birbirlerine rest çekebilmektedirler.

Çin’in batıdan almak istediği en önemli iki şey vardır. Bunlardan birincisi teknolojik destek, ikincisi ise yatırımdır. Bu yüzden de batı dünyası ile Çin arasında oldukça sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Çinli çok sayıda ünlü oyuncu Amerikan sinemasında yer almakta (Gongli, Suqi, Bruce Lee, Let Li, Ang Lee, Zhou Run Fa vb) ve Çinlilerin çekmiş olduğu dev bütçeli filmler (Kaplan ile Ejderha, Red Cliff, Warlords vb) başta Asya olmak üzere çoğu ülkede beğeniyle izlenmektedirler. Shanghai, Shenzhen, Pekin, Hong Kong, Chongqing, Tianjin gibi şehirlerde kurulan alt yapılar batılı şehirlerin aşağısına değildir. Dev gökdelenlerin yükseldiği Çin’de yapılması planlanan projelerin değeri trilyonlarca doları bulmaktadır.Çin'in dev şehirleri çok yakın zamanda New York, Londra, Sydney, Tokyo gibi global şehirleri geri plana atacak kadar büyük potansiyele sahiptirler. Özellikle Hong Kong ve Shanghai gibi dev şehirleri gören Türkler bu şehirlerdeki alt yapının Türkiye’de ne yazık ki bulunmadığından bahsetmektedirler. Bu tür Çin şehirlerinde metro ağları, teknolojik yatırım, güvenlik ve çok sayıda atılım ülkemizin belki de 20-30 yıl ilerisinden gitmektedir.

Tüm bu gelişen Çin manzarasının elbette ki getirdiği çok sayıda sorun da bulunmaktadır. Artan enflasyon insanları rahatsız etmek de, üretimin geride bıraktığı kirlilik her yıl binlerce insanın sağlığını tehdit etmektedir. Zengin ile fakir arasında açılan uçurum ise kapanması belki de imkansız olan diğer büyük bir sorundur. Özgürlüklerin batıdan daha farklı şekillendiği Çin’de yaşam bizlerin algılamasının çok daha dışında Çin’e özgü bir biçimde devam etmektedir. Bu yüzden bu dev ülkeyi anlamak için Çin hakkında daha çok okumamız ve sınırlarımızın dışına çıkmamız gerekmektedir. Kendi uçağı (hayalet uçak ve uzak mekiği de dahil), arabası, bilgisayarı olmayan bir ülke olarak Çin’i bir kaç sığ kelime ile tanımlamak kendi kendimizi avutmaktan başka bir şey değildir. Şu anda dünyada bir Çin gerçeği vardır ve onunla doğru bir iletişim kurduğumuz anda Türkiye olarak dünyada daha fazla etkimiz olabilir. Aksi halde bizler sığ Çin geyikleri ile uğraşırken adamlar uzaya 10 tane daha uzay mekiği yollar bizde bön bön bakmaya devam ederiz.

Tayvan’dan sevgi ve selamlarımla,


Rifat Karlova

www.rifatkarlova.com
 

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..