Cinsel saldırı ürkütücü boyutlara ulaştı…

Cinsel saldırı, hiçbir toplumun kabul edemeyeceği, insan onurunu yerlebir eden bir saldırı şeklidir. Mağdur,  kendini savunacak güçte olmadığı için onuru kırılır, aşağılık duygusu içine girer. Bu durumda tek tutunacağı dal devletin caydırıcı gücüdür. Oradan da yeterli destek ve neticeyi alamazsa, psikolojik rahatsızlıklar başlar.

Her toplumda ensest ilişkiler, tacizler, saldırılar yaşanmaktadır. Ancak çıkartılan ve kararlılıkla uygulanan yasalar tecavüzcülerin bir değil, birkaç kez düşünmesini sağlar. Eğerbir toplumda kadın ikinci sınıf vatandaş veya alınıp satılabilir bil mal olarak görülüyorsa, o toplumda ne ciddi yasalar çıkar, ne de olanlar uygulanabilir. Eğer en basitinden, evde eşinin cinsel saldırısına uğramış bir kadın güvenlik güçlerine sığındığında, “O senin kocandır” deyip tecavüzcüsüne teslim ediliyorsa aşağıdaki rakamlar çok da ürkütücü sayılmayacaktır.

Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Veli San, "Türk Ceza Kanunu'nun (Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar) 102, 103, 104 ve 105. maddelerine göre işlenen suçlarda 2002'de Türkiye'de dosya sayısı 8 bin 146 iken bu sayı 2011'de 32 bin 988 olmuştur. Yani yüzde 400 civarında bir artış var" dedi.

Bu iktidar döneminde sayının bu kadar korkunç artmasının sebebi iktidarın bu konuya bakış şeklinin eseri değilse, iş bilmezliğin, acemiliğin, halkı umursamazlığın eseri olmalıdır.

Asıl ilginç taraf ise halkın kendilerine bu kadar taciz ve tecavüz edilirken, istatistiklerin hükümetin bu konuda da sınıfta kaldığını gösterirken, halkın hala bunlara güvenmesidir.

İzmir 2012-11-08