Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

16 Aralık '07

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Cinsel Fanteziler

Cinsel Fanteziler
 

Kadın olsun, erkek olsun, her iki cinste kesinlikle cinsel hayaller kurarlar ve bu bir sapıklık değildir! Peki nedir cinsel fantezi dediğimiz düşler?

Cinsel hayal, bir arzu, hüner, kaçış ve belirsizlik haritasıdır. Endişe, suçluluk ve çekingenlik kayalık ve kumsallarında kendimizi yönlendirmek için icadettiğimiz deniz yoludur. Bilinçli bir işlemdir, ama bilinçaltı baskılara tepki olarak ortaya çıkmaktadır. İlginç olan taraf, fantezilerin yalnızca garip olması değil, makul de olabilmesidir. Her biri, onu yaratan insanın kişiliği, bilinçaltı hakkında bağlantılı ve tutarlı bir resim verir. Kişi onu saçma ve geçici bir arzu olarak düşlemiş olsa bile, kendinden bir şeyler yansıttığı gerçeği değişmez.

Burada anlatmak istediğim en önemli nokta, cinsel fantezilerin yalnızca doyumsuz kalan dileklerden kaynaklanmadığıdır. Aslında cinsel düşler konusundaki en belirgin yanılgı genellikle bu olmaktadır. Oysa insanın bilinçaltındaki arzuları mutlaka gerçekleşmesi güç ya da olanaksız olan niyetler değildir. Evet bazı dilekler bastırılır, çünkü kamu içerisindeki genel iyi ve kötü kavramlarına uymamaktadır. Bazı dileklerse Freudçu açıklamalar uyarınca, eski ödipal korkuları uyaracağı gerekçesiyle bastırılmakta, hatta unutulmaktadır. Lakin bu kuytu ormanın içerisinde, Freud' un "çok yönlü sapma" diye adlandırdığı erotik yaşamın ilk evresinin izleri de bulunmakta ve cinsel dürtülerimize enerji, parlaklık ve o gizli heyecanlı suç dozunu sağlamaktadır. Çok yönlü sapma kavramıyla Freud' un anlatmak istediği, doğuşta bebeklerin, vücudun her açıklığından tenin herhangi bir noktasının erotik uyarım alabilecek kadar farklılaşmadan uzak olduğudur. Bu uyarım, her iki cinsten olabileceği gibi herhangi bir hayvandan, yiyecekten, renkten, nesneden, hava akımı veya ısı değişiminden de olabilir.

Çocuk büyüdükçe toplumsallaşarak bir kimlik kazanır, aldığı ya da aradığı doyumlar da özelleşir. Lakin bilinçaltının bir köşesinde ilk bebeklik döneminin henüz törpülenmemiş bu duyumları kalmış olacaktır. Bu anlamda cinsel düşlerin, bebeklikte yaşanan o her şeyden güçlü hazlara yaklaşabildiğimiz en uç nokta olduğu düşünülebilir. Bu da cinsel düşlerin mutlaka doyumsuz kalmış arzulardan kaynaklandığına değil, geçmişteki bir takım güzel duyumları yeniden yaşama arzusundan da kaynaklanabileceğine işaret etmektedir.

Bazı fantezilerin mutlaka gerçekleştirilmesi gereklidir... Mesela, güzel bir kızı yemeğe çıkarmayı veya sinema, tiyatro vb götürmeyi düşleyen utangaç bir erkeğin, çekingenliğini bir kenara bırakarak düşünü gerçekleştirmeye koyulması çok yerinde olacaktır.

Erkekler cinsellik konusunda düş kurmaya kadınlardan daha fazla eğilim gösterirler. Kadın ve erkek cinsellikleri arasındaki başlıca farklılık da budur. Psikolojik uyarılma erkek cinselliğinde çok daha belirleyicidir. Kendi kendini uyarırken erkeklerin % 90' ına karşılık kadınların ancak % 50' si düş kurmaktadır. Bundan başka, erkeklerin fantezileri çoğunlukla tatmin olmamış ya da bastırılmış bir takım arzuları yansıtırken, kadınların genellikle hoşlanmış oldukları deneylerini düşledikleri tesbit edilmiştir. Ancak günümüzde cinsel özgürleşmeye paralel olarak kadınların düşleme oranında da, niteliğinde de bir değişim olduğu düşünülebilir.

Aslında niteliksel olarak kadın fantezilerinin, tipik olanın dışına çıktığı örneklere geçmişte rastlamak pekala mümkündür. Mesela, James Joyce' ın 1922' de yayınladığı Ulysses adlı ünlü kitabının kadın kahramanı Molly Bloom, zaman zaman kendini limandaki denizcilere vermenin nasıl olacağını hayal ederken, çoğunlukla kocası ve aşığının doldurduğu geçmişinden çekip çıkardığı çeşitli anılarla fanteziler kurmaktadır.

Her ne kadar Molly Bloom olayında da sergilendiği gibi kadınlar yaşamış oldukları bireysel deneylerinden kaynaklanan fanteziler kurmaktaysalar da, fantezi olgusu hala daha esas olarak erkeklere hastır.

Masturbasyon sırasında erotik kitap ya da resimlerden bir uyarı unsuru olarak yararlanmanın kadınlarda neredeyse hiç görülmediği araştırmalar sonucunda anlaşılmıştır. Oysa erkeklerin, psikolojik uyarım unsuru olarak erotik sinemaya ve dergilere düşkünlüğü, önemli bir ticaret alanı yaratabilecek boyutlardadır.

Uzun yıllar evvel kadınların, erkeklere kıyasla düşleri hem nicelik, hem de nitelik olarak daha sınırlı olmuş olabilir. Ancak yapılan araştırmalar artık kadın düşlerinin de oldukça renklileştiğine işaret etmektedir. En belli başlı cinsel düş teması kadınlar arasında tecavüz olagelmiştir. Bunun dışında sayılabilecek olan temaların sayısı az değildir. Akraba aşkı, yasak olanı yapmak, eşcinsellik, teşhircilik, fahişelik, mazohizm, sadizm gibi motifler sık sık kadın fantezilerine malzeme sağlamaktadır. Dolayısıyla düş kurma bakımından erkeklerle kadınlar arasındaki farklılığın giderek azaldığı düşünülebilir. Yaşamları boyunca hiç yapmamış oldukları veya düşleri dışında asla yapmayı düşünmeyecekleri şeyleri hayal etme alışkanlığının yalnızca erkeklere has olduğu yolundaki genel kanının, günümüzde yeniden gözden geçirilmesi gerektiği açıktır.

Kadınların cinsel fantezilerinden bahsetmekten çekindiği dönemler giderek geçmişe gömülmektedir. İstatiksel olarak cinsel düşleme konusunda erkeklere yaklaşamadıkları halde kadınların da oldukça rahatladıkları ve düşlerinden bahsedebildikleri kesindir. Bugün, yalnızca cinsel düşler kurarak orgazm olan kadınların bulunduğu bilinmektedir.

Gerek kadınlarda, gerekse erkeklerde cinsel düşler kurmak son derece olağan bir durumdur. Cinsel sapıklıkla bir ilişki aramak yersizdir. İnsanların üzerinden çeşitli baskı ve endişelerin kalkmasına da yardım eden bu düşler, cinsel sapıklık değil, olsa olsa cinsel uyum ve doyuma yol açabilirler.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..