Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

05 Aralık '20

 
Kategori
Anılar
 

Cingen Teyfik

KENDİ ÇOCUKLARINDAN ÇOK ESNAFIN BABASIYDI
 
Isparta'nın öğretmen ordusunda, esnaflığında, siyasetçiliğinde ve oda başkanlıklarında bir zamanlar namı diğer "Cingen Tefik" Tevfik Önem vardı.
 
Ispartalılar kendisini arkasından konuşurlarken namlandırdıkları isimle "Cingen Tefik" diye anıyor olsalar da, yüzüne tüm samimiyetleriyle "Baba" diye hitap ederlerdi. Nufüs kütüğünde kayıtlı duran Tevfik ismi çoktan unutulmuştu. 
 
O gerçekten başta esnafa olmak üzere, herkese babalık eden zatı muhterem bir insandı. Herkesin halinden anlayan, dertlinin derdiyle dertlenip çare bulmaya çabalayan, yardımseverlikte öncü, babalık payesini hak etmiş çok yufka yürekli bir adamdı...
 
Kader denilen rüzgar bir estimiydi, insanı aklına gelmedik yerlere sürüklüyor. Sonra diniyor, duruluyor bu rüzgar, ancak bazen iş işten geçmiş oluyor. Uğranılan felaketin telafisi mümkün olmuyor. Rüzgarın durduğu yerde tutunabileceğiniz bir dal varsa, hayat size tekrardan güzellikler sunuyor. Tadını çıkararak yaşayabileceğiniz gücünüz kalmışsa tabi...
 
Tavfik Önem'in kaderi, babasının Erzurum'dan Isparta'nın Keçiborlu ilçesine gelişiyle başlıyor. Keçiborlu ilçesinde kükürt işletmelerinin temelinin atıldığı yıllar... O gün görevli olarak temel atma töreninde bulunan ihtiyat subayı Süleyman Önem, Keçiborlu ilçesini sakin ve geleceği parlak görüyor. Askerlik görevinden ayrılıp, bu şirin ilçeye yerleşmeye karar veriyor. "Kükürt fabrikasına girer çalışırım" diye düşünüyor. Fakat fabrikanın üretime geçme süresine kadar ilçenin bağlı olduğu Isparta ilinde yaşamayı tercih ediyor.
Isparta'da imkanlar daha fazla olduğundan ev bulması maddi şartlarına göre daha kolay oluyor. Bu süreçte Ispartalı bir hanımla evlenerek, memleketi Erzurum'dan bir daha dönmemecesine tamamen kopuyor. Yeni şehrini ve eşini çok sevdiğinden Erzurum'da yaşadığı yılları unutmayı seçiyor. Mutlu evliliği, ilk oğlunun dünyaya gelmesiyle daha da perçinleniyor.
Isparta doğumlu ilk erkek evlatlarına  aile büyüklerinden birinin ismi olan Tevfik adını veriyorlar. Tevfik, Allah'ın yardımına kavuşan demek. Bu anlamından dolayı da ismi tercih etmiş olmaları, akrabalarınca daha çok takdir görüyor.
 
Saadet dolu bir ailede her türlü güzellikler içinde çocukluğunu yaşayan Tevfik Önem, iyi bir eğitim alarak, şimdinin endüstri meslek lisesi diye bildiğimiz, o zaman ki adıyla "Erkek Sanat Okulu"na öğretmen olarak atanıyor. Mesleğini eline alan Tevfik Önem ardından hemen Isparta'nın tanınmış ailelerinden birinin kızıyla dünya evine giriyor. Ve bu evliliğinden biri erkek, üçü kız tam dört çocuk sahibi oluyor...
 
Tevfik Önem öğretmenlik yaptığı süre içinde tanıştığı bir arkadaşının "Az maaşa talim etmekten, ay sonunu getirememekten yoruldum. Beni kurtar bu cendereden" diye sıklıkla yakınmasının etkisinde kalıp, birlikte torna tesviye atölyesi açarak esnaflığa atılıyor. Ve yedi sene hiç ara vermeksizin, çok severek yaptığı öğretmenlik hayatına arkadaş hatrına nokta koyup, esnaflığa soyunuyor...
 
O vakitler Demokrat Parti'nin ülke genelinde gündemden düşmediği, gazete manşetlerinden inmediği dönem... Ülkenin başbakanı Adnan Menderes'in yargılandığı günler. Esnaf bu aşamada günümüzdekinden daha çok zorluklar yaşıyor. Lakin özveriyle zorluklara direniyor. Kazandığı üç kuruşa kanaat ediyor. Eşinin, çocuklarının isteklerini duymazlıktan geliyor. Feryadını içinde bastırıyor. Ülkenin selamete çıkması, işlerinin düzelmesi için işçi, esnaf sıklıkla bir araya gelerek toplu dualar ediyor.
 
Ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı Adnan Menderes'in asıldığı haberi... Azınlık bir grup dışında, ülke genelinde bir keder, bir elem; idam haberini her duyan gözyaşına boğuluyor, yasa bürünüyor. Isparta'da Halk Partililer bile üzgün, gözyaşları burunlarının yanlarına inmeden ellerinin tersiyle silmeye çalışsalarda, görüntülerindeki metanetliğin zorluğu herkesce hissediliyor.
 
Hayatın normale dönüşü kolay olmuyor. Lakin zaman denilen çark yaşayanlara yeni sürprizler, yeni fırsatlar getirerek dönmeye devam ediyor. Tevfik Önem'de kaplumbağa yürüyüşüyle gelen, tavşan hızıyla kaçan bu fırsatlardan yararlanmak istiyor. İşini geliştirmek, fabrika sahibi olmak gibi hayaller kurduğunu düşündüğü oluyor. Fakat ölümlü dünyada hırsa kapılmanın gereksiz olduğu kanısına varıyor. İş ortaklığından ayrılıyor. Bu ortaklıktan ayrılışta eline geçen sermaye payı parayla,  kendi adına küçük bir bakkal dükkanı açıyor. Kısa sürede dürüstlüğüyle, yardımseverliğiyle, saygın kişiliğyle adını duyan, kendini gören herkeslerce seviliyor. Mahallesinin zorluklarını gidermeye çalışması, bu uğurda belediye başkanıyla görüşme çabaları, garibana veresiye defterine yazmadan bakkalından ne isterlerse almaları konusunda yardımcı olması, etrafından takdir görüyor. 
 
Ve Ispartalı diğer esnaflar onu esnafın haklarını savunsun, birlik beraberliklerini sağlasın diye, yoğun ısrarla başlarına başkan olarak geçirtiyorlar. Tevfik Önem genç denilecek yaşta seçildiği başkanlıkta tam 36 yıl aralıksız Isparta esnafının koruyup kollayıcısı olarak hep en tepede oturuyor. Dahası başkanlıktan öte "Baba" ünvanına layık görülüyor. Bu yaklaşım kişiliğine öyle bir yaraşıyor ki, yalnızca kol kanaat gerdiği esnaf değil, onu tanıyan herkes kendisine "Tevfik Baba" diye sesleniyor.
 
Tevfik Önem'in "Cingen Tevfik" olarak anılmasının nedeni de bu lakabın kendi dilinden çıkıp, sıfatına yapışmasından dolayı oluyor. Şöyle ki: Esnaf Birliğinin başkanı olan Tevfik Önem, bir defasında esnafla toplantı halindeyken... (Yazının devamını nasip olursa yarın yazacağım. Biraz dinleneyim, dinlenirken o günleri doğru düşüneyim ki, yanlış yazmayayım. Eh biraz da okur merakı olsun, diye umutlanayım.) hayırlısıyla inşallah... 
 
AYFER AYTAÇ
ayferaytac.com
 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..