Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '07

 
Kategori
Gelenekler
 

Çınar ağacına vasiyetimdir…

Çınar ağacına vasiyetimdir…
 

08 / 04 /07

İzmir’e yeni gelmişim; on yıl önce, annem ilk fırsatta "üç etek bir fermuar" evi görmeye geldi.

Ankara’dan günübirlik gelip halen oturduğum evi tuttum ve geri döndüm. Evi temizletme işini ablamlara bıraktım. Eşyaları yüklemeye yardıma da erkek kardeşim geldi. Bu arada ablamlar Aydın’dan gelip evi temizletmişler ama ev onlara çok karanlık gelmiş ve canları sıkılmış. Evet, kendi evleri günlük güneşlik olunca haksız da sayılmazlar ama beş yaşında bir evlatla hiç tanımadığım, yakınımda oturan hiçbir dostumun olmadığı bir şehirde benim şartlarım için en uygunu buydu; on yıldır da oturuyorum.

Ablam evi öyle bir anlatmış ki! Hem de ağlayarak, annem evi görmeye geldiğinde zemin katta oturacağıma inanamayıp alt kata inmiş. Neyse evin içinde yaşayıp şartlarımı görünce ikna oldu. Bu arada sohbet ediyoruz, annem bir şeyler geveliyor ağzında; ablan artık Aydın’da kalır, sen burada mı kalacaksın gibilerinden. Anlayamadım önce, evi pek gözü tutmadı ya sanıyorum ki benim de Aydın’a yerleşmemi istiyor. "Evet İzmir’de kalacağım anne, kısmetse İzmirli olmak istiyorum oğlumun da burada büyümesini istiyorum." diyorum; Yanlış anlamışım. Annem meğer şunu söylüyormuş;

- Kızım, baban Hisarönü’nde (Ölüdeniz'in mahallesi), ben de oraya gömüleceğim, yerim ayrıldı. Ablanı enişten bırakmaz, o Aydın’a gömülür. Öbür iki kardeşin de Fethiye’de şimdi sen İzmir’e mi gömüleceksin?

- Hayır anne, vasiyet edeceğim benim cesedimi ölünce denize atsınlar, mezarım olmasın,
demişim öfkeyle…

Yaşamayı bırakıp ölmeyi düşünmek…

Cuma akşamüzeri ablamların evine yaklaşırken mis gibi bir koku sardı ortalığı; portakal ağacı çiçeklerinin kokusu. Tolga’nın ölüm yıldönümü olmasaydı, bu mevsim gitmeyecektim Aydın’a, memleket kokusu almayacaktım. (Aslında Fethiyeliyiz ama Aydın’da büyüdük.)

Anlıyordum annemi, bizi köklerimizden uzaklaştırmamaya çalışıyordu. Ama böyle de söylenmezdi ki! Çocukluğumuzdan bu yana her tatilde Fethiye’ye gittiğimize ve sonunda iki kardeşim de oraya yerleştiğine göre zaten köklerinden kopan da yoktu.

Ve ben bu gerçeği yani mezarların insanı memleketlerine; kültürüne bağladığı gerçeğini özellikle Tolga’da acı acı öğrendim. İki elim kanda olsa gidiyordum Tolga’ya ve Fethiye’ye giderken Kemer mezarlığına uğramadan geçmiyorduk artık. Babam zaten memleketimizde olduğu için onu ziyarete gitmek çok doğaldı.

İşte ben de bu yüzden; bir gün, bilinenden bilinmeye geçtiğimde, beni İzmir’de bir yere gömün diyeceğim; oğlum İzmir’den kopmasın diye .Anamın kızıyım ya şimdiden söylemiş olayım, yoksa daha "öte taraf" a gitmeye niyetim yok.

Beni İzmir’ e gömün ki toprağına karışayım, bu sefer bir çınar ağacı bana tutunup büyüsün…

Beni İzmir’e gömün ki mavisine karışayım, sevgililere benim maviliğim de bulaşsın…

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..