Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '09

 
Kategori
Dünya
 

Çin işi, cin işi..

Uzakdoğu'nun kapanmayan yaralarından biri de Doğu Tükistandaki Sincan Özerk Bölgesidir.

Yıllardır Çin baskısı altında yaşayan Uygurlar, zaman zaman bu baskılara isyan etmişler ve bu isyanlar daima şiddet kullanılarak bastırılmıştır.

Her ne kadar Doğu Türkistan kapanmamış bir yara ise de, yaranının zaman zaman kaşınarak kanamanın artırıldığı da bir gerçek..

Bu defa, kıyım çok büyük..Ölü sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Hem Çin güvenlik kuvvetleri, hem yerli Çinliler Doğu Türkistan Türklerle çatışıyor.

Çin'in ekonomik ve siyasi alanda büyüyen bir güç oluşu, içindeki bu türden problemleri de örtbas etmesini kolaylaştırdı son yıllarda.

Çinli gençlerin "komünist yönetime" isyanının nasıl bastırıldığını ünlü Tienanmen Meydanı katliamından hatırlıyoruz.. O zaman da verilen tepkiler sınırlı kalmıştı Çine..Dünyanın başka hangi ülkesinde olursa olsun, kıyametleri koparacak olan Batılı güçler, Çine karşı seslerini kısmak zorunda kalmışlardı..

Neden?

Çünkü, bugünün Çini, gelişmiş ülkelerin uluslararası şirketlerinin "üretim merkezi" dir..Çin'e karşı yapılabilecek bir siyasi girişim, daima siyasetin önünde giden "ekonomik çıkar" nedeniyle engellenecektir ve engellenmiştir.

Bugün, Doğu Türkistanda olanların bir geçmişi var. Gerçekten de Sincan kapanmamış bir yaradır. Ancak, Türkiyede dahil olmak üzere, gelişmiş demokratik Batı ülkeleri için, yaranın kapandığını varsaymak rahatlatıcı oluyor..Çünkü hepsinin Çin'le işleri var..

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül; bugün köşesinde, Doğu Türkistandaki sıcak katliamın Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün Çin ziyaretinin hemen ardından gerçekleşmesini manidar buluyor.

Dünyanın yeni trendi "enerji savaşları" nın yeni stratejisinin bir sonucu olarak görüyor yazar..Türkiyenin Asya ve uzak Asyada giderek artan politik etkinliğinin kırılma hesabı yazara göre, Doğu Türkistandaki katliam..Aslında bir adım daha atarsak, muhtemel Asya ekonomik birliğinin de dinamitlenmesi çabası bu..

Giderek daha büyük bir küresel güç haline gelmekte olan Çin ile Türkiyenin ekonomik ve siyasi yandaşlığının dünyayı sömüren Batı'nın hiç görmek istemediği bir "kabus" olduğuna şüphe yok..

Ancak, bir de Doğu Türkistandaki kardeşlerimizin özgürlükleri var..Türkiye, Çin ve Doğu Türkistan arasında kalıyor..Aslında istenen de galiba Türkiyeyi bu zor duruma düşürmek..

Amerika dahil, Batılı güçler enerji üzerinden pek çok politika üretmekte, bu politikaları uygulamak için silahlar dahil her şey kullanılmaktadır..Ne var ki, günümüzde gerek ABD'nin gerekse öteki gelişmiş ülkelerin Çin üzerinde bir oyun oynamaları kolay değildir.

Bugünün Çini, siyaseten "komünist", ekonomik olarak "kapitalist" olmak gibi, bir acaipliği barındırıyor olsa da, gelişmiş küresel sermayenin, Çinin siyasal sistemiyle bir problemi olmadığı ortada..Dünyaya "demokrasi" pazarlayan ABD, Çin'i bir "demokrasi" pazarı olarak görmüyor asla..

Ama, Çini bir "partner" olarak Türkiye'ye kaptırmamak için Türkiye üzerinden oyunlar oynayabilirler..İşte, Çin'in kapanmayan yarası Sincan da bunun için kaşınıyor olabilir..Yani Çin işi gibi görünen aslında "cin işi" olabilir..

Bir zamanlar "Çin işi.." diye burun kıvırdığımız mallara bugün burun kıvıramıyoru; çünkü Çin işi olmayan "iş" yok artık..

Çin'in dünyanın geleceğinde daha etkin ve etkili olacağından emin olabiliriz.. Herhalde, Çin'e karşı izlenecek politikalarda bunun daima hesaba katılması gerekecek..

Ne var ki, Türkiye, Doğu Türkistandaki "ecdad yadigarı" kardeşlerimizi düşünmek konusundaki tarihi sorumluluğunu da ihmal etmemelidir.

Akıllı politikacılar böyle zor durumlar için lazımdır zaten..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..