Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çingene

Çingene
 

Çingene kızı o!


Adını bilmiyorum. "Karakız" diyorum ben ona. Yaşını da tahmin edemem. Lakin henüz küçük olduğu yüzünden belli. Munis, sevecen bakıyor gözleri.

Kendi kendine şarkılar söylüyor mırıl mırıl... elindeki ıslak mendille ayaklarının açıkta kalan yerlerini siliyor, kollarını siliyor... parmak aralarını siliyor... Ne zaman görsem siliniyor karakız!

Mekan açılışlarından kalan çelenklerden birini alıp, çiçeklerini koparıp koparıp önünden gelip geçen genç kızlara, kadınlara uzatıyor yüzündeki o munis gülümseme ile.

İstersen alma! ısrarla uzatıyor. Alıyorsun... Ve rahatlıyor.

****

Eczacı arkadaşımdan öğrendiğime göre babasından taciz görmüş karakız. Hikaye hep aynı hikaye yani, bildik, tanıdık... o apayrı başlı başına bir hikaye...

O gün kızdırmışlar karakızı.

Önünden geçen üçbeş öğrenci genç alay etmiş onunla.

Meydanı birbirine katıp, avaz avaz bağırdı.

"Benim sizden ne farkım var ulaaan" diye haykırdı.

Sandılar ki, karakız susacak, sinecek... boynunu büküp oturacak olduğu yerde. Zavallı sandılar onu. ezik... pısırık...

Ötekileştirdiler.

"Kaçmayın.. erkekseniz kaçmayın" diye haykırıyordu.

Meydanda, dükkan önlerine masalar atıp taburelerde oturan ağır başlı, oturaklı adamlar gülerek, kahkahalar atarak izliyorlardı tüm bu olanları... eğlence çıkmıştı onlara belli.

"Ben size ne yaptım? sizden farkım ne?" diye soruyordu bezgince yerine otururken... içim parçalandı.

*****
" Benim sizden farkım ne?"


Fark ne?

Fark; insanlık galiba... bazı insanlarda bulunamayan bir özellik.

Fark; içinizde taşıdığınız, size bir anlam katan zaman zaman kızdığınızda sıktığınız yumruğunuz büyüklüğündeki içine her daim kan pompalanan o yürek...

Fark mı?
Hiç bir fark yoktu aslında baktığınız zaman. Sadece; genç yaşına rağmen hor görüldüğü için yıpranmış perişan bir görüntüye sahip olan bir genç kız vardı görünen...


Önünden gelip geçen, çiçek uzattığı genç kızlar gibi temizlenip paklandığında, süslü püslü kıyafetler giydiğinde, içi pis tırnaklarına manikür yapılıp da pembeye ya da kırmızıya boyandığında,

Dolgun dudaklarını daha da güzel gösterecek parlatıcı sürüldüğünde... kaşlarına doğru uzanan upuzun kirpiklerine rimel dokundurulduğunda, dalgalı saçları taranıp omuzlarına salındığında, ayağındaki terlikleri çıkartıp da topuklu ayakkabı giydirildiğinde, başını yasladığı, tıpkı sizin gibi benim gibi, bir annesi, bir babası da olsaydı eğer; inanın önünden gelip geçen kızlardan hiçbir farkı kalmayıp daha da alımlı ve çekici olurdu ve böylece aramızda hiç bir fark kalmazdı.

***

Fark insanlığındır,

İçinde küçücük yer kaplayan her daim kan pompalanan yüreğindir.

Ve işte o sensindir çırılçıplak...

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..