Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çingene...

Çingene...
 

Resme aldanamyın.bildiğiniz bir Çingene Hikayesi değil bu,
Bir günlük, yada bir kaç saatlik,ama bir uzun yaşamın sırlarına ışık tutan bir Hikaye
Belki çok sıradan.ve basit,
Genede paylaşacağım sizlerle
12  Temuz sabahı trafikte seyerderken yaşlı bir çift Çingenenin yalvarır bir edayla ota stop una tanık oldum.
Tereddütsüz durdum.
Kiremit rengine çalan bir pantolon, kırmızıya çalan bir mintanın içinde parlak sarı bir penye, ve bildiğiniz Deniz Mavisi bir ceket üstünde bir Çingene Dede, 
ve yine üzerinde her renkten bir paye bir Çingene nineydi bu yolcular,
ve ellerinde bastonlar
Arabaya binmelerine yardım ettim
Elime bir kart ilşitridi dede.Sezen adında bir Hanım Efendinin ismi,
birde bir adres yazılıydı kartta
_ 'Yorgalar tarafalrında bir yer' dedim
_ Getir bizi oraya he oğul' dedi Çingene Dede
_ ' Başım üstüne Emice ' dedim
_ ' Hay senden Allah razı olsun '
_ Sorun değil Emice '  dedim. Kaldıki yaptığım iyi şeyleri bir takım beklentiler için yapan biri değilim
dua ve saire.Lakin bişeylere ihtiyaç duymayan biride değilim.Hem nasıl olabilirimki, bir soluk nefes için bile Allahın inayetine ve yardımına muhtaç ben, acizim elbette.Ama genede bir karşılık beklemem, dua vesaire
Neden sonra analdım ki bu yaşlı çift Sosyal yardımlaşma kurumuna gidiyorlardı.Ordaki Sezen Hanım adındaki kimsede bunlarla ilgilenecek görevlinin adıydı
Bir yere varmak bir sohbet başlatmak için sordum Dedeye
_ Yaş kaç Dede? '
_  ' 88 '
_  ' Nerelisin '
_ ' Akyazı '
Varmak istediğim yeri anlamış olamlıydı yaşlı Nine
_ Biz reçberiz toprakla uğraştık ömrümüzce'
Bişeyleri saklamak istediğini anlamıştım Ninenin, kaygı içindeydi. Çingene olduğumuzu anlarda bizi buracıkta bırakıverir diye koruyordu sanki.

Vay yaşlı Bilge çingene !!
Ne bilgiler ne sırlar saklıydıda teninde,
ama gene kestiremiyrdu bütün mevcüdiyetinin ben Çingeneyim diye haykırdığını
ama umut işte,garibanlık işte. belki anlamaz diye umuyordu
Oysa benim umrumda bile değildi. A ma teyid ettirmek istiyordum genede
_ ' Romen misin Emice '?
Çingene Nine atıldı hemen
_ Reçberiz biz oğul'
 saymaya başaldı Nine ama ben onu dinlemiyordum
_ Sana diyorum Emice'
_  He ya oğul Romenim inkarmı edeyim yani, beş parmağın beşi bir değilya'
_ He ya doğru dedin Emice beş parmağın beşi bir değil.iyilik her yerde iyi ,kötülük heyrde kötü, iyilik her dilde her Millete iyi, kötülük her dilde ve Millette kötü
bir rahatladı yaşlı  Çingene Nine
şöyle bir yaslandı geriye
Neden sonra Yorgalara vardık .Aradığımız adreste Sezen Hanım yoktu. Başka bir yer tarif ettiler bize
_ 'Kardeşim ' dedim
_Ben bu insanalrı yoldan alıp size getrdim artık gerisini siz yapın burası yardım kurumu değilmi,
öyleyse yapın görevinizi..
Ama ne mümkün İş başa düşmüştü. Tarif ettikleri yere doğru koyulduk.
Hava oldukça sıcaktı ve bu insanlar oldukça yaşlıydı onları bırakamazdım öylece.
Şehir merkezinde, Ordu Evi karşında deprem Müzesinin yanında bir yer.Giriş sivil arabaalra kapalı, yol kenarda duruksayamayacak kadar dar ve trafik sıkışık.
Dyandım kapıya,
aslında birazda tereddüt içinde.
Öyleya bu yaşlı Çingeneler
Sakaryanın sokaklarında dileniyor olabilirdiler
Ve bende yanlış anlaşılabilirdim böylelikle
Öyle ya Lüks bir araba ve arabada iki dilenci ve birde ben
Ama genede indim arabadan.Yardım ettim Dedeye ve Nineye
Ve Sezen Hanımı sordum bir görevliye
_ 'Yok o burda değil Yorgalarda ' demezmi..?
Hoppala !!!
saldırdım içeriye
olanı biteni analttım önce,
bu insanalrı yoldan aldığımı ,havanın sıcak olduğunu, ve bu yardım kuruluşlarının işleri böyle idare etmemesi gerektiğini filan söyledim.
_'Bu yaşlı çifte yardımcı olun' dedim ama ne çare
Tekrar Yorgaların yolunu tuttuk,
derken Belediye yanı ve tekrar Ordu Evi karşısı
ama o Ordu Evi karşında bir Kadın görevliye kafayı takmştım bu süre içinde.Yanına gittim yakasındaki karttan adını okudum ' Binnur Şensu '
Şensu su bana lazim değildi, ama bin nuruna taktım
_ 'Biliyormusun' dedim
_ ' Senin adın Binnur ama ben bir tane bile göremedim'
baktı baktı ve gitti Kadın, ama görev bitmedi.
sonunda Sezen Hanımı buldum.Sarışın gül yüzlü güzel bir Hanım Efendi
yaşlı Çingenelere ve bana  çay söyeldi ,
içtik
sonra ben  yaşlı Çingeneleri kendileryle ilgilenecek birini bulmuş olmanın mutluluğu içinde ordan ayrıldım
Arkamdan dular ediyorlardı. Onları duymadım bile.
Allah biliyor sevap için yapmadım
sevaba ihtiyacım olmadığı için değil.
Aksine çok  var
Sadece yapmış olduğum bir iyiliği karşılık beklemeksizin yapmaya alşık olduğum için
Be fakat bişeyi haala merak ediyorum.Tüm bunlar bir rastlantimiydı?
Ben olmasaydım o sıcakta bı piri fanilerin hali nic olurdu..?
Ben olamsaydım onlarla başka bir ben ilgilenecek miydi..?
 

 
Toplam blog
: 16
: 588
Kayıt tarihi
: 21.01.12
 
 

1972 Yılında Rize'nin şirin İlçesi İkizdere'nin Bayırköy'ünde yağmurlu bir Cumartesi öğleninde gö..