Cinler hakkında ne biliyoruz?

Ramazan ayı içersinde çeşitli televizyon kanallarında dini sohbetler sırasında, izleyicilerden de sorular alınır. Ancak bu soruların içinde bazen o kadar ipe sapa gelmez sorular olur ki, bir çok kişi gibi ben de şaşkınlığımı gizleyemem. Örneğin geçtiğimiz yıllarda Yaşar Nuri Öztürk'e bir izleyici, "Hocam iftar zamanı orucu cinsel ilişkiyle bozarsak ne olur?" gibi bir soru sormuş, Yaşar Nuri Öztürk de "Azıttın mı be adam?" diye cevap vermişti.

İki gün önce Nihat Hatipoğlu, programında dinleyici sorularına cevap veriyor. Soru şöyle: "Diş kaplaması olan kimsenin aldığı gusül abdesti geçerli midir?" Hoca gayet sakin bir şekilde "Tabii geçerlidir" cevabını verdi. Ben de içimden böyle soru sorulur mu diye düşünürken, başka bir izleyici şöyle bir soru yöneltti.

"Hocam ben durup dururken bayılıyorum, kendime ve çocuklarıma zarar vermek üzereyken 8 kişi beni zor zaptediyor. Bana bunu yapanın ÜÇHARFLİLER olduğu söylendi. Benim şimdi ne yapmam gerek?" diye bir soru yöneltti. Ben de içimden "Bayılıyorsan doktora gitmelisin. Sonra bir kadını 8 kişi nasıl zaptetmekte zorlanırmış ki?" diye düşünürken, Hatipoğlu, gayet ciddi bir şekilde "Tamam, sen şimdi telefonu kapat, ben gerekli açıklamayı yapayım"dedi ve başladı anlatmaya;

"Bu çok sık görülen bir vaka değildir. Ben de gençlik yıllarımda 12 yaşındaki bir kız çocuğunun böyle baygınlıklar geçirdiğine tanık olmuştum. Onu da 3 kişi zaptedemiyordu. "Bu üçharfililerin o kişiye zarar vermesinden kaynaklanıyor, ve bu varlıklar şeytanın başını çektiği kötü varlıklardır" (Gerek izleyici, gerek de hoca nedense cin kelimesini telaffuz etmiyor) Bunlar Kuran-ı Kerim'den ayetler okunarak kovulabilir. Eğer Üçharfli varlık ismini söylemişse onun adı verilerek dua okunduğunda, o varlık hemen oradan uzaklaşır."

Bir çoğumuz duymuşuzdur, cinci hocalar, cinleriyle insanları tedavi ettiğini ileri süren kişiler zaman zaman ortaya çıkmaktadırlar. Tabii o kadarını bilemiyorum. Ancak yeğenlerimden biri 3-4 yaşlarındayken, önümüzde oyuncaklarıyla oynarken, yanında hiç arkadaşı olmamasına rağmen boşluğa bakarak birileriyle konuşuyordu." Versene o topu bana, veya oyuncağımı alma" gibi cümleler. Tıpkı bir arkadaşla konuşur gibi. "Kiminle konuşuyorsun?" dediğimiz zaman "Arkadaşlarımla konuşuyorum" diyordu. Peki arkadaşlarının isimleri ne diye sorduğumuzda latinceye benzer iki tane isim söylediğini hatırlıyorum. Kız gece uyurken ağlayarak uyanıyor. Etrafta olmayan birileriyle konuşuyordu. En sonunda Bursa'da bu işlerden anlayan bir hocaya götürdüler. Daha sonra söylediklerine göre hoca bazı dualar okuyarak o varlıkların yakılmasını sağlamış. Nihat Hatipoğlu'nun da söylediği o varlıkların isimlerinin öğrenilmesinin çok önemli olduğuydu.

Kuran'da cin kelimesinin geçtiği bir çok ayet vardır. Bir kaç tane örnek verirsek;

Hicr Sûresinin 27 . Ayetinde
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

srâ Sûresinin 88 . Ayetinde
De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”

Kehf Sûresinin 50 . Ayetinde
Hani biz meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!

Bütün yukarıdakiler inançlar kategorisine giriyor.

Bu kategori haricinde ben Nihat Hatipoğlu'na bir soru sorsaydım, her halde şöyle bir soru sorardım.

"Hocam cinler, referandumda oy kullanabilirler mi?"

Bunu neden sorardım biliyor musunuz?

Çünkü geçen seçimlerde bazı sandıklarda seçmen sayısından çok daha fazla oy çıkmıştı da ondan!