- Kategori
- İlişkiler
Cinsel duygularımız
yalnızlık misali herşey...
Bize buyruk dinlemez ve zorba bir organ verilmiştir.
Azgın bir hayvan gibi, amansız bir iştihasiyle herşeyi kendine yönlendirmeye çalışır.
Kadınlarda, türlü türlü dertlere yol açar.
Arzuların, isteklerin pekiştiği noktada kudurtur insanı.
Zamanında yemek yemeği, aklına gelen sözleri söylemeyi, beklemeyi bilmez kendi içlerinde çekilir ve delirir. Herkes hayal gücünün keyfine dalarak, ateşiyle kıvranarak arzu ve umut peşinde, gerçeğin yerine kat kat acayip olmayacak fırtınalar koyarlar.
Erkeklerin ateşiyle, kadınların yanması, kavrulması mahşer gününde hesaplarının zorba olduğunu tatmak gibi... Kadınların yarı çıplak giyinişiyle, erkeklerin gözlrinin doymasını sağlayıp kendilerine çekerekten içindeki açlığın doyurulmasıdır...
Tam bir açlık olmasada hiç değilse gözle doyurulan bir açlıktan daha zorludur...
Erkeklerin tenlerinin sıcaklarının erimesiyle, kadınların baştan başa çıkarma güçleri artar...
Oysaki, erkeklerin kadınları türlü yollardan aldatılıp azdırıyorlarken, durmadan hayallerini coşturuyor.
Daha sonrada dişiliklerine isyan ediyorlar... Kötülükleri haksızca değerlendirmek bu!!!
Kadınlar cinsel taşkınlıktan daha zararlı, daha insanlık dışı, bir bir cefa çekerken ahlaksızlığa düşebiliyor. Bu yüzden tutarsız, her türlü biçimler alıyor kötülükler...
Ahlak kurallarımızın sertliği, daha çok amansız sebebler doğuruyor.
Ömür boyunca zırh taşımak bir bakirelik perdesini taşımaktan daha kolaydır.
Bakireliği korumak en zorudur...
"Şeytanın gücü beldedir ", der Ermiş Hıeronimus. Bir tutkunun ötesindeki hayat misali herşey...
Kusur korkusuyla suç işliyorum der gibi...
hacer teke