Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '07

 
Kategori
Animasyon
 

Cinnet Getiren Polisler

Cinnet Getiren Polisler
 

Herkes bunalıma girebilir. Herkes cinnet getirebilir ve bu son derece insani bir rahatsızlık daha doğrusu bir patlama anıdır. Peki bir an düşünün, cinnet getirme noktasına gelen kişi silahlı ve aynı zamanda resmi devlet görevlisi bir polis. Bunun patlamaya hazır bir bomba olduğunu ve eğer önlem alınmazsa bu bombanın içimizde dolaştığını görebiliyor musunuz?

Polisler zor koşullarda çalışmaktalar. Aldıkları maaşlarla belki ailelerini zor geçindiriyorlar. Mesai koşulları ağır ve sözkonusu olan toplumsal bir görev olduğundan herşeyi içlerine atıp "derhal göreve koşmak zorundalar". Bunları hepimizin görmesi ve onları bu anlamda elbette ki takdir edip anlaması gerekiyor.

Fakat her kurumun içinde sistemin gözünden kaçan, gözardı edilen, görmezden gelinen durumlar vardır. Bu özellikle bizim gibi henüz şeffaflaşmamış ve bilgi akışı bireyden başlayarak tüm topluma yayılmamış ülkelerde daha da böyledir.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nde çalışan psikologlar var. Zaman zaman onlarla ilgili haberlerden hatırlıyorum da bunalıma giren polislerin psikoloğa gitmek istemediklerini, çünkü bunun sicillerine işlenecek olmasından ve hatta mesleklerini kaybedecek olmaktan korktuklarını anlatıyorlar.

Eğer kamusal görevinin gerçekten kutsal olduğuna inanıyorsa, toplum güvenliğini korumaya inanıyorsa bir polis ruhsal bunalımlar yaşamaya başladığında ya da daha basit söylersek depresyona girdiğinde bir psikoloğa başvurmuyorsa toplumsal sorumluluğunun önemini hiçe sayıyordur.

Çünkü depresyonun herkeste sonuçları farklı farklı olabilir. Kişiliğe göre, geçmişte yaşadıklarına göre kimi insan bunun sonucunda kendine, kimisi de etrafına zarar verebilir.

Bugün bir haberde yine bir polisin kendini aldattığından şüphelendiği bayan arkadaşını ve onunla birlikte bir erkeği bir alışveriş merkezinin ortasında başlarından kurşunlayıp öldürdüğünü okudum.

Geçenlerde eski karısını ve oğlunu öldüren ve bunu yapmadan önce yeni sevgilisine detayıyla bunu yapacağını anlatıp cep telefonuna kaydeden polisi hatırlıyor musunuz?? Kimse o polisin bu kadar vahşet dolu bir iş yapacağını tahmin edebilir miydi? ama daha sonra arkadaşlarının tuhaf durumundan şüphelenen meslekdaşlarının ve komşularının olduğunu da okuduk.

Şimdi genellikle Emniyet'ten şu açıklamaları duyarız:

"Efendim bu tür durumlar bireysel olaylardır. Arkadaşımız psikolojik bir bunalıma girmiştir. Bunu tüm kuruma maletmemek lazımdır. Görevini yapan diğer arkadaşlarımıza zarar verir." Buna benzer açıklamalar gelir . ama şöyle bir açıklama gelmez nedense;

"Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler arasında anket ve psikolojik testler yaptık ve sonuçta şu kadar polisimizin şöyle şöyle sorunları olduğunu tespit ettik. Sonuçta da şöyle şöyle tedbirler alıp bu arkadaşlarımızı psikolojik tedaviye aldık". Böyle açıklama ben duymadım hiç emniyetten, duyan varsa söylesin.

Depresyonda olan bir polisin durumu, bir insana elindeki saatli bombayla "hadi şimdi polislik yap ama kimseye zarar verme" denmesidir. Ya da daha basit örnekler verelim zira illa ki sonu ölümle bitmeyebilir.

Depresyondaki bir polisin muhakeme, soğukkanlı düşünme, doğru karar verme yetileri azalır. Bu tedavi edilebilir bir süreçtir. Bugün tüm dünyada depresyonun yaygın olarak tedavisi vardır ve yapılmaktadır. Önemli olan bu durumun hem kişiye hem de etrafına zarar vermeden farkına varılıp müdahale edilmesidir.

Bunu da en iyi polis arkadaşları tespit edebileceklerdir.

Çünkü birlikte görev yaptıkları meslekdaşlarını en iyi onlar gözleyebilirler. Bunu bir ispiyon olarak düşünmemek lazımdır ki bu tür kurumlarda insanlar bir meslekdaşının depresyonda olduğunu üstlerine bildirmenin onu ihbar etmek ya da mesleğini elinden almak gibi bir anlamı olduğunu düşünebilmekteler ne yazık ki.

ama onun iyiliği için ona yardım edilmesi gerektiğini de kabul etmek gerekir. aynı şey onu tanıyan çevresi için de geçerlidir.

Polis olmak istediğinde eminim kimse durduk yerde birine zarar vermek için polis olmaya karar vermiyordur. Ama bir kez bu mesleği seçtiyse bir kişi, her türlü ağırlığına ve sorumluluğuna, gelebilecek her türlü eleştiriye ve strese de hazırlıklı olmak, zayıf yönlerini de tamir etmek durumundadır.

Hepimizden önce bunu kendisi düşünmelidir eğer toplumu, yani bizi seviyorsa.

foto:1968 Eddie Adams, ABD

1 Şubat 1968. Güney Vietnam Polis Şefi Nguyen Ngoc Loan, Viet Kong'lu olduğundan şüphelendiği genci öldürürken.

http://www.fotografya.gen.tr/cnd/index.php?eniyibasin

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..