Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '15

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Cinsel kimlikler sözlükçesi

Cinsel kimlikler sözlükçesi
 

google


Bu metin, şu metnin yorumu olarak yazıldı:

http://blog.radikal.com.tr/lgbt/cinsel-kimlikler-sozlugu-90558

Halil Kandok’un katılmadığım çok tanımı var. Ancak, yazmak istediğim onlar değil. Yapmak istediğim, onunkinden biraz daha değişik bir haritalama yapmak.

Öncelikle, ‘sözlükçe’ ‘küçük sözlük’ demek; ‘bağ ve ‘bağçe / bahçe’ arasındaki ilinti gibi.

Biz, cinsel kimlikleri 3 vektörde irdeleyeceğiz, yani sözlükçe buraya daraltılacak:

Bedensel, zihinsel, kültürel.

Bir de, pek kullanılmasa da, tüm bu çeşitlemelerin, bir kişinin 14-70 yaş arasındaki biyografisinde ayrı ayrı veya birarada çeşitli yaş dilimlerinde bulunabileceğini, yani kişinin tercihlerini zaman içinde değiştirme yönünde eğilim gösterebileceğini imlemek isteriz.

Öncelikle bu 3 cinsel vektör birbiriyle çelişebilir veya çatışabilir ama kişi bu karşıtlıkları görmekten ve/ya yaşamaktan kaçınabilir ki o zaman bunlar birbiriyle karşılaşmaz (encounter).

Örnekleyelim:

Erkek veya kadın bir birey, kendini bedensel olarak kadın, zihinsel olarak erkek, kültürel olarak biseksüel duyumsayabilir veya yaşayabilir.

Cinsel kimlik, bunlardan yalnızca kültürel olanıdır.

Çok basit bir ayrıntı var:

Bir erkek, kadınlarla uğraşmaktansa, yalnızca masturbasyonu seçen bedensel erkek, zihinsel erkek, kültürel erkek olabilir pekala. Bu bir partner bulamama değildir. Partner arama veya karşıdan gelen partnerlik talebini reddetme olarak zuhur eder. Bu, eşcinsellerin de karıştırdığı bir şey: Aseksüellik, nötrosüellik, masturbatörlük, birbirinden farklı şeylerdir.

Genetik olarak hermafrodit doğmuş biri, zihninde kadın olurken, kültürel olarak erkek olmayı yeğleyebilir ve kendi varlığına ihanet etmiş olmaz. O zaman, asıl ama az yazılan / kullanılan biçimiyle transvesti (kıyafet değiştiren) biri olarak, erkek görünümünde ve arada kadın giysileri giyen zihinsel kadın olarak yaşayabilir.

Aileye gelince, asıl cinsel kimlik buradadır:

Eşcinseller, mücadeleyi zorlayıp, Batı’da evlilik ve çocuk edinme hakkı alalı beridir, aslında heterolardan ne kadar farksız olduklarını sergilediler. Hemen, aldatma ve boşanmalar başladı. Bir de, bir ‘eşcinsel-kadın-resmen-evli’ çiftin özellikle sağır çocuk doğurmaları gibi, heteroların ile yapmadığı zorlamalar ortaya çıkmaya başladı: Bence, hiç kimsenin sağır olmadan doğabilecek bir çocuğu sağır doğurmak gibi bir hakkı ve lüksü olamaz, o çocuk isterse kendini sağır edebilir ama duymaya başlayamaz çünkü.

http://www.internethaber.com/ilk-escinsel-bosanma-73275h.htm

Dönüp tersten bakalım:

Kandok’un yazısında sayılanlardan hiçbirisinin, belki kendisinin de, yukarıda sözünü ettiğim, 3 vektörün birbirinden farklı doğrultularda işlemesi özgürlüğünü dikkate almadığı gibi bir gerçek var ortada.

Yani, seksüel bir tekilcilik var ortada. (Biseksüalite de, bigami de tekilciliktir, hatat orji bile öyledir.)

Eğer, seksüel çoğulculuk yolunu seçerse insan, o zaman cinsel kimliği olamaz. Zaten bir kimliği olamaz, çünkü bütün kimlikler faşisttir, cinsel kimlikler de öyle, hetero da olsa öyle, homo da olsa öyle...

Ara nağme: Kadındaki erkek, erkekteki kadın, eşcinsellik konusu değildir ve bir türlü üzerinde yeterince çalışılamamıştır, çünkü kadın-erkek ayrımı ve özdeşliği konusu, resmen kategorize edilememiştir henüz.Eşcinseller de bunun böyel kalması için, katkıda bulunuyorlar.

Yani, bir çizgiden fazla zekası olan, bir çizgiden fazla bilgisi olanlar için konuştuğumuzu bir kez daha anımsatmak koşuluyla (yani quod libetique’imizi ‘ne olsa gider’ durumuna getirmiyoruz), cinsel kimliğin ve cinsel seçimlerin, belli biyografik momentlerde ve belli kültürel momentlerde, hem o kişi için, hem o grup için, hem de o kültür için, oldukça dalgalı ve belirsiz olduğunu imlemek istiyoruz.

Şöyle örnekleyelim:

Kendini eşcinsel sanıp da, eşcinsel olmayan da gördüm. Orjiyi yaşayıp, hiçbir biçimde kendi kişiliğine uymadığını yaşayan da gördüm. Çünkü bunları özgürlük sanıyorlardı, oysa değildi.

Anlatmaya çabaladığım bunlar:

Bir: Eşcinseller de, seksüellik konusunda feci sıkıcılaştı çoktan.

İki: Eşcinseller de özgürlüğü tanımıyorlar pek. Tanımaya niyetleri de olmuyor pek.

Üç: Hiç kimse seks konusunu tanımıyor, ‘terra incognita’ yani. Bildiğim bir, ‘Triton’ bilimkurgu romanı, konuya gerçekten yakınsadı, o kadar.

O nedenle, mono-hetero kutsal-aile takınaklı normal faşizminden çıkan / kaçan eksodus / özgürlük yolunu, ne yazık ki eşcinselller açamadı: 50 yıldır böyle bu durum.

Çünkü tüm soruları yanlış soruyorlar ve yanıtları da çoğunluk alamıyorlar.

Kandok’un yazısı da, cinsel kimlik sözlüğünün temel tüm sözcüklerini içerememiş ne yazık ki. Kendisi bakmamış ve görmemiş ne yazık ki.

Dipnot: Kendi seksüel çizgisini 30 küsur yıldır günceleriyle, yeterince izleklemiş biriyim.

Nesnel veri tabanı da şu:

http://blog.radikal.com.tr/lgbt/insanda-seksuel-secimler-6734

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..